Kobee4: Ne eee'si? Anlat ya. Ne oldu? Kaç gündür yazmıyorsun.
violetta_: Saçım kesildi? Sonrasında da biraz normal bir insan gibi yaşamak amacıyla dinlendim.
dionisos: Oya hanım, Melek'i mal yerine koyduğun için sana teşekkür ederim.
violetta_: Hahaha. Bence sessiz ol seni de mal yerine koyabilirim.
dionisos: Bir dakika ya. Ben suçsuz bir masum durduk yere neden hakaret yedim?
violetta_: Çok sebep var. Hangisini söylememi istersin?
simoon_S: Sösçsösös Ne kadar kötü random atıyorum ben ya. Buna bir çözüm bulmalıyız.
Kobee4: Bence önceliğimiz ikinizi nasıl konuşturacağımız.
simoon_S: Oya isteseydi size her şeyi anlatırdım.
violetta_: Oh, hayat sana iyi Simon Bey. Oya tüm darbeleri alsın tabii. Olsun ya. Genciz, çıtırız, güzeliz. Hallederiz
simoon_S: Muck görüşürüz.
violetta_: Bence Melek seni UwU girl yapacak. Benden söylemesi.
dionisos: Nasıl gülerim var ya. Hastaneye kaldırırlar beni.
violetta_: Hepsi Arif'in suçu diye herkese anlatırsın.
Kobee4: Anlatır bu arada sçsşsçsçsjjs
simoon_S: Ne yazık ki yıllar önce hata yapmış bu ikisi ile arkadaş olmuşum. ಥ‿ಥ
violetta_: ahsgsggsgsgsfsgayyehdhd Ne kadar çok güldük bugün.
Kobee4: Ay evet. Hepsi senin sayende balım -3-
violetta_: Ben olmasam şu an ağlıyordunuz. Her anlamda.
dionisos: Sus bence. Ben sadece birinin boşluğu için ağlarım.
violetta_: O da benim, değil mi?
dionisos: Yanlış cevap. Yarışmadan elendiniz. Şimdi defolup gidebilirsin.
violetta_: Asıl sen defol.
---
"Selam Oya."
Başımı telefondan kaldırdığımda karşı masaya oturmuş olan Melis ile karşılaştım. Yanında Oğuz da vardı. İkisi gülümseyerek bana bakarken zorlanarak gülümsedim. Geçen günlerde dudağım patlamıştı. Arif'in yaptığı pansuman işe yaramış olsa da ardından tekrar dövülmüştüm ve bu sefer kimse bana pansuman yapmamıştı.
"Merhaba, pek konuşamıyorum. Kusura bakmayın."
"Dudağına ne oldu?"
"Ah, o mu? Sadece bir sıyrık."
Melis inanmayan gözler ile bana bakarken "Peki." Dedi. Ardından Oğuz "Sen burada ne yapıyorsun?" Dedi.
"Abim için geldim." O sırada arka kapıdan çıkmakta olan abim ile göz göze geldim. Bana gülümsedi ve elindeki kahveyi yan masada oturan müşterilerden birine götürdü.
"Yasin abi mi?" Dedi Oğuz şaşırarak.
"Evet, tanıyor musun?"
"Evet, elbette. Uzun süredir buraya geliyorum ve her seferinde onu görüyorum."
Abim yanıma geldiğinde "Selam Oğuz. Nasılsın?" Dedi. Yanımdaki sandalyeye oturdu ve kolunu omzuma attı.
"İyiyiz abi, sen nasılsın?" Dedi Oğuz ve karşımdaki sandalyeye oturdu.
Melis de Oğuz'un yanına oturdu ve üçü konuşmaya başladı. Ben daha çok konuştuklarını dinledim ve bana sordukları sorulara cevap verdim.
Aklım daha çok bir hafta önce olanlarda kalmıştı. Arif ile aylar sonra tekrar görüşmüştük ve tek yaptığımız şey sessizce oturmaktı. Belki de onunla olan arkadaşlığımı bu yüzden seviyordum. İkimizde konuşmayı sevmiyorduk. Sessizlik ile anlaşıyorduk. Belki çok eski dostlar değildik ama beni girdiğim her çukurdan o kurtarmıştı.
"Ya sen Oya?" Bir anda Oğuz'un dediği ile kendime geldim. "Efendim?" Dedim anlamayarak.
"Ya sen, sen burayı seviyor musun?"
"Elbette, gençliğim burada..." Çürüdü.
"Geçti mi?" Dedi Melis. Başımla onayladım ve gülümsemeye çalıştım.
Dövüldükten sonra buraya her gelişimde ağlardım, birileri beni teselli etmeye çalışırdı ya da mutlu etmeye çalışırdı. Nefret edilesiydi değil mi?
Ağlamamak için gözlerimi kapattım ve dudaklarımı birbirine bastırdım. Abim omzumu sıkarak beni teselli etmeye çalıştı.
Melis ve Oğuz'un olanlardan haberi yoktu. Olanlardan habersiz bir şekilde gülümsediler ve "Siz bir yere gidecekseniz gidin." Dedi Oğuz.
"Evet aslında akşam yemeği için eve gitmeliyiz." Dedi abim ve ayağa kalktı.
"Tamam, iyi akşamlar." Dedi Oğuz ve gülümsedi.
"Görüşürüz." Dedim ve abim eşyalarını alıp gelene kadar beklemeye başladım.
"Sen iyi misin?" Dedi yanıma geldiğinde. "Ne kadar iyi olabilirsem o kadar iyiyim." Diye mırıldandım.
Beraber eve doğru yürürken "Bu kötü olduğun anlamına geliyor, değil mi?" Dedi. Başımı onaylar bir şekilde aşağı yukarı salladım.
"Oya, eğer sen bu durumdan rahatsız oluyorsan şikayetçi olabiliriz. Senin bu işe karışmana bile gerek kalmaz. Senin yerine her şeyi halledebilirm." Dedi.
"Sen karışmadan önce benim onlar ile halletmem gereken bazı şeyler var."
Endişelendiriyordu, farkındaydım fakat elimden bir şey gelmiyordu. Aylar süren planlarımı bir tane cümle ile bitirebilir ve çöpe atabilirdim. Ama bu kadar emek boşa gitmemeliydi.
----
Selaaaam. Nasılsınız? İyi olduğunuzu varsayarak birkaç şey söylemek istiyorum.
Yeni bir kitap ama devamı yok. Yani tek bölümlük. Bakarsanız sevinirim:)
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm nasıldı? Beğendiniz umarım. Neyse çok uzatmadan görüşürüz. Kendinize dikkat edin -3-