Saat 17:59.
Ah hadi ama neden geçmiyordu şu dakikalar?...18:00. Yaklaşık on dakikadır açık olan ekrandaki 'ara' butonuna tıkladım. Dakik biri olduğumu düşünmesini istiyordum. Öyleyim.
Çok değil, yedi saniye kadar sonra bilgisayarımın ekranında o güzel yüzü göründü. Şaşırmış gözüküyordu. Görüş açıma elleri girdi, yüzüksüz hiç görmemiştim sanırım. Yüzükleri ona yakışıyordu. Ah, tenis oynarken çıkartıyordu. Ve lanet kız arkadaşına veriyordu... Elinde bir kitap tutuyordu ismini göremedim. Çalışma masası olduğunu düşündüğüm yerde oturuyordu ve üstünde kalın bir hırka vardı. Ben de üşüyordum, demek ki orası da soğuk. O üşümesin...
Bu saçma sessizliğe son vermek adına -ki henüz sadece üç saniye oldu ben sabırsızım- boğazımı temizledim.
"Selam" Şaşkın yüzünü toparladı.
"Selam. Üzgünüm bugün olduğu aklımdan tamamen çıkmış. Dakik biriymişsin." Öyleyimdir.
Hafifçe gülümsedim. "Öyle sayılırım. Öncesinde mesaj atsam iyi olurdu. Üzgünüm birden aradım." Salak kafam. Neden mesaj atmazsın ki?
"Yok, hayır sorun değil. Unutmak benim hatam. Kitap okuyordum zaten meşgul sayılmam."
"Ne okuyorsun?"
"Yer altından notlar. Henüz birkaç sayfa okudum ama iyi gidiyor."
"Ben okumuştum. Güzel kitap." Sadece başını salladığında kötü hissettim. Konuşmak istemiyor muydu?
"Şey, düzgünce tanışalım istersen. Ben Leylim." İsmim hoşuma gitmiyordu. Bu kadar garip bir isim seçmek zorunda değildin anne... Sürekli göze batıyor, can sıkıcı.
"Ben de Gencay. Nadir ama güzel bir ismin var. Anlamı ne?"
"Bunu ne kadar sık duyduğumu tahmin bile edemezsin. En karanlık gece demek."
"Güzelmiş" Bu kadar mı?
"Her neyse. Dersler için zaman ayarlayalım istersen?"
"Olur tabii. Haftada iki gün çalışmamız gerekiyordu değil mi? Ben çarşamba ve cuma günleri okuldan sonra müsaitim. Senin için de uygunsa okulun bir iki sokak aşağısında kalan sakin bir kafe var bazen Elif ile gidiyoruz. Orada çalışabiliriz senin için de uygunsa?"
Ah, Elif... Dünyalar kadar değer verdiğin sevgilin. Yerinde olmak için nelerden vazgeçerdim, aklın hayalin almaz Elif...
"Tabii bana da uygun çarşamba ve cuma. Okula yakın olması da güzel. İki saat çalışsak yeterli olur bence." Kendimi tutamadım. "Bu arada Gencay, Elif ile beraber çalışamadığınız için üzgünüm. Böyle olsun istemezdim." Keşke biraz sussan Leylim.
"Seninle ilgili bir durum yok Erkan hoca böyle olmasını uygun gördü demek ki. Yapacak bir şey yok. Biz derslerimize odaklanalım." Kırıldım. Gerçekten kırıldım. yapacak bir şey yok. Benimle çalışmaktam mutlu değil.
Ne bekliyordun ki? İsmini bile bilmiyordu Leylim. Ne bekliyordun? Kız arkadaşı dururken seninle çalışmak için can atacağını falan mı? Aptalsın Leylim. Aptalsın.
"Haklısın. O zaman okulda görüşürüz. Daha fazla vaktini almayayım." Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Lütfen artık bitebilir mi bu konuşma?
"Görüşürüz Leylim."
•••
Aklıma bir anda düşen kurgum.
Karakterlerimin isimlerini bile yazarken düşündüğüm şimdiye kadarki en aceleci kurgum. Sırada bekleyen üç kurgum varken yazılmaya başlayan torpilli kurgum. Merhaba! Umarım seninle güzel zamanlar geçiririz. Çok uzun bir kurgu olmayacak. Sonu çoktan belli. Belki yazarken değişir, sanmıyorum. Size okurken bana yazarken iyi eğlenceler!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını sen koy
Roman d'amourİşte karşımdaydı. İki yıldır umutsuzca sevdiğim... Neden gözlerinde ben yoktum? Keşke badem gözlüm, keşke gözlerinde o kız değil de ben olsaydım... Özür dilerim Elif... Duygularıma hakim olamadığım için 'o kız' oldun hikayemde. Özür dilerim Ali. Hak...