°•멍하니 또 하루 종일
의미 없는 생각들만 했어
아니라고 아니라고
헤어지자 말하기가
이렇게 힘들까~
날 사랑하지 않아
내게 오지 않아
다 알고 있으면서
하루하루 이별을 늦추면~
어차피 나만 가여워지잖아 달라질 건 없어
이 순간에도 넌 조금도 내 생각 하지 않는 거
알잖아 이대로는 내가 너에게 우리에게
좋았던 기억들 못나게 만들 것 같아~
오늘은 꼭 말해야 돼
네가 없는 내 모습이 두려워도
하루만 더 또 하루 더
이별은 미뤄질 수 없단 걸 알면서도 난~•°
Heartache-Lee Hae Ri
Jay; Ne bu mutluluk Park Hoon?
Hee; Şarkı söyleye söyleye geliyor buz-prensim.
Jake; Bizi gördüğü için mutlu belli.
Jake her zaman olduğu gibi mutluluğumu üzerine alınırken benim asıl mutlu olma sebebim bugünün tarihiydi. Ceketimi düzeltip masada tek boş kalan sandalyeye oturmuş ve hepsinin anlam verememiş bakışları ile eğlenmeye başlamıştım. Açıklamamı beklediklerini anlayınca bıkkın bir nefes vermiş ve söze girmiştim.
Hoon; Jay bugünün tarihi ne?
Jay; 17 Kasım.
Hee; Haa~
Jake; Bir tek ben mi malım? Ben niye anlamadım?
Jake'in iki omzuna ellerimi koyup gerçekten geri zekalı mı, yoksa rol mü yapıyor diye bakmaya başladım. Sanırım cidden salak. Ama olsun böyle de seviyorum sonuçta.
Hoon; Jake hani bugün bizim ilk arkadaşlığımızın başladığı gün ya. Yıllar önce söz vermiştik birbirimize her seferinde dördümüz kutlayacağız bugünü diye.
Jake; Ha aaaaaaa...doğruuu.
Jay; Sonunda anladı mal değneği.
Hee; Ee ne yapıcaz o zaman?
Jay; Bence bir aterimiz var.
Jake; Olurrr ardından da bi dizi akşamı yaparız bizden mutlusu yok.
Hoon; Sunoo belamı sikecek.
Hee; İyice hanımcı oldu bu da...ara söyle bizimkilerleyim diye meraklanmasın çocuk şimdi.
Jay; Böyle bi U dönüşü görmedim ben yalnız sen gördün mü Jaeyuncuğum?
Jake; Bende görmedim Jongseongciğim.
_________________
