on dört

18 5 6
                                    

Günümüz
Oya

"Şirkette işler azalsa aslında sizinle daha çok vakit geçirmek isterim."

Restoranda yemek yiyen diğer insanlara baktım. Çoğunlukla arkadaşları ile gelen yaşıtlarım vardı. Ya da babam ile yaşıt olan insanlar beraber yemeğe gelmişlerdi.

"Beni dinliyor musunuz?"

Kafamı kaldırıp isyan eden babama baktım. Dört kardeştik ve içimizden birisi bile şu an ki sohbet konusu ile ilgilenmiyordu.

"Evet anlat sen." Dedi abim. Annem dördümüze sinirle bakarken öksürmeye başladım. Yanımda oturan ablam bana döndü ve tuvaletlerin olduğu tarafa baktı. Bu sanırım beraber tuvalete gitmemiz gerektiğini gösteriyordu.

"Ben bir lavaboya gidip geleyim." Dedim ve ayağa kalktım. Hâlâ öksürmeye devam ediyordum. Sanırım yediğim bir şey boğazıma takılmıştı.

Ablam annemlere bir şeyler uydurup yanıma geldi. "Son zamanlarda iyi misin?" Dedi tek kişilik tuvalet kabinine girerken.

Bende onunla beraber aynı kabine girdim. Ardından kabinin kapısını kilitledim ve duvara yaslandım. Ablam klozetin üzerine oturdu ve beklentiyle bana baktı.

"Sanırım okul ile alakalı."

"Okul mu?" Dedi şaşırarak.

"Evet okul." Planımı başlatmanın zamanı gelmişti. Sanırım geç bile kalmıştım.

"Neden?"

"Bana zorbalık yapmaya başladılar."

Ablamın kırmızı çizgisi sanırım zorbalıktı. Birkaç kere erkek kardeşim Mert'e zorbalık yapıldığında delirmişti. Birkaç gün boyunca Mert'e zarar verenlere küfür edip durmuştu. Benim için de aynısını yapardı herhalde.

"Ne? Sen şaka mısın Oya? Neden daha önce söylemedin? Nerene ne yaptılar?"

Kolumu sertçe tuttu ve tişörtümün kolunu sıyırdı. Morluklara bakarken "Yüzündeki yaralar da mı bu sebeptendi?" Dedi.

"Evet."

"Oya neden daha önce söylemedin?"

"Bilmiyorum, sanki ezik gibi görünecekmişim gibi geldi. O yüzden bu zamana kadar sakladım."

"Seni salak." Dedi ve kafamı yavaşça ittirdi.

Ayağa kalktı ve kabinden çıktı. Elini yıkarken "Annemler ile konuşurum. Sen merak etme." Dedi.

"Eski okuluma gitmek istiyorum."

"Ne, neden?" Dedi aynadan yüzüme bakarken.

"Orada arkadaşlarım vardı, burada neredeyse hiç yok."

"Peki, onu da hallederim."

Dövülmeyi ve zarar görmeyi göze almıştım. Plan yaparken sağlımı düşünmeyi pek sevmem, daha çok sonuca odaklanırım.

---

dionisos
2 Gün Sonra

"Abi." Melek'in bana seslenmesi ile kafamı yastıktan kaldırdım ve ona baktım.

"Ne var?"

Kapı aralığından uzattığı başını bana doğru çevirdi ve göz devirdi. "Azıcık odanı topla. Aynı zamanda kibar ol."

"Çok şey bekliyorsun."

Odaya girdi ve sandalyeye oturup ayağını masaya uzattı.

"Arif bugün okula gitmiş bizim aksimize ve bir şey öğrenmiş."

"Ne öğrenmiş? İki artı ikinin toplamını falan mı?"

Melek dediğim şeye güldü ve başını iki yana salladı "Okula Oya adında bir kız transfer olmuş. Herkes eskiden zorbalık yaptığımız on birinci sınıf kız olduğunu söyleyip duruyor." Dedi.

Anında doğruldum. "Ne, gerçekten mi?"

"Evet, bu hafta okula gelemeyeckmiş çünkü bazı işleri varmış. Ama haftaya gelirse diğer binada olacağını söylüyorlar."

"Doğru ya. Bizden bir sınıf küçüktü değil mi? O yüzden diğer binada olmalı." Erişim iznimin bulunmadığı binada.

Ne yani onu göremeyecek miydim? Uzun bir süre ondan ayrı kaldıktan sonra bir anda onu görme fırsatım olmuştu ve onu görmek için erişim iznim olmadığı binaya bildiğin sızmak zorunda kalacaktım.

Fakat beni rahatsız eden bir şey vardı. Sanki bu planlanmış bir şeydi ve bana karşı yapılıyordu.

violetta | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin