Merhaba
Smut içerik vardır. Rahatsız olacaklar lütfen okumasın.
4k için teşekkürler ♡
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum...
İyi okumalar ♡
Jimin jungkook'un dudaklarını büyük bir açlıkla öpüyordu. Dudağında ki piercing'i yalıyor, emiyor ve hafifçe çekiştiriyordu. Kollarını boynuna sarmış, ensesinde ki saçlarla oynuyordu. Dilleri buluşurken ikisi de boğukça inledi.
Jungkook dudaklarının arasında ki dolgun dudaklara iştahla karşılık verirken jimin'in belini okşuyor, kendine daha çok çekmeye çalışıyordu. Jimin'in kalçalarından tutarak kucağına aldı ve duvara yasladı. Böyle daha rahattı.
Öpüşme gittikçe alevlenirken jimin kendini jungkook'a sürtmeye başladı. Bu ikisinin de inlemesine sebep oldu.
Jungkook eli'nin altında ki dolgun kalçaların hissine dayanamadı ve hafifçe sıkarak yoğurmaya başladı. Bir elini kalçasına diğer elini beline sararak tutuşunu sabitledi ve adımlarını yatak odasına yöneltti. Merdivenlerden çıkarken dudaklarının temâsını kesti. Sıkıca tutuyordu fakat bir anlık tökezlemeyle düşebilir, jimin'in canı yanabilirdi.
Jimin jungkook'un boynunda ki tutuşunu sıkılaştırdı. Başını omzuna yasladı. Ilık nefesleri onun boynuna çarpıyordu. İçinde tarif edemeyeceği bir çok hissi aynı anda yaşıyordu. Heyecan, gerginlik, mutluluk, yetersizlik...
Bu onun ilkiydi. İlkini gerçek aşkıyla yaşayacağı için mutlu ve heyecanlıydı. Jungkook'a yetememekten, onun zevk alamamasından endişe duyuyordu. Kendisini düşündüğü pek söylenemezdi. Onu arzuluyordu. Şuan kalçalarını okşayan sevgilisi tarafından zor durumda bırakılıyordu.
İkili odaya girdiklerinde jungkook tek ayağıyla kapıyı arkalarından kapattı. Boynuna bir öpücük kondurup yatağa yatırarak bacaklarının arasına girdi. Elini saçlarına çıkardı ve şefkatle okşamaya başladı.
"Çok güzelsin meleğim. Kıyamayacağım kadar güzelsin" jimin gülümsedi, kollarını tekrar jungkook'un boynuna sardı.
"Sevgilim emin misin? Yani bilmiyorum evet ben de istiyorum ama pişman olmanı iste-" jimin kıkırdayarak sözünü kesti.
"Hiç bu kadar emin olmamıştım sevgilim. Senin olmak istiyorum. Benim olmanı istiyorum. Pişman olmayacağım. Meleğinle ilgilenmeyecek misin şef'im~?" Jungkook'un siyah küreleri daha da koyulaşmıştı. Hızla jimin'in dudaklarına asıldı. Aegyo yaparak konuşması ve 'şef'im' demesi içinde bir şeyleri hareketlendirmişti. İnanamıyordu. Meleği ile sevişecekti.
Öpüşme derinleşirken jungkook ellerini jimin'in vücudunda gezdirmeye başladı. Yavaş yavaş her bir noktasını keşfetmek istiyordu. Göğüslerinden karnına ve oradan da beline doğru bir yol çizdi. Tişörtünün eteklerinden tuttu ve dudaklarını ayırdı. İzin ister gibi baktı. Jimin başını sallayınca yavaşça tişörtü bedeninden ayırdı. Boynundan kasıklarına kadar süzüp dudaklarını yaladı. Çok iştah açıcı bir görüntüydü.
Jimin jungkook'un kendini süzmesiyle utanarak bakışlarını kaçırdı. Yanaklarının kızarmasına engel olamıyordu. Jungkook'un kıkırdamasıyla daha çok utandı. Jungkook'un üzerine eğilmesiyle titrek bir nefes verdi. Alnından öpmesiyle refleks olarak gözlerini kapattı. Tüm yüzüne kelebek öpücükleri kondururken biraz da olsun rahatladığını hissediyordu. Boynunda ıslaklık hissetmesiyle dudaklarını dişledi. Ellerini yumuşak saçlara doladı, hafifçe çekiştirdi.
Jungkook eli'nin altında ki pürüzsüz beli okşuyordu. Beyaz, süt gibi boyuna öpücülerini diziyor, yalıyor, yer yer izlerini bırakıyordu. Bunları yaparken kalçasını oynatarak kendini ona sürtüyordu. Jimin'in inlemesi gülümsemesini sağlarken göğüslerine indi. Dilini etrafında döndürdükten sonra emmeye başladı. Jimin saçlarını çekiştiriyor, kısık kısık inliyordu. Diğer uca da aynı ilgiyi gösterdikten sonra eli pantolonun kemerine gitti. Jimin'in gözlerinin içine bakarak kemeri çıkarttı. Kızarmış yanaklara bakıp iç çekti. Her an bu ânı bozup yanaklarını ısırabilirdi. Yine de bunu yapmayarak düğmeyi ve fermuarı açtı.
