AYÇADAN:
Günlerim aynı devam ediyordu ev okul iş üçlüsü arasında mekik dokuyordum. Doktora gidip bebeğimin varlığını öğrendiğim günün üstünden 5 gün geçmişti. 5 gündür beni zorlayan tek şey mide bulantısıydı burnum kokulara karşı hassaslaşmış en ufak şeyde midem bulanmaya başlamıştı tuvaletle kanka oldumda denebilirdi. Onun dışında doktorun dediklerine dikkat ediyor ne kadar kusucağımı bilsemde bebeğim için birşeyler yiyordum hala kilo alamasamda yüzümün rengi önceki gibi hayaleti andırmıyodu zaten beyaz tenliydim ama 3 aydır ten rengim dahada beyazlamış hayalete dönmüştüm. Şimdi daha iyiydim her akşam yatağa uzandığımda bebeğimle dertleşiyodum. Beni zorlasada bebeğim için 3-5 kuruş kenara ayırmaya başlamıştım. Bugün okuldan öğlen çıktım. Bugün geri kalan zamanımı Kenana ayırıcaktım. Onu çok özlemiştim şehitliğe gelince Kenanın yanına gittim yere diz çöküp toprağı okşadı."Kenan bak ben geldim. Bugün dersim erken bitti yanına gelmek istedim" toprağı okşamaya devam ederken yavaş yavaş gözümden yaşlar akmaya başladı titreyen sesimle konuştum.
" bazen eve girince seni arıyor gözlerim hala alışamadım yokluğuna bazen sesini duyuyor gibi oluyorum eskisi gibi eve girdiğimde çiçeğim diye seslenişin kulağıma doluyor. El ele yürüdüğümüz yerlerden geçerken ilgimi çeken bişey gördüğümde hemen sol tarafıma bakıyorum sen hep solumda olurdun sanki hala yanımdasın elimi tutuyorsun gibi hissediyorum... Ama ben mutluyum en azından hatıralarınla yaşamayı öğrenmeye çalışıyorum seni unutucam diye çok korkuyorum kokunu gülüşünü yüzünü unutmuş gibi oluyor hemen dolabına gidiyorum kıyafetlerinden kokun gitmesin diye dolabı açmadan kapaktaki camdan bakıyorum fotoğraflarımızı baş ucuna koydum. Unutmamak için herşeyi yapıyorum" çalan telefonum konuşmamı bölerken cebimden çıkardım arıyan Murat'tı yanağımı ıslatan göz yaşlarımı silip akan burnumu çekip telefonu açtım.
" alo ayça nasılsın" boğazımı temizleyip sesimin düzgün çıkmasını umarak konuştum.
" iyiyim Murat sen nasılsın?" karşıdan bir kaç huşırtı sesi geldi.
" iyi olduğuna eminmisin sesin ağlamış gibi geliyor nerdesin ben görevden dün döndüm İstanbuldayım yanına geleyim" Kenanın mezarına bakarken gözlerim yine doldu.
" Kenan'ın yanındayım" karşıdan bir süre ses gelmedi.
"tamam sen bekle ben geliyorum" onayladığımda. Toprağı okşarken akan göz yaşlarımı sildim ama yeni hemen geldi.
" arkadaşların beni hiç yalnız bırakmadı Kenan en çokta Murat her zaman yanımda oldular. Böyle zamanlarda beni sensiz bıraksanda yalnız hissetmiyorum. Senin yerini kimse dolduramasada en azından konuşacağım birileri var. Bilirsin arkadaş edinmekte berbatım bu yüzden hiç arkadaşım olmadı sana kadar. Sen benim miladım oldun hayatımı güzelleştirdin...seni seviyorum seni çok seviyorum Kenan bu sevgi benimle birlikte mezara kadar gilicek senin sevgin kalbime işledi sen kalbime işledin Kenan. Herşeyinle hayatım oldun hücrelerime kadar öyle bir işledinki seni kaybetsemde içimden silinmedin silinemezsin buna izin vermem ben sen var oldukça hayattayım. O işlediğin hücrelerim ölmedikçe sen diye atıcak bu kalp bu beden. Seni seviyorum kalbi güzel adam seni seviyorum hayatımın anlamı seni seviyorum Kenan seni çok seviyorum kalbimi kendiyle dolduran adam seni seviyorum" omzuma konan elle irkildim Kenana o kadar odaklanmıştımki yanıma gelen muratı fark edemedim hoş normal zamandada fark etmezdim bu adamlar karda yürür izini belli etmezdi. Murat gözlerime bakarken gözlerine hüzün çöktü.
" ah be Ayça şu gözlerinin haline bak. Kenan seni böyle görse çok üzülürdü yapma böyle" göz yaşlarımı silerken Murat'a omuz silktim.
" sen beni boş ver görev nasıl geçti yaralanmadın değilmi?" Murat beni ayağa kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YARIM KALAN HAYAT
ChickLitYetimhanede büyümüş ailesini bilmeyen bir kadın. 18 yaşında tanıştığı hayatının aşkını kaybettiğindeki çöküşü gelin Ayçanın acılarla dolu hayatına bakalım. Yazdıkça bölüm atıcam YORUM YAPIP OY VERİRSENİZ SEVİNİRİM