"Evleniyoruz!"
"Ben biliyordum böyle olacağını. Altay saf saf gülerek dolaşıyordu sürekli siz gitmeden önce. Bir haller olduğu belliydi."
Altay Ceyda'nın kolunu çimdiklemişti dediğinden sonra.
"Ne var ya? Sanki yalan söyledik. Evlenin de bana da sıra gelsin."
"Ha yani biz mutlu olalım diye değil de siz evlenin diye evleneceğiz öyle mi?"
"Siz zaten mutlusunuz Sevgi'm."
"Doğru."
"Bu sarıya ne olmuş böyle? Geldiğinden beri ağzını bıçak açmıyor."
"Vallahi onu ben de anlamadım. Gelirken de hiç konuşmadı. Bir şey olmuş ama söylemiyor."
Bir sıkıntısı olduğu belliydi. Masanın üstünde duran çay bardağın dalmış gitmişti. Kendisinden bahsetmemize rağmen ses etmemişti.
"Rıdvan? Kardeşim, bir sorun mu var?"
Altay ilk defa Rıdvan'a kardeşim demişti. Kötü anlaşmıyorlardı ama bu kadar yakın da değillerdi.
"Ben transfer oluyorum."
Rıdvan'ın gözlerini kapatıp söylediği şeye karşın Ceyda şaşkınlıkla tepki vermişti. Haberinin olmadığı belliydi.
"Ne dedin sen?"
"Gidiyorum yani."
"Gidiyorsun..." Gözleri dolmuştu Ceyda'nın konuşurken. "Tamam Rıdvan. Git sen."
Çantasını alıp ayaklanınca biz de Altay ile izleme modundan çıkmıştık.
"Size afiyet olsun. Ben doydum."
"Ceyda bekle."
Bunu Rıdvan'ın demesi gerekirken Altay demiş ve peşinden gitmişti kuzeninin.
"Bunu yalnızken söylemen gerekiyordu sarı. Ayrıca gidiyorum ne ya? Sen gideceksin, o burada mı kalacak?"
"Ne yapacaktım? Onun burada bir hayatı var. Onu da peşimden götüremem."
"Sen aptalsın. Sen gel desen o koşarak gelir. Sevmek bu değil. Sevince birbirinizin hayatı oluyorsunuz zaten."
Deneyimliydik. Biliyorduk böyle şeyleri tabii.
Konuşmayıp stresle saçlarını karıştırınca daha da sinir olmuştum.
"Burada kendi kendini yiyeceğinde git de gönlünü al kızın. Bir de o saçlarını kes Allah aşkına, ne o öyle?"
İlk cümlemde hesabı isteyip ikinci cümlemi duyduğunda gözlerini devirmişti.
Hem suçlu hem güçlü. Yardımcı olan da kabahat.
Mekândan çıkarken Altay'ı aradım.
"Neredesiniz?"
"Ceyda'yı eve bıraktım. Şimdi seni almaya geliyorum güzelim."
"Tamam ben bekliyorum seni o zaman."
"Nerede o ..."
Devamını duymak istemediğimden direkt cevap verdim.
"Bilmiyorum, hesabı ödeyip kalktı. Herhalde Ceyda'nın yanına gider."
"Aptal çocuk, kızı nasıl üzdüğünün farkında mı acaba?"
"Farkında değilse de artık öyle olmalı. Üç beş bir şey söyledim."
"Sevgi..."
"Söyle bir tanem."
"Ben transfer olsam benimle gelir miydin?"
"Seninle her yere gelirim kaleci. Bunu sormadın sayıyorum. Evleniyoruz oğlum biz. Beni sinir etme."
Kulağıma dolan gülüşüyle dünya yeniden benim olmuştu.
"Seni çok seviyorum."
"Ben de kaleci, ben de çok seviyorum."
🫀
Sonda ben de kendimi seviyorum dedirtip zort etmem yok muydu bi kjhfdsgldhg