on üç

24 4 5
                                        

Dört Ay Önce
Oya

Elimdeki telefonu acele ile cebime koydum ve sandalyelerden birine oturdum. Masaların etrafında sohbet eden insanlara baktım.

Yaşasın! Okulun son günüydü. Yani benim için öyleydi. Bu okulda son saatlerimi yaşıyordum. Seneye daha iyi bir yere mi gidecektim bilmiyorum ama en azından buradan iyi olmasını umut ediyordum.

Telefonuma gelen bildirim ile telefonu cebimden çıkardım.

Bir yeni mesaj

piedPiper:
Şşt.
Baloya geldin mi?

blackdaisy:
Sence?
Bunu mu kaçıracaktım?

piedPiper:
Doğru, sen asla kaçırmazsın böyle şeyleri.

blackdaisy:
Bunu iltifat olarak alıyorum.
Peki bir sorum olacak.
Şu an neredesin?

piedPiper:
Doğruyu söylememi mi istersin?

blackdaisy:
Büyük ihtimalle evet.

piedPiper:
Şu an lavabodayım.
Kardeşimi ve arkadaşlarımı bekletiyorum.
Ya sen?

blackdaisy:
Ah aslında seni aklıma dahi getirmezdim ama bak sen şu işe.
Bir anda yazınca hatırladım seni.

piedPiper:
Tek başına oturuyorsun yani.

blackdaisy:
Karıştırma orasını.

piedPiper:
Bence inatçılığı bırakıp bizimle oturmak için gelebilirsin.
Seni dışlamayız özellikle de kardeşim seni çok sever.

blackdaisy:
Hayır.
Ama emin ol bugün yanına geleceğim.
İnatçılığı bıraktığım için değil.
Seni bulduğum için.

piedPiper:
Büyük konuşma.
Ben seni buldum bile.

blackdaisy:
Hayır bulmadın.
Eğer bulmuş olsaydın şu an yanıma gelirdin.

Son mesajı da attıktan sonra telefonu masaya bıraktım ve ayağa kalktım. Tam o sırada birisi omzuma çarptı. Arkama baktığımda uzun boylu bir çocuk ile karşılaştım. Yüzünü göremesem de sesinden kim olduğunu tanıdım. "Özür dilerim." Diye homurdandı ve uzaklaşı. Elindeki telefona hızlı bir şekilde bir şeyler yazmaktaydı. Ardından telefonuma gelen bildirim ile dondum.

"Atlas mı?" Diye mırıldandım ve şaşırdım. O olamazdı değil mi? Sadece tesadüftü.

Geldiği yöne baktığımda lavaboların oradan geldiğini fark ettim. Ardından düşündüm, kız kardeşi de vardı. Aynı zamanda iyi bir arkadaş ortamı vardı.

Atlas okul birincisiydi. Ders çalışıyor gibi görünmese de gerçekten de o okul birincisiydi. Bu onu okulda hem popüler hem de gözde bir öğrenci yapmıştı.

Pekala şu an tek seçeneğim oydu. Peşinden ilerledim ve oturmakta olduğu masanın yanındaki masalardan birine oturdum. Telefonumu cebimden çıkardım ve mesajlaşma uygulamasına girdim.

piedPiper:
Nereden biliyorsun?
Belki seni buldum ve seni uzaktan korumaya çalışıyorum?

blackdaisy:
Bıdı bıdı bıdı...

piedPiper:
Ne diyorsunslksjsj

Kafamı kaldırıp Atlas'a baktım. Hâlâ telefona bakıyordu ve bu sefer sırıtmaya başlamıştı.

blackdaisy:
Ne gülüyorsun!
Şu an rakibiz.
Tamam bir anlaşma yapalım.
İkimiz de birbirimize fotoğraf atalım.
Hadi çabuk.

piedPiper:
Bir dakika ya.
Ben kabul etmedim.
Aman öf ya.
Atıyorum.

Tekrar Atlas'a baktım. Kamerayı açıp arkadaşlarına döndü. Üçü içki şişelerini uzatıp Atlas'ın fotoğraf çekmesini beklediler. Ardından ikisi sohbet etmeye devam ettiler. Bu sefer emindim.

piedPiper:

Evet? Sıra sende

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evet?
Sıra sende.

Ardından Atlas ayağa kalktı ve bende onun peşinden ayağa kalktım. Lavabolara doğru yürürken bende peşinden ilerledim. Lavabo kapılarının önünde beklerken bir duvarın arkasına saklandım. Ardından fotoğrafını çektim ve mesajlaşma uygulamasına tekrar girdim.

blackdaisy:

Eee?Kim önce bulmuş?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eee?
Kim önce bulmuş?

Sırıtarak son attığım mesajlara bakarken birisinin kulağımın dibinde nefes aldığını duydum.

"Ben."

violetta | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin