-Heather-

134 22 27
                                    

Soğuk havaya rağmen başını omzuma yaslayan Sunoo ısınmam için bana yetiyordu. Elimde ki sıcak kahve bardağını fazla sıcak olduğu için diğer elime alıp tekrar güzel gökyüzünü seyre başlıyorum. Nerede olduğumuza gelirsek sanırım bunu kelimelerle tanımlamak zor ama deneyeceğim. Sunoo'nun evine gelmek için geçtiğimiz demir merdivenlerin en başında güneşimin kendi için hazırladığı güzel bir alandı burası. İki tane krem rengi puf ve bir adet ağaç kovuğu renginde sehpa vardı. Duvarlara asılmış birkaç kitaplığın içerisinde de Sunoo'nun burada geçirdiği zaman boyunca okuduğu kitaplar duruyordu. Bacaklarımızı merdivenlerden sarkıtarak otururken bir yandan da kahvelerimizi yudumluyorduk her ikimizde.

~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

Belki de yarım saat sonra üstü ince olan güneşimin üşümüş olma ihtimali ile içeri girmemiz için ısrar etmiş ve ikimizinde içeri girmesini sağlamıştım. İçeri girdiğimiz zaman Sunoo beni kolumdan çekerek banyoya doğru ilerlemişti.

Sun; Saç renginden sıkıldığını ve değiştirmek istediğini söylemiştin değil mi?

Hafifçe başımla onaylamakla yetinmiştim bu tür konularda ne yapacağını, neyin neyle iyi gideceğini, hangi renk ile hangi rengin kombin yapılması gerektiğini iyi bilirdi Sunoo. Eminim ben gelmeden önce de bana yakıştırdığı rengi düşünmüştü.

Sun; Sadece sen değil bende boyayacağım sıkıldım sarıdan...ama sürpriz olsun tamam ? Bakmak yok saçını yıkarken göreceksin rengi.

Hoon; Peki, tamam. Sana güveniyorum güneşim...

Sun; Herkesi hayran bırakacaksın yarın bak gör.

Hoon; Herkes umrumda değil seni hayran bıraksam yeter.

~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

Banyodan çıktığım gibi üzerime kıyafetlerimi geçirmiş ve Sunoo'nun saçlarımı kurulamam için verdiği havluyu boynuma atarak aynanın karşısına geçmiş ve kendime bakmaya başlamıştım. Tahmin ettiğim gibi saç renklerini takas etmiştik. O saçını kahverengine boyamıştı bense platine. Kendime bakmak için fazla zaman harcamayıp saçlarımı hızlıca kurutmuş ve Sunoo'ya bakmak için salona doğru adımlamıştım. Saçlarını kurulamakla uğraşan güneşimin ellerinin üzerine ellerimi koyarak onu durdurmuş ve saçlarını kurutmaya ben devam etmiştim. Sonunda her ikimizde karşılıklı oturmuş birbirimize bakıyorduk.

Güneşim.

Açık kahve rengi tel tel perçemleri alnının önüne düşen saçları, ela rengi bir tilkininkiler kadar çekik güzel gözleri, kiraz rengi dolgun dudakları, ipeksi teni, pamuksu sesi...

Kim Sunoo.

~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

Hoon.

Platin rengi dalgalı ahenkli saçları, bir kahve çekirdeğini andıran koyu kahve badem şeklinde ki gözleri, yavru ağzının birkaç ton koyusu öpülesi dudakları, güzel elleri, sanki sözler onun için yaratılmışçasına meleksi sesi...

Park Sunghoon.

~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~~♡~

~Gecenin karanlığında göz göze oturan iki genç, onları izleyen ay ve yıldızlar, aydan tatlı çiftinin haberlerini almak için merakla bekleyen bir güneş ve karanlığın yerini yavaş yavaş ele geçiren aydınlık. Çelişkilerle dolu küçük dünyada ki bütün uyumluluk da diyebilirdik tüm bunlara. Aynı Sunghoon ve güneşi gibi...~

°•I still remember the third of December, me in your sweater~

You said it looked better on me than it did you~

Only if you knew how much I liked you
But I watch your eyes as she~

Walks by
What a sight for sore eyes
Brighter than the blue sky~

She's got you mesmerized while I die
Why would you ever kiss me?
I'm not even half as pretty~

You gave her your sweater, it's just polyester~

But you like her better~

Wish I were Heather~•°

Heather-Conan Gray

𝐋𝐢𝐬𝐳𝐭𝐨𝐦𝐚𝐧𝐢𝐚//•𝒔𝒖𝒏𝒔𝒖𝒏•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin