"İnanma istersen yıldızların yandığına, Güneşin döndüğüne inanma. Doğrunun ta kendisini yalan bil ama seni sevdiğime inan, Ophelia."
- Hamlet, W.Shakespeare
ONUNCU BÖLÜM: "Leyla ve Ophelia."
MAYIS, 1992
Kırgınlıkları ve pişmanlıkları bir örtü gibi sıkıca üzerine çekmiş kadın, rengarenk çiçeklerin arasında ölüm uykusuna yatmış diğer bir kadınla tanıştı. Ophelia'nın* da bir ağabeyi vardı. Oyun boyunca kardeşinin iyiliğini düşündüğünü söyleyerek kadını küçük düşürmüştü. Babasının da zaten ondan farkı yoktu. Leyla, kendine baktı. Benzerliğe buruk bir şekilde gülmeden edemedi.
Kitapta sadece birkaç sayfada geçen bu acı dolu kadın için üzülmüştü ve dakikalardır üzerine düşünüyordu. Halbuki bu Ophelia'nın hikayesi değildi. Bu Prens Hamlet'in intikam hikayesiydi.
İntikam.
Bakışları büyüten, elinde duran kitaptan da bulunduğu yerden de soyutlanmasına sebep olacak kendi sesini duydu. Ardından aylardır duymadığı ve artık unuttuğunu düşündüğü sesi.
"Neredeydin?" diye sormuştu kadın. Usul usul ama bir o kadar yaralı bir sesle.
"Bu sorunun cevabını şu an sana veremem, Leyla. Ve sana yalan söylemeyi istemiyorum. Sorma, rica ediyorum senden."
Leyla'nın boğazına koca bir yumru oturmuştu. "Ali," dedi neredeyse ağlayacaktı. "Başka biri mi var?"
Aylardır kafasını bir karınca gibi kemiren o soruyu bir anda sormuştu. "Yasemin mi? O yüzden mi?"
"Leyla sen ne saçmalıyorsun?"
"Saçmalamıyorum!" diye çıkışmıştı. O gece bunu öyle bağırarak söylemişti ki Leyla hatırlayınca kulakları uğuldadı. "Geçen gün o eve gittiğini biliyorum. Niye gittin?"
"Beni takip mi ettin?" diye sordu Ali Kemal şaşkınlıkla. "İnanamıyorum sana." Daha fazla bu konuşmayı yapmak istemeyerek odaya girdi. Üzerindeki gömleğinin düğmelerini çözerken Leyla daha çok sinirlenip içeri girmişti. Adımları yeri dövüyor, öfkesi içinde kaynıyordu.
"Aslında hiç unutmadın, değil mi? O Allahın belası duyguların hiç bitmedi, değil mi?! Sana sormadım, hiç sormadım! Ama şimdi soruyorum. Sen niye evlendin benimle? Hâlâ o varsa neden? Adam akıllı bir cevap ver bana! Hayatında bir kez olsun ver! İntikam mı almak istiyorsun ağabeyimden? O yüzden miydi?" Burnundan güler gibi bir ses çıktı. "Onun beni umursadığını mı sanıyorsun, he? Bunun onun canını yakacağını mı sanıyorsun? Benim mutsuzluğum onu mutlu eder ancak."
Ali Kemal, kadının yükselmesine karşılık tepkisiz kalıyor, sesini çıkarmıyordu ama eli dolap aslında öylece durdu. En başa dönmüşlerdi. Hatta daha da geriye. Her şeyin tepetaklak olduğu o tarihi maalesef iyi hatırlıyordu. Kadına döndü.
Leyla devam etti. "Anlaması zor değil aslında. Buralardaydım, elinin altında. Aptal gibi gözünün içine bakıyordum. Kolaydı yani. Ayağına gelen bir fırsattım. Ama haydi itiraf et artık. İkimizde büyüdük. Yıllar geçti. Ne ben o sokakta bulduğun kadınım, ne de sen o adamsın!"
"İstedim, evet. En başta çok istedim!" diye haykırdı. "Ama hayır, seninle hiçbir zaman hiçbir şeyin intikamını almadım, Leyla."
"İstedin..." dedi yüreği acırken. "Bence hâlâ istiyorsun Ali, sadece farkında değilsin."
"Hayır," diye inkar etti Ali Kemal hızla.
"Öyle olsaydı..." Durdu Leyla. Boğazına oturan yumru büyüdükçe büyürken nefesi kesilir gibi oldu. Gözünden yaşlar boşalırken tekrar etti. "Öyle olsaydı Ali, bu evin üstüme yıkıldığını bilmene rağmen her gün beni burada yalnız bırakmazdın. Duvarlar üstüme üstüme geliyor anlamıyor musun? Bu ben miyim sence? Biz miyiz bu? Ya biz... biz neyi kaybettik unuttun mu?"
![](https://img.wattpad.com/cover/309773294-288-k528910.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK | Tamamlandı
Mystery / Thriller1980'ler ve 1990'larda geçen geçmiş-şimdiki zaman sarmalındaki hikayede, küçüklüğünden beri duyduğu ve gördüğü şeyler herkesten farklı olan Leyla'nın yolu çıkmaz bir sokakta tanımadığı bir adamla kesişir. Adam, kadını o gece zor durumdan kurtarır ve...