Çok zor bir gün geçirmiştim, yaşanılanlara bir anlam veremiyordum. Babamı kaybettiğimizden beri en yakın arkadaşım annemdi, her şeyi onunla paylaşırdım ve beraber çözüm bulurduk ama bu kez çok farklı, annem bile bir yabancı gibi davranmaya başladı, buna alışamıyordum.
Erken kalkmıştım, daha doğrusu uyuyamamıştım. Giyinip okula gitmeye karar verdim, yola koyulduktan sonra garip bir şey hissetmeye başladım sanki biri beni izliyor gibiydi, okula varıp hemen sınıfıma gittim rengim tamamen atmıştı soğuk soğuk terliyordum. O sırada kapıdan Roseli girdi, bu bir semavi ışık olmalı, nabzımın yavaşladığını hissedebiliyordum. Gelip yanıma oturdu panik ederek ne yapacağımı şaşırdım ve önüme döndüm,
Bana bakarak "Nasılsın?" diye sordu. Sesinin tınısında kaybolmuştum "David!" diyerek dürttü beni, titrek sesle "A evet ben iyiyim, sen nasılsın yani nasıl gidiyor?" dedim. Bende bir sorun olduğunu anlamıştı. Ders bitene kadar soru sordu ama birine bile doğru cevap veremedim, çünkü korkmuştum. Ders bitince beraber çıktık akşam beraber takılıp kafamı dağıtacağını söyledi ve bunu yapmıştı gece çok eğlenmiştik. Bir hafta boyunca böyle eğlenmeye devam ettik, ne benim sosyopat kuzenlerim nede Roseli'nin yanında bana dehşet saçan beyaz saçlı çocuk, hiç birine hayatımızda yer vermiyorduk. Beraber vakit geçirdiğimiz bir akşam eve dönerken çantamda Roseli'ye yaptığım bilekliği vermediğim aklıma geldi. Tamamen aptallık Roseli'yi bıraktığım yere geri döndüm, evlerinin önüne vardığımda ise beyaz çocukla Roseli'yi nefes nefese görmüştüm, motordan aşağı indim kask nefesimi kesmeye başlamıştı çıkardım ama fayda etmedi, boğazım düğümlenmişti. Motora tekme atıp ormanın derinliklerine doğru koşmaya başladım. Gözlerimden süzülen yaşlar beni çok yaralamıştı kendimi aptallar gibi hissediyordum, bu durum içimde volkanlar patlatıyordu kalbim o kadar hızlı atıyordu ki göğsümü yaracaktı. Duramıyordum vücudumun kontrolü benden çıkmıştı. Sanki alev alıyordum kıyafetlerim beni yakıyordu hepsini parçaladım yetmedi, kendimi tırmalıyordum. Daha fazla dayanamayıp bir yaratığa dönüşmüştüm.Gözümü halamlarda açtım, sabah olmuştu. Dün geceyi kötü bir kabus olarak düşünüyordum ama parçalanan kıyafetlerim gerçek olduğunun kanıtıydı. Hemen halama sarıldım. "Bana neler oluyor hala?" diyerek ağlamıştım. Halam başımı okşayarak. "Bu çok normal bir durum David, sakin olmalısın her şeyin farkına daha iyi varırsın bu sayede." diyerek sakinleştirdi beni. Dün gece kuzenim Dean beni takip ederek kötü bir şey yapmamam için peşimden ayrılmamış ve dönüştükten sonra yanımdan hiç ayrılmamış. Ona zarar vermiş olmaktan çok korkmuştum. Neyse ki kötü bir şey olmamıştı. Okulu bırakıp Dean'ın yanında çaylak olarak başlamıştım. Roseli travması beni her ne kadar sarsmış olsa da hayvan formundayken bu acıyı hissetmiyordum.
Aradan haftalar geçmişti Rose neredeyse her gün arıyordu, aramalarına dönmüyordum ve kararlıydım da. Bugün benim çaylaktan, delta olma törenimdi. Bütün gece komik ve eğlenceli
vakit geçirmiştik. Sırada sürünün üyesi olmam için tek bir şey kalmıştı "Sak Yant" sürünün geleneksel bir sembolüymüş sırtımı açmıştım ateşten hazırladıkları kınayı sırtıma işlemişlerdi bu canımı baya yakmıştı. Daha sonra yaktığımız ateşin kenarında oturdum ve ailemi izlemeye başladım. Ne kadar da samimi ve sıcak kanlılardı ne kadar da ön yargılı davranmışım.Gözüm hepsinin çift olmasına kaymıştı, birbirilerine sadakat ile bağlıydılar. Bu çok özel bir durum, bense kendimi kandırmaya devam ediyordum, aslında Roseli aklımdan hiç çıkmıyordu, beynime kazınmış gibi silemiyordum. O gece herkes yorgunluktan bitap düşmüştü, herkes odasına çekilip uyumaya karar vermişti. Ben bahçede ateşin dibinde uyuya kalmıştım. Sabah Roseli benden haber alamayınca orman evine gelmişti ve beni bahçede sırtımdaki yanık izleriyle görünce bir çılgına dönmüştü eve girip bütün aileme öfkesini haykırmaya başlamıştı, o sırada seslerle uyanmıştım eve girince Roseli'nin bütün ailemi azarladığını gördüm, daha fazla dayanamayıp karşısına dikildim
-Sen neyden bahsediyorsun ve burada ne işin var? diyerek bağırdım.
Bana bakarak:
-Sana neler yaptıklarını görmüyor musun? Merak etme seni bunlardan kurtaracağım. diyerek çıkıştı.Ona yenik gözlerle bakarak
-Onlar beni senden kurtardı. Senin açtığın yarayı onlar kapattı, sus daha fazla konuşma git burdan ve bizi rahat bırak! diyerek haykırdım.Roseli ağlayarak gitmişti, benimse ondan bir farkım yoktu. Ama doğru olanın bu olduğundan emindim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
David Walter'ın Günlüğü ( Her Cuma Yeni Bölüm)
FantasyGenç bir kurt adamın başından geçen trajik olaylar. Eve varmıştım ıslak giysilerimi çıkarıp sıcak bir duş aldım ve Roseli'yi düşünmek için hızlıca yatağıma uzandım. Ah Roseli; benim kayıp mabedim, nefessiz kalmış ciğerlerime soluk verenim, uçsuz buc...