episode 8

99 6 0
                                    

"Jisub oppa!... oppa!" Jimin merakla ses gelen yöne çevirdi yüzünü. Ah işte ordaydı ona el sallayan küçuk Rose. Jisub Jungkookun sorusu üzerine onu Rozun müfettiş Namjoonun yardımıyla okuduğu yatılı okula götürmüşdü. Artık bu küçuk kızla tanışmanın vakti gelmişdi.

"Jisub oppa beni unuttuğunu sandım! Nerdeydin artık beni sevmiyor musun yoksa?" Rose dolu gözlerle Jisuba sarıldı. Jungkook sarılan ikiliye bakib gülümsedi. Jisub gerçeten sadece yüzden Jimine benziyordu. Kalbi çok temiz ve masumdu. Jungkook içinde garip hisler uyandırıyordu.

"Nasıl tanımam! Sen benim mmm küçük Rozumsun. Evet, evet küçuk Rozum" dedi ve yanaklarıni sıktı.

"Ben küçuk değilim! Kaç defa konuştuk bu konuyu oppa?!"

"Ama doğrusu bir anliğina 'bana doğru koşan bu zeki kız da kim?' diye düşündüm. Bu yeni uniforma, yeni ayakkabılar. Çok güzelsin~"

"Hey oppa sen de aynı değilsin. Sanki bir farklı geldin gözüme."

"Ne diye bilirim ki Rose, Jisub oppan senin için değişmesi gerekti." Jisubun gözleri doldu. Elini kaldirib Rozun yanağini okşadi.

"Peki her zaman ağzında çiğnediğin ot ?"

"Gitti~ ahaaaa deli kız... Ah bir dk sohbete daldık Jungkook bu Rose, Rose bu da Jungkook oppan."

Jungkook biraz eğilip küçuk kiza elini uzattı. "Merhaba Rose. Ben Jungkook. Tanış olduğumuza memnun oldum." Dedi gülümseyerek.

"Merhaba, ben de... yani memnun oldum..." sonra Rose konuşmaya devam etdi. "Jungkook oppa Senin de mi oppan?"

Jungkook kahkaha atmamak için dudaklarını bir birine bastırdı. " Hey nasil konuşuyorsun öyle!"

"Senden büyük ya onun için dedim" Jisub gülümsedi. "Evet benden büyük ama bir ben ona oppa değil hyung demeliyim iki ben ona hyung demem. Biz böyle iyiyiz. Degil mi Jungkook?~"

"Hyung fena değ-" Jisub ters ters bakar. "Evet, evet böyle iyiyiz!"

🧩🧩🧩

"Jisub"

"Efendim"

"Bu çoçuk için yaptığin şeyler... bu günlerde kim böyle bir şey yapar ki? Bu gün... sana bir şey yapsaydım... Kendimi asla affetmezdim!" Jungkookun sesi sonlara doğru yükseldi. Ellerini kaldırip sinirle saçlarını geriye atdi.

Jisub onun elini tuttu. Yüzüne gülümsedi. "Lütfen Jungkook unutun artık bunları. Tamam mı. Ben unuttum zaten." Jungkook da Jisub gibi gülümsedi.

"Bu arada Jungkook şey yerimi bilmiyorum ama. Şey... nasıl söylesem si-sizininle ta-tanışmamı sağladıgı için Jimine mütesekkir mi olayım yoksa nefret mi edeyim bilemiyorum." Jisub başını utandığindan yere eydi. Parmaklariyla oynuyarak devam etti.

"Çünkü... a-abiniz gibi görüğünüz birinin ölümünü hatırlatan bir adamın yanında oturmak bile zor olmalı." Jungkook yüzündeki tebessümle kaç gündür doğru olmadığını bildiği için yapmadığı ama şimdi farklı bir durum olduğu için mutlu olacaklarıni düşündüğu bir şeyi yaptı.

Jisuba doğrü eğildi ve onun yüzünü kendine doğru çevirdi. Dudaklarına masum bir öpücük kondurdu. Sonra uzaklaşmadan bir eli yanağinda dudaklarına doğru fısıldadi.

"Başkasının işlediği bir suç için seni cezalandıramam... ve bana bu kadar resmi hitap etme." Jisub Jungkook gözlerine daha sonra dudaklarıni bakarak fısıltıyla konştu.

"Peki, ne söyleyeyim beyfendi?" Jungkook gülümserken Jisub konştu.

"Oppa mı diyeyim?"

Ikiside arabada kahkaha attilar. Artik her şey ikisi için daha farklı olacaktı  belki de. Onlar öyle düşünüyordu belki de.

Don JHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin