Mikayuu

E P I S O D E F O U R

Doktor gülümseyerek Guren'e cevap verdi:
"Evet oğlunuz iyi. Sadece biraz dinlenmesi lazım."

Şuan gerçekten çok mutluyum. Hayatta aldığım en güzel haber. Umarım bir daha böyle birşey olmaz.

"huh çok mutluyum. Yuu-chan iyiymiş anne! Duydun mu?"

"Evet Mika..."
Diyerek gülümsedi.

Hemşireler Yuu-chan'ı odasına doğru götürüyorlardı. Bende heyecanla Yuu-chan'ı getirdikleri odaya girdim. Hemşireler Yuu-chan'ı yatağa yatırmışlardı. Odadan çıktılar. Bende yatağının yanında ki sandalyeye oturdum. Bir süre sonra içeriye Guren geldi.

"Çık şurdan be limon kafalı!"

"Pardon ama kim oluyormuş o limon kafalı???" dedi Krul savunarak.

"Senin oğlun kim olucak? Burda başka limon kafa var mı?"

"Aaaaa ama çok ayıp Guren! O senin öğrencinin velisi." dedi Shinya ve ellerini Gurenin omzuna koydu.

"Gerçekten kavga etmeyin ne de olsa Yuu-san iyi." dedi Shinoa gülümseyerek.

Bende ona gülümseyerek karşılık verdim.

"Shinoa haklı anne."

"peki..."

"Artık tek bir şey var oda Yuu'nun uyanması... Canım benim kim bilir ne kadar uzundu bu süre onun için." dedi Shinya.

"Ben kafeteryaya iniyorum. Mitsu-chan sende gelmek ister misin?"

"Olur."

İkisi birlikte kapıya doğru yürüdü. Shinoa kapıyı Mitsuba için açtı. Mitsuba da gülümseyerek çıktı. Shinoa da peşinden... Bunlara n'oluyor ya?

"Bende hava almak için dışarıya çıkayım."

"Tamam ama çok durma hava biraz soğuk."

"Tamam." diyerek çıktım.

Merdivenlerden en alt kata indim. Kafeteryadaki masalarda göz gezdirdim. Mitsuba ve Shinoa cam kenarında oturmuşlardı. Onların yanına gittim. Shinoa bana bakıp gülümsedi.

"Merhaba Mikaela-san!"

"Merhaba."

"Yanımıza otursana Mika."

Cevap vermeden Mitsuba'nın yanına oturdum. Karşımızda Shinoa vardı. (Masaya vurup "AYRIL LAN YUU'M DAN!" demesi yok mu?)

"Merak ettiğim birşey var. Bunu sorucaktım."

"Evet dinliyorum?"

"Onu gerçekten seviyor musun?"

"Onu?"

"Bence sen kim olduğunu biliyorsun."

Shinoa karşımda gülümsüyordu.

"Ah, hahahha! Sanırım Yuu'dan bahsediyorsun."

"Evet ondan bahsediyorum."

Mitsuba anlamsızca bizi izliyordu.

"Tamam doğruyu söyleyeceğim. Benim ailem biraz garip bir aile. Bunların hepsini ailemin gözüne girmek için yapmıştım. Ama yanlış anlama Yuu-san'ı bir arkadaş olarak seviyorum. Ama bunun anlamsız olduğunu anladım. Ailemin gözüne girmek için aşık olmadığım, gerçek sevgiyi yaşayamadığım biriyle olmak çok anlamsız..."

Gerçekten böyle mi düşünüyor?

"Yuu'dan şuan ayrılmak mı istiyorsun?"

"Evet ama onu kullanmış gibi hissediyorum. Bu his gerçekten çok kötü. Umarım bana çok kırılmaz."

"Merak etme oda seni arkadaş olarak seviyor. Git ve ona ayrılmak istediğini söyle. Ama şuan değil. Sadece iyileştiği güne bırak bu meseleyi."

"Teşekkürler Mikaela-san. Herneyse bir içecek içmek ister misin?"

"Hayır teşekkürler."

"Peki nasıl istersen."

Ayağa kalkmadım ve ya gitmedim. Bir kaç dakika Shinoa ile bakıştık.

"Napıyorsunuz bir türlü anlamadım?"

Cevap vermedim. Shinoa'da benle aynı şeyi yaptı. Bir süre daha böyle durduk.

"Cidden biz ne yapıyoruz?" dedim.

Shinoa sırıtarak "Sen başlattın bende devam ettirdim." dedi.

Annem merak etmesin diye ayağa kalkarak merdivenlere yöneldim. Shinoa arkadan alay edermişçesine bağırdı.

"Yine bekleriz Mikaela-san!"

"ya ya tabi..."

Merdivenlerden çıkarken cebimden telefonu çıkarttım. Biraz kafamın dağılması için instagram da gezindim. Birden aklıma Yuu-chan'ın instagramını aramak geldi. İsmini yazdım ve sonrasında hesabı hemen karşıma çıktı. Onu takip ettim ve telefonu cebime koydum. Odanın önüne geldiğimde kapıyı yavaşça açtım. Krul yanıma yaklaştı.

"Hadi biz benim odama gidelim."

"Peki."

Krul ile birlikte odadan çıktık. Krul'un odasına gittik. (offf bunu yazarken büyük bir baş ağrısını geride bıraktım. hala ağrıyor biraz ama ateşim vardı uyuyamadım bir türlü bir geçmiş olsun alırım.)

"ben biraz dinlenicem sen istediğini yapabilirsin."

"tamam." dedim ve sandalyeye oturdum.

_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-_-

Ayy neyse bu kadar yeterli. Biliyorum çok çok çok kısa oldu ama ömrüm bunu yazmak için yeterli değil 😔