PARILTI

Kesitler

Medya Buğra'nın eli.

-

Kelimelerim ağız burun kavga etmiş, birbirlerine küsmüş gibiydiler.

Bir araya getirip cümle oluşturamıyordu. Ağzımı açsam belli belirsiz şeyler çıkacak gibiydi. Aval aval bakıyordum.

Mustafa yerine Genç Adam'ı görmek haliyle şaşırtıcıydı. Genç Adam gözlerini benden alıp arkaya baktığında bende arkaya baktım. Hamit'in ağızı aralanmıştı. Birkaç adım gerileyip koşmaya başladı. Bu hali inanılmaz komikti.

-

Çömeldiğim yerden kitabı kanepenin üstüne bıraktığımda dışarıdan sesler geliyordu. Cam açık olduğu için daha net duyuluyordu. "Bunlar burada kalacak siz her gün gelip kontrol edeceksiniz, tek güvenli yer burası." Konuşan adam sesiydi ve oldukça diktatör çıkıyordu. Dudaklarımı oynatıp sesimi çıkartmadan 'bunlar kim' diye sordum. Bacaklarımı kanepe de yatar halim gibi uzatmıştım.

Onun yanına gitmeye niyetim yoktu. Başını cama doğru çevirip baktıktan sonra "Kahretsin," demişti sessizce. Sesi öfke doluydu. Bacağının bir tanesini kanepeye uzattıktan sonra planlamış gibi üstüme doğru yuvarlandı.

Artık sadece bacaklarım değil bütün gövdem yerdeydi. Elleriyle kollarımı sımsıkı tutup yere sabitlemişti. Bütün ağırlığını üstüme vermiyor gibiydi.

Üst kattaki daireden sesler geliyordu. Onlar gidene kadar sesimi çıkartmamam gerektiğini hissediyordum. Zaten şu durumda sesimi çıkartmam mümkün değil gibi gözüküyordu çünkü Buğra yüzünü benimkisinin tam hizasına getirmişti.

Ne yapıyordu bu? Çabuk uzaklaş!

Bu durumdan rahatsız olduğumu bilmesini istediğim için "Ne zaman üstümden kalkacaksın?" diye sordum memnuniyetsizce. Sırıttı. Başımı geriye doğru yasladığımda aramızda birazcık daha boşluk oluşturmuştum. Bu sefer o bana doğru daha çok yaklaştığında istemeden üstümdeki ağırlığı fazlalaşmıştı. Kafamı eski haline getirip yukarı doğru azıcık kaldırdığımda istemeden bir şey olmuştu.

Gereksiz temas!