Rahatsız edici sohbetimiz son bulduğu zaman elime birkaç kase alıp salona giriş yapmıştım. Kısa orta sehpanın üzerine atıştırmalıkları bıraktığım gibi çoktan izleyeceğimiz şeyi seçmiş olan ikilinin yanına oturdum. Jungwon başını kucağıma koyarken bende kafamı Niki'nin omzuna yasladım ve salona ellerinde bardaklarla giren dörtlüyü izlemeye başladım. Jay sevgilisinin bu tatlı halini ölümsüzleştirmiş ve açık unuttuğu flaşı ile bir fotoğrafını çekmişti, Riki ise hâlâ kafasını kaldırmadığı telefondan ani flaş ışığı ile ayrılmış ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sunghoon ile göz göze geldiğimiz zaman bakışlarından Niki'yi ne kadar kıskandığını anlayabiliyordum. Her ne kadar Niki'nin bana, benimde ona öyle bir gözle bakmayacağımı bilse de kıskanıyordu onu bazen. Benim içinde bunun geçerli olduğu zamanlar oluyordu elbette. Örneğin okulda Sunghoon'un sınıfına uğradığım zaman sıra arkadaşını kıskanmadan edemiyordum. Jang Wonyoung güzellik kraliçesi. Gerçekten güzel yalan yok ama Sunghoon'un gönlünü çalan benim bu yüzden problem de yok. Herkes yerini almaya başlarken Jungwon'u Jay'in yanına yollamış ve kendi sevgilimin yanına gidip ona sırnaşmıştım. Heeseung ile Jake'in bakışları ile onlar gelmeden önce yaşananlar gözümün önüne gelince kalkmaya çalışsam da belimi sıkıca kavrayan kol sayesinde olduğum yerde kalmıştım. Niki ile ufak bir bakışma yaşamamızın ardından telefonuma gelen bildirimle ne kadar Sunghoon mesajı görebileceği için bakmak istemesem de ısrarla öten telefonum sonucunda mesajlara bakmıştım.
_________________
Sunwon ve Diğeri
2.10:
Siz niye öyle bakıyorsunuz birbirinize
Ne yaşandı biz yokken
Kedicik:
Sanane lan
2.10:
#zorbajungwon
Kedicik:
Kes
Siz:
Bi rahat verinde film izleyelim pls
2.10:
Önce cevap ver
Siz:
Hayır ben sana bunu nasıl anlatayım ki neler istiyorsun benden
Kedicik:
Anlatamayacağın ne var ki
Siz:
Ben size şimdi Sunghoonla ön sevisme yaşadık desem hoş mu yani
Has
_________________
Hızlıca telefonu kapatıp Wonki ikilisine kaçamak bir bakış atmıştım. Jungwon ağzı iki metre açık bir şekilde boynumda ki boğazlı kazağı ve dudaklarımın şişkinliğini bana el hareketleri ile anlatırken Riki ise Sunghoon'a öldürecekmiş gibi bakışlar atıyordu.
Hoon; Sorunu ne bunun?
Başı ile Riki'yi işaret edip sorduğu soru ile hafifçe vücudumu çevirmiş ve Sunghoon'a dönmüştüm.
Sun; Hyungunu çaldın.
Hoon; Sen misin "hyungu"?
Sun; Hmhm...
Hoon; O zaman o seni benden çalmış benim olan bir şeyi çalamam ben.
Sun; Biliyor musun bu kötüydü.
Hoon; Hoşuna gitmedi mi?
Sun; Tch gitmedi.
Ufak bir kahkaha attıktan sonra burnunu burnuma sürtmüş ve alınlarımızı birbirine dayayıp sessizce bir şarkı mırıldanmaya başlamıştı. O güzel sesini ne kadar dinlediğimi bilmiyorum ama en sonunda kendimi tamamen hayallere dalmış bulduğuma yemin edebilirdim.
°•Yeah~
Probably shouldn't call, it's the worst time
I've been up for days, and my brain's fried, yeah~Don't mistake me for a wise guy
But if I bought the drugs, then they're all mine, no
I can't believe what they've done to me, yeah~She's on her knees, shit, I'm kinda freaked out
It's three degrees, I can barely breathe, yeah~It's getting weird now
But stranger things have happened in the nighttime~The way that things are going, shit, I might die (yeah)
And these chemicals around me got me sky-high~Oh yeah, oh yeah, oh yeah
But stranger things have happened in the nighttime (woo)~Oh yeah, oh yeah
Oh yeah, oh yeah~•°Stranger Things-Chase Atlantic