***
Aynaya bakıp "Ali çok komik oldum ama ya." dedim.
Ali de gülüşünü gizlemeye çalışarak "Hayır güzelim gayet yakıştı. Biraz büyük oldu sadece. Birazıcık, ufacık, minicik..." Sonunda dayanamayıp büyük bir kahkaha patlatınca ben de ona eşlik ettim. Çünkü gerçekten, gerçekten saçma gözüküyordu.
Fakat forma giymediğim için disipline gitmektense bunu tercih edeceğimden dolayı yola çıkmış bulunduk. "Peki çantam ne olacak? Kitaplarım?"
"Gamzelim telaş yapmasan keşke. Halledeceğiz sıkma canını." Ne bileyim, ilk defa bu kadar hazırlıksız gidiyorum okula.
***
Sınıfa girdiğimde hemen Mustafa'nın radarına yakalanmış bulundum.
"Ali! Leylim?! Ali'nin kazağı mı o? Aile var burada Murat, kapa gözlerini oğlum!" Dedi ve Murat'ın gözlerini kapmaya çalıştı. Böyle aptal bir ima da anca Mustafa'dan gelirdi zaten...
"Babacığım bilinç altım kirlendi yardım et lütfen!"
"Aptal aptal konuşmayın. Açıklamamız var. Gayet de mantıklı." Evet, kesinlikle. Teşekkürler Ali!
Sınıfın en arkasında oturan ve büyük ihtimalle tuvaletteki Elif'i bekleyen Gencay ayağa kalkıp yanımıza gelmeye başladı. Attığı her adımda bakışları ben ve Ali arasında mekik dokuyordu. Ve attığı her adımda ben daha da geriliyordum.
Yavaşça yanımıza geldi ve Mustafa'nın masasına oturup bizi dinlemeye başladı.
"Evet iki gündür aranız afedersiniz bok gibi, dün sizi barıştırmayı denedik ama ikiniz de yüz vermediniz ve bugün okula beraber güle oynaya giriyorsunuz. En önemlisi, Leylim'in üzerinde Ali'nin kazağı var. Ah, Leylim hanım hazretleri çantasını da getirmemiş. Sıfır makyaj, uyandığı gibi burada. Sanırım söylediklerim aptal birkaç cümleden ibaret değil ha? Sen ne düşünüyorsun Muratcığım?
"Daha önce aptal bir cümle kurduğuna hiç şahit olmadığımı söylemiş miydim?"
"Daha sık söyleyebilirsin."
Ali sesli bir şekilde ofladı. "Aklınız fikriniz fesatlık. Dün gece Leylim'e haksızlık yaptığımı fark ettim, evine gittim. Aşağı indi konuştuk, aramızı düzelttik sonrasında anahtarını evde unuttuğunu fark ettik."
Ben devam ettim. "Annem nöbetteydi ve nöbeti bugün on ikide bitiyor. Durum böyle olunca Ali'nin evinde kaldım. Sandığınız gibi bir şey yok ki çok iğrenç bir imaydı."
"Kesinlikle." Sonra Ali saçlarımı karıştırdı ve yanaklarımı sıkıp, "Hem bu sıfat, bu masumluk, bu gamzeler yapar mı öyle bir şey. Salak mısınız oğlum siz? Salonda uyudu."
"Kızı salonda mı uyuttun!?" Murat'ın ani çıkışıyla hepimiz kahkaha attık. Gencay hariç.
"Harbi oğlum, centilmenlik nedir bilmiyor musun sen? Kızı salonda uyutmak nedir?" Mustafa da Murat'a katılınca Ali hafif utanıp ensesini kaşıdı ve bana dönüp mahçup bir biçimde konuştu.
"Ayıp ettim değil mi biraz? Aslında demiştim sen uyu benim odamda diye. Ama kabul etmeyince rahatsız olma diye ısrar etmedim. Bir dahakine telafi edelim olur mu? Eşeklik ettim özür dilerim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını sen koy
Romanceİşte karşımdaydı. İki yıldır umutsuzca sevdiğim... Neden gözlerinde ben yoktum? Keşke badem gözlüm, keşke gözlerinde o kız değil de ben olsaydım... Özür dilerim Elif... Duygularıma hakim olamadığım için 'o kız' oldun hikayemde. Özür dilerim Ali. Hak...