episode 12

76 3 1
                                    

"Diski bana ver artik Jisub. Bak seni dünyanın istediğin yerine gönderirim."  Namjoon silahi indirdirdi. "Tekrar düşün."

Jisubda Najoon gibi silahi indirdi. "Polisten kaçmaktan yorulmuşsundur."

"Neden bana ihanet ettiğinj düşünmekten yorulduğum kadar değil!"

"Hadi aş artık bunu! Ne ihanet?! Burasi gerçek dünya Jisub!" Namjoon ona doğru yürüdü. "Min Yoongi Borisin imparatorluğunu ele geçirmeden önce bana mı sordu saniyorsun?" Yüzü sinirden kızarmışti artık.

"Tüm bu işi ben yarattım! Zekamla ve cesaretimle!. Ve senin gibi yüzlercesini kullanabilirim. " jisub bu duydukları karşisinda daha da sinirleniyordu. Najoon bunu fark etti ve sakince konuşdu.

"Pekala. Sana ihanet ettim. Özür mü, özür mü istiyorsun ? " alayla konuşdu. "Çok üzgünum Jisub." Jisub ona kaşlarını çattı. Bu neydi şimdi.

"Mutlu musun?! Daha iyi mi hissediyorsun?! Kafani kullan Jisub!" Kafasini işaret etti Namjoon " hala vakit var. Bana katıl. Bu işten sen de ben de karlı çikariz."

Jisub elindeki silahı yere indirmeye başladi. "Hadi Jisub, hafi dostum güven bana." Jisub silahı yere fırlattı. Iç cebinden diski çikardı. Sonra aşaya doğru baktı.

"Işte işaret!" Diye konuşdu Savci Kim Seokjin. "Tüm birimler harakete gecsin. Tekrarliyorum, tüm birimler harakete geçsin. "

"Akilli çoçuk. Gel hadi ver diski." Namjoon elindeki silahi Jisuba doğru tutarak konuşdu. Jisub diski verdiği zaman elinden düştü. Namjoon ona sinirle bakti ve eğilip diski aldiği zaman Jisub ayağini diskin üzerine koydu.

Polis helikopteri onlara taraf geldi "indir silahini! Polis konuşuyor! Tekrarlıyorum! Silahıni indir!" 

Namjoonun dikkati dağildiği zaman Jisub onun elindeki silahi yere atar. Najoon ve Jisub dövüşmeye başlar. Ikisi bir birine sert yumruklar atar. Sonra Namjoon arka cebinden bıcak çikarıb Jisubun karnini çizer. Jisub aldiği darbeden afallasada kendine gelir ve Namjoona doğru hamle yapar. Namjoon bu defa bıcaği onun boğazina saplamak ister. Ama Jisub bu sefer kaça bilir ve ters bir haraketle Namjoonun elindeki bicaği alip ona çevirir. Sonra onun erkekliğine sert bir tekme atar.

Namjoon aldiği darbeden bağirir. Bu sirada Jisub onu köpruden atmaya calişir. 

Bu sırada Kim Seokjin ve ekibi gelir. "Böyle bir hata yapma Jisub! Onu bize teslim et!"

"Lütfen öldür beni Jisub!" Namjoon Jisubun elleri arasinda adeta çığirarak söyler. "Yaşamama izin verirsen büyük bir hata yaparsin."

"Dinleme onu!" Diye bağirdi Soekjin arkadan. "Seni kandirmaya çalısıyor!"

"Kes sesini! Bağirdi Namjoon. "Unutma! Nereye gidersen git bir gün seni bulurum. Ve o gün hayatınin son günü olur!"

"Dinleme onu Jisub lütfen!"

Jisub Namjoona daha fazla boğmaya başladı. Namjoon ama gülüyordu. "Sonra, Jungkook. Evet Jungkooku sevdiğini biliyorum. Onu sonrada küçük Rose. Ikisini de acımadan öldürürüm..." Jisub artık daha da öfkendi. "Ta ki beni öldürene dek."

"Şu durumda, Namjoon seni... bekliyor olacağim." Ve Jisub Namjoonu Seokjinlere tarafa itti. Seokjin büyük bir keyifle Namjoona kelepçeleri taktı.

🧩🧩🧩

"Acele edin!" Seokjin salik dkiplerine seslendi. Jisub kötü vaziyyetdeydi her yeri kanıyordu. "Hemen götürün"

Ambulans arabasına Jisubu kaldirdilar. Ama arabayı sürenin Taehyung olduğunu kimse görmedi. Bu gün gerçekten de Jisubun son günü olacaktı.

"Jisub! Bebeğim!"

"Du- durun lütfen." Jisub sağlik ekiplerinden rica etti. 

"Sonunda başardın güzelim. Masumiyyetini kanıtladin." Jungkook onun kanli yüzünu okşadı sonra eğilip dudaklarıni öptü.

'"Se-sensiz başaramazdim Kooki. Teşekkür ederim Jungkook." Jungkook gülümsedi. Jisubun yarası sizladi ve inledi. "Ahhh"

"Efendim, hemen hastaneye götürmeliyiz." Dedi sağlik çalışanı.

"Evet, evet doğru söylüyorsunuz." Dedi Jungkook. "Benimle gel Jungkook. Garip bir şekil de ko-korkuyorum" sonlara doğru sesik kisik çikti. "Exsume me? Bizimle gelemez mi? Lütfen"

"Üzgünüm ama izin yok. Beyfendi lütfen kenara çekilin."

"Merak etme güzelim. Hastanede görüşüz." Elinden öptü. "Jisub!"

Jisub acıylada olsa yüzünü Jungkooka çevirdi. "Seni seviyorum. Seni tüm kslbimle seviyorum."

"Jungkook" kisik sesle konuştu.

"Hmm?"

"En çok vahşi kedileri severim" dedi ve Jungkookun yüzünü okşadı. Jungkook gülümsedi ve tavşan dışleri ortaya çikti.

Ambulans arabasina giderken elini salladı. Jungkookda elini salladi hevesle. Sonra birden... eli havada kaldı. Aklina Jimin geldi.

Jiminle ilk tanıştıkları gün. Film gibi gözünün önünden geçti.  Jimin ona "vahşi kedileri çok severim" demişdi.

Vahşi kediler!

Jungkook koşarak Kim Seokjinin yanina gitti. "Bay Kim, ambulans nereye gidiyor?"  Seokjin elindeki telefona baktı "bir dakika, efendim..." telefonu kapattı. "Hastaneye. Neden? Ne oldu ki? "

"O Park Jimin! "Vahşi kedileri çok severim! Park Jimin bsna böyle demişti. Kulağima fisildamıştı." Giden ambulansin arkasina sinirle baktı. Bunu kendine yediremiyordu.

Jeon Jungkook kandirilmişdi. En kötüsü en yakin arkadaşinin katiline aşik olmuşdu. "Peki o eğer Jisubsa nerden biliyor  bunları? O kesinlikle Park Jimin!"

🧩🧩🧩

Flash back

"2 ml diazepam verin."

"Evet efendim veriyorum."  Doktorlar onun uyuduğunu düşünüyorlardi. Ama Jiminin bilinci açikti.

"Park Jiminin vücudundaki tüm yara izlerini saba da yapmalıyiz"  "tabi... bana mi?!"  Jimin gözlerini yavaşca açti. Namjoonun kapida yazdiği şifreye baktı. Sonra onlar fark etmeden yine gözlerini kapadı.

"Roze korea uluslararasi okuluna kabul edildi. Park Jimin yani sen dostlarinin yanina dönünce hasta ve yarali olacak. Hafizani kaybetmiş olacaksın. Park Jiminin hayatini öğrendikce... hafızan yerine gelecek." 

Namjoon bunlari Jisuba anlatinca yan odadan Jiminin onlari dinlediğini tahmin edemezdi.

Jisub ameliyat olduğu gün Jimin odadan gizlince şifreyi yazip çikar. Jisubun odasina girip, onu zorda olsa kendi odasina dikkatlice taşir. Kendiside Jisubun yerinde uyur.

Flach back and

🧩🧩🧩

Taehyung Jimine yakinlaşib boynuna küçük bir öpücük birakib geri çekilir. "Bu gün yakalana bileceğini düşündüm... ya da..." yüzünü okşar "seni kaybedeceğimi"

"Mmm kime karşi? Jungkooka mı?" Taehyung başini Jiminin omzuna koyup güldu. Jungkook asla onun yerine geçemezdi. Asla!

"Peki polise verdiğin disk?"

"Sahte. Icinde bir şey yok Tae." Taehyung dudağindan öper. "Merak etme hayatım. Asya yeraltı dünyasının dizginleri artik benim elimde!"  Dedi gülerek

"Kral benim!" 

Taehyung onun bu haraketleriyle daha da mutlu oluyordu. Iste onun Park Jimini.

"Beni yakalamaya çalışirken şunu unutma hayatim. Lutfen...

Park Jimini yakalamak zor değildir, sadece imkansızdır

Final

Don JHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin