Bölüm 13

23 0 0
                                    

Zeynep'in ağzından;

Bir gariplik olduğunun farkındaydım. O yüzden çaktırmadan pencereyi aralayıp Mustafaların gelmesini bekledim. Kapı açıldı;
Sarhoştu..
Aslında sarhoş demek doğru olmazdı. Zil zurna sarhoştu ayakta duramayacak derecedeydi. İçim acımıştı. Hala o sevdanın olduğunu bilmiyordum. Hep bilmiştim. Hepte bilecektim..
Ne kadar zordu tarifi bile yoktu. Ama ben bunu en başından beri biliyordum. Ses çıkarmıyordum o yüzden. Yinede insandım. İçten içe çok kıskanıyordum. Sevdiğim adam beni severken, o kadını sevdiği gibi sevsin çok isterdim. Sevişirken o hırçın halini değilde sevdiği bir kadınla sevişir gibi tutkulu olsun isterdim. Bana dokunurken bile sertti. İhtiyaç olduğu için sevişiyorduk..
Gözlerimden sessiz ama çığ gibi gözyaşları döküldü.
Omzunun altına girdim.. yavaş yavaş duşa doğru gidiyorduk. Küvetin içine oturttum. Gözleri kıpkırmızıydı. Hala ağır ağır gözlerinden yaş akıyordu. O kadar ağır akıyordu ki karısı olmasaydım eğer bu adama çok acırdım. Yine aciyordum ama sadece ona değil. O yitip gidene, Mustafa'ya ve kendime.. Suyu ılık ayarladım ve üzerini çıkardım.

Suyu başından aşağı tuttum. Biranda hıçkırıkları çoğaldı. Dizlerini kendine doğru çekti.
"Zeynep bugün acım dayanılmaz. Ölmek istedim Leyla engel oldu. Berzanlara kafama sıkın dedim yapmadılar. Bu sancı beni yedi. Bu ağrı beni bitirdi. Sana haksızlık ettim senle evlenerek. Beni sen öldür Zeynep. Sana yaptığım haksızlığın bedelini bana ödet. Ben sevdasına sahip çıkamayan adi korkak bir adamım. Öldür beni Zeynep beni bu acıdan kurtar. Dayanamıyorum.. "

Kocam, sevdiğim adam çektiği sevda sancısı yüzünden onu öldürmem için bana yalvarıyordu. Allah'ım bu nasıl bir acıydı? Nasıl bir imtihandı?

"Mustafa ben seni sevdim. Seni ilk gördüğümde sevda sancısı çektiğin belliydi. Ben bunu bilerek seni kabul ettim. Biliyorum beni hiç öyle sevmedin sevemeyeceksin. Ama beni hep mutlu ettin sağolasın. Sevdiğim adamı öldüremem Mustafa. Benden bunu isteme. "

Boşluğa bakmaya devam etti. Kaldırdım bornozunu giydi ve yatağa uzandı. Uykuya daldı.

Leyla'nın ağzından
Berzan'la odaya gelmiştik. Kötü olduğumun farkındaydı Berzan.
"Delalımın" dedi belimden sarılarak. Derince içine nefesini çekerek boynumdan öptü.
"Ha Berzan'ım" dedim

"Neyin var kurban olduğum kadın, kadınımm? Çok bitkin duruyorsun. Keyfini kim kaçırdı ha hatun? Söyle pişman edeyim?" dedi

Gülümsedim..
"Sevdiğim adam, kocam.. Ben iyiyiim belki mevsimdendir bir ağırlık var üstümde. Kimse sıkmadı canımı yiğidim. Sen rahat ol az daha dinlensem geçer ."

"Leylam yoksa gebe misin sen? Yorgunluk ondan olmasın he sakın?" dedi heyecanla ve gözlerinin içi gülerek. Onu bu kadar heyecanlandırması çok hoşuma gitmişti. Demek ki bebeğimiz olsun istiyordu.
Burukça gülümsedim
"Yok Berzan'ım değilim eminim. Olsun ister miydin?" dedim.

"İstemem mi hiç hatun. Şöyle senin gibi ahu gözlü kızlarım olsun isterdim. Sen istemez misin yoksa ?" dedi

Güldüm
"Ne de çok isterim. Babaları gibi yiğit kara yağız minik Berzanlar. " dedim

Berzan'ın gözleri parildadı. Munzurca gülerek,
"Şimdi yapalım derdim amma dua et hastasın hatun. Yoksa şuan kaçarın yoktu . Daha 5-6 çocuk yapacağız anca " dedi sırıtarak.
"Beş altı mı? Benim canım yok mu be adam? Sonra beni begenmeyeceksin" dedim kıkırdayarak .

"Ben seni hep beğendim hepte begenecegim. Sen benim kalbim,canım,nefesim, kadınımsın.. " dedi.

"İyi ki varsın diyip sıkıca sarıldım. Yatağa geçtik. Göğsüne başımı koydum. Huzurla uyuyacağım bugün . Çok zor bir gündü.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin