Jungkook otuz iki yaşında bir üniversitenin müdürüydü ve Jimin ise yirmi dört yaşında onun üvey kardeşi aynı zamanda da okulunun bir öğrencisiydi. Okulunun haylaz öğrencisi ve aynı zamanda üvey kardeşi Park Jimin.
Mini fic!
Jungkook her zamanki gibi sabahın erken saatlerinde kalkmış ve işe gitmek için hazırlanmıştı. Şimdiki görevi güzel bir kahvaltı yapmak için biricik üvey kardeşini kaldırmaktı.
Jungkook otuz iki yaşında bir üniversitenin müdürüydü ve Jimin ise yirmi dört yaşında onun üvey kardeşi aynı zamanda da okulunun bir öğrencisiydi. Okulunun haylaz öğrencisi ve aynı zamanda üvey kardeşi Park Jimin.
Jimin'in odasına girdiğinde birkaç kez kardeşine seslende de Jimin uyanmama konusunda inatçı gibiydi. Gözlerini her tarafı resim olan odada gezdirdi ve en sonunda çalışma masasının üstündeki su şişesini görünce sırıttı.
Hemen şişeyi alıp uyuyan bedenin yanında durdu ve suyu ani bir hızda yüzüne döktü. "Hay sikeyim!" Jimin anında uykusundan uyanırken ağzından bir küfür kaçırmış sinirle ona bakan bedene bakmıştı. Jungkook kaşlarını çatıp onun ağzına hafif bir şekilde vurdu. "Küfür etme." Diye onu uyarsa da bu Jimin'in umrunda değil gibiydi. Ayağa kalkarken göz devirdi küçük beden.
"Dediklerini yapmayacağımı tahminen ne zaman kavrarsın?" Jungkook olduğu yerde durmaya devam ederken omuz silkti. "İşime gelmiyor." Demekle yetindiğinde Jimin üstünü rahat bir tavırla çıkarttı. Birbirlerinin yanında giyinmek onlar için sorun değildi. Sonuçta onlar küçüklükten beri beraberdi.
"Matematikçi yine şikayet etmiş seni." Diye mırıldandı Jungkook. Jimin ile ilgili bir durum olduğunda birileri illa gelir Jungkook'a bunu söylerdi. Jimin kıkırdadı. "Soruları çözemeyip ben çözünce deliriyor. Kuduruyor resmen." Dedi eğlendiğini belli eden bir şekilde. Eşofman altını çıkarırken pantolon aramak için dolabın kapağını açtı.
"Öğretmenlerine biraz daha saygılı davransan sorun kalmaz Jimin." Belki dinler diye düşünüp konuştu Jungkook. Jimin pantolonunu giyip üstünü daha giymeden çalışma masasına oturdu. "Tek sorun ben miyim sanıyorsun?" Jungkook kaşlarını çatarak başını salladı olumlu anlamda.
Jimin hahladı ve güldü. "Bir sikim bildiğin yok senin." Dedi ve dün askıya özenle astığı kazağını çıkarıp üzerine geçirdi. Jungkook sinirlendiğini hissederken "Neymiş bilmediğim?" Diye sordu. Jimin'in bilmiş bilmiş konuşması onu sinirlendiriyordu. Jimin ise bunu sık sık yapardı.
"O kadın senden hoşlanıyor. Geçen odana girerken gömleğinin düğmelerini açıyordu." Jungkook kaşlarını kaldırdı. Yine de altta kalmak istemedi. "Farkındayım." Jimin yüzünü buruşturdu ve kesin kesin der gibi salladı.
"Tanımıyorum sanki seni." Çorabını da giydiğinde derin bir nefes aldı. Odasından çıkıp tuvalete girerken Jungkook'un sesini duydu. "Kahvaltıya gel." Jimin kahvaltı yapmayı sevmezdi ama biriyle yemek yemeyi severdi bu yüzden Jungkook kahvaltıda ona eşlik etmeye özen gösterirdi.
Jimin saçlarını hafif ıslatıp şekil verdikten sonra tuvaletten çıktı ve mutfağa ilerlerken şarkı mırıldanmaya başladı. Jungkook'un telefonla konuşma sesi gelse de önemsemedi. Tam mutfağa girecekken serçe parmağını çarpmasıyla "Sikeyim!" Diye adete bağırdı. Jungkook anında kendisine sinirli bir şekilde dönerken parmağını işaret etti ve dudağını ısırdı.
Jimin her canı yandığında dramanın dibine vururdu. Bu onun kötü bir huyuydu. Jungkook telefonu kulağı ve omzu arasına sıkıştırdı ve küçük bedeni kucağına aldığı gibi oturma odasına getirip koltuğa oturttu. "Pekala bayan Lee bu akşam olabilir." Diye konuştuğunda Jimin kaşlarını çattı. O aptal kadın hakkında daha yeni konuşmuşlardı!
Çorabını çıkarıp hyunguna parmağını uzattı ve fısıldadı. "Kırıldı galiba." Dediğinde Jungkook onun dediğini es geçti ve yere çömeldi. "Görüşürüz. İyi günler." Diyerek telefonu kapattı ve Jimin ayağını tuttu. "Hayırlı olsun bir gazimiz var." Jimin dudağını büktü. "Kırıldı değil mi? Zaten çok acıyor." Dedi ve kendini koltukta geri bıraktı.
Jungkook onun bu haline karşı güldü. Bu hali her zaman ona komik gelirdi. Çorabını geri giydirirken konuştu. "Hiçbir şeyi yok Jimin. Ne kırık ne çatlak." Dedi ve ayağa kalktı. Arkasını dönüp mutfağa girecekken arkasından duyduğu mızırdanmayla derin bir nefes alarak arkasına döndü.
"Parmağım acıyor nasıl yürüyeceğim?" Diyerek kollarını hyunguna uzattı. "Gel buraya koca bebek." Jungkook onu kucağına aldı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Görünüşleri
Bu hikaye haciree_63 için yazılmıştır denilebilir... fikirleri oluşturan o diyebiliriz. Güzel bir fic olur umarım. Eğer çok uzatamazsam böyle kısa bir fic de olabilir 10 bölümlük falan uzatabilirsem 20 bölüm de olur 30 da
Beğenirsiniz umarım...
EcrnEyl askmın yazdığı yeni fice de bakın Lütfennnn
