-Falling In Love-

141 20 55
                                    

Bisikletimden indiğim gibi elimi uzatıp güneşime de inmesin de yardım etmiştim. Sırt çantalarımızı da alıp ilerlerken kafeye doğru yönelmek üzere olan beni elimden tutup başak bir yöne doğru koşmaya başlayan Sunoo durdurmuştu. Güneşim önde ben arkada koşmaya devam ederken Sunoo'nun bir ara sokağa girmesi ve durması bir olmuştu. Ben duvara yaslanıp nefeslenirken Sunoo da kollarını boynuma dolamış nefes alış verişlerini düzenlemeye çalışıyordu. Kolları boynumda olmasına rağmen aramızda mesafe vardı benden sanki yere düşmek istemezmiş gibi destek alıyordu. Bu tatlı hallerine gülmeye başladığım zaman bakışlarını yerden kaldırıp benimkilerle eşlemişti.

Sun; Biraz dinlenelim daha çıkmamız gereken bir sürü merdiven var...

Nereye gittiğimiz hakkında ufak tefek fikirlerim olsada fazla soru sormak ve Sunoo'yu sıkmak istemiyordum. Ne de olsa komuta her zaman ki gibi ondaydı. Yeterince vakit kaybettiğimize karar vermiş olacak ki ara sokağın içlerine doğru benimle el ele yürümeye başlamıştı artık Sunoo. Tahminimce kafenin tam arkasına geldiğimizde binanın yangın merdiveninden yukarı çıkmaya başlamıştık. Bir yere kadar boş merdivenler olsada belirli bir süreden sonra merdivenin demirlerinden aşağı sarkan sarmaşıklar ve yürüdüğümüz alanın kenarlarına koyulmuş çiçek saksıları gözükmeye başlamıştı. El ele yürümeye daha ne kadar devam ettik pek bir fikrim yoktu fakat sonunda Sunoo yürüdüğümüz yerin en sonunda küllü kahve renginde ki kapının önünde durmuş ve çantasında anahtarlarını aramaya başlamıştı. Evin kapısını açıp benim geçmem için beklediğini fark edince içeriye ilk adımlarımı atmış olmuştum. Krem ve karamel tonları ile döşenmiş mütevazi ve sevimli bir evi vardı. Dışarıdan bakan birisi bile burasının Kim Sunoo'nun evi olduğunu tahmin etmesi oldukça kolaydı. Kapının kapanma sesi ile arkamı dönüp Sunoo'ya bakmıştım. Gelirken ki kararlılığı yerini utangaçlığa bırakmış gibi gözüküyordu. Şirin gözüküyordu bu haliyle ya da ben fazla aşıktım. Daha fazla bu çekingen hallerine dayanamayıp Sunoo'yu giriş kapısı ile aramda, kollarımın arasında sıkıştırmıştım.

Sun; Hoon...

Bu utangaç haliyle tanıdığım baskın Sunoo'dan çok daha farklıydı. Sanki bütün kontrolü bana bırakmıştı. Eh bu da benim işime gelirdi tabiki de.

Hoon; Efendim güzelim?

Birkaç dakika geçmesine rağmen hiçbir cevap vermemiş aksine kafasında bir şeyleri tartıyormuşçasına sessiz kalmıştı. En sonunda al al olan yanaklarıysa aldığım ilk cevap olmuştu. Hafifçe beni itmeyi denesede peki bir işe yaramamış ve gözlerimin içine bakmaya başlamıştı.

Sun; Fırsat buldun değil mi?

Sorduğu soru ile kıkırdamadan edememiş ve önce dudaklarına hızlı bir öpücük kondurmuş sonrasındaysa bende cevabımı vermiştim.

Hoon; Evet sonunda kontrol bende. Eh bu da benim işime gelir, öyle değil mi güneşim?

Güzel tilki gözlerini sonuna kadar açmış ve ela renginin en güzel tonunu sunmuştu bana duyduğu cümle karşısında. Şaşkınlıkla olduğu yere çakılı kalmış Sunoo'yu olduğu yerde bırakmış ve ikimizin sırt çantalarını alıp holdeki eski dizayn ahşaptan dolabın içine koymuştum. Sonrasında da Sunoo'nun bize bir şeyler hazırladığını tahmin ederek mutfağa ilerlemiştim. Okul formasını çıkartmış ve üzerine bir gök mavisi sweat ile altına krem rengi bir kot pantalon geçirmişti. Sıradan şeyler giyiyor olmasına rağmen bana fazlasıyla şık görünüyordu her zaman. Ocağın karşısında yiyecek bir şeyler hazırlayan Sunoo'nun beline kollarımı dolayıp boynuna ufak bir öpücük bırakmıştım.

Hoon; Sun ben üstümü değiştirip geliyorum.

Sun; Tamam hayatım...

Söylediği ile önce tereddüt etmiş olsada sonra yüzüne mutlu olmuş bir ifade yerleştirmişti. Bu şirin görüntü ile gülümsedikten sonra bende yanımda getirdiğim kıyafetleri giymek üzere banyoya doğru gitmiştim.

~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

Mutfaktan içeriye girdiğim anda beni bulan gözleri üzerimde gezinirken bende koridorda ki boy aynasından kendimi inceledim. Siyah boğazlı kazağım, deri ceketim ve siyah kotum ile pekte fena gözükmüyordum doğrusu. Sunoo yanıma gelip çok büyük ihtimalle dağılmış olan saçlarımı olmaları gereken yönlere taradıktan sonra bana sarılıp bir süre öylece beklemişti.

Sun; Çok yakışıklı görünüyorsun.

Hoon; Sende benim güneşim gibi...seni seviyorum Sunoo-shi.

Sun; Bende seni sunbae...

°•When I hold you close to me
I could always see a house by the ocean
Last night I could hear the waves
As I heard you say, "All that I want is to be yours"~

Falling in love
Falling in love
Deeper than I've felt it before with you, baby~

I feel I'm falling in love with all my heart
Back when you were far away
We would go on dates to watch the same movie~

And you were imagining sitting next to me
Holding my hand for the whole thing~•°

Falling In Love-Cigarettes After Sex

𝐋𝐢𝐬𝐳𝐭𝐨𝐦𝐚𝐧𝐢𝐚//•𝒔𝒖𝒏𝒔𝒖𝒏•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin