Kapının kapanma sesiyle kendime geldikten sonra ceryan yapmıştır diye düşünerek arkaya bakma gereği duymadım. Ardından ayakkabı seslerini duyunca omzumun üstünden kimin geldiğine baktım. Kafamı çevirip geri önüme döndüğümde şaşkınlıkla geri arkaya bakmam bir olmuştu.
Siyah pantolonu, kahverengi kadife kumaş gibi görünen gömleği ve dirseğinin biraz altına kadar katlamış olduğu siyah deri ceketiyle ilgi çekici duruyordu. Dağınık siyah saçları sanki özenle dağıtılmış havası veriyordu.
-
"Elin kanıyor."
ona seslenişimle yüzünü bana çevirdi. Sonra sanki kanadığından haberi yokmuş gibi eline baktı.
"Öyle"
"Ve ben çıkan sesten rahatsız oluyorum, bu kitap okumamı engelliyor."
-
"Endişelendiğim tek şey parkeler, akan kan parkelerin arasına girerse onları kim temizleyecek? Sahi sen neden buradasın?"
-
"Bayıldı. Çok fazla kan kaybetmiş. Kan grubunu tespit edip aynı kan grubunda olan birisinden nakledilecek. Sonrada dikiş atılacak. Refakatçi olarak siz mi kalacaksınız? " Bu sefer soru yanıtlama sırası bendeydi.
"Evet."
Doktor sol elinde dosya ve sağ elinde kalemle sağ eliyle ensesini kaşıdıktan sonra bana döndü.
"Hangi sıfatla? "
Dudaklarımı aralayıp cevap verecek iken benden önce Yardımsever olarak adlandırdığım amca cevap vererek Dünya'da ilk sıraya girmemi sağlayacak dozda şaşırmamı sağlamıştı.
"Sevgilisi olarak "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARILTI
Genç KurguNe garip, güneşten kaçmak isteyenler için çare gölgededir. Ama bizim hikayemizde güneş gölgeye görünüp onu yok etmeyecek, gölgenin içindeki kafesten ruhunu kurtaracak. "Sönmeye yakın, son kez parlayacak bir parıltı işine yarar mı?" Özge Bilgiç. Biy...