Şuan aslında onun bir yıldır takip ettiğini düşündüğü kişinin onu altı yıldır takip ettiğini öğreniyordu. Bir insan nasıl bu kadar zamandır hiç karşısına çıkmayabilirdiki bu kadar beklemek çok zordur diye düşündü. Ama öyle insanlar vardıki bekleyebiliyorlardı. Bunu düşünmeyi bırakıp çantadını toplayıp telefonunu eline aldı ve kütüphaneden çıktı.
Tam ilerleyecekti ki telefonuna gelen mesaj bildirimi ile durdu.
h: Önündeki cafenin arka sokağına gel
Jake: Siktir git
h: Sen bilirsin ama ben olsaydım gelirdim Yani kim köpeğinin daha tam tanımadığı birinin yanında olmasını isterki [ görüldü ]
Mesajı gördüğü gibi telefonunu bırakıp Heeseung'ın dediği yere koşmuştu. Hoş Layla onun kırmızı çizgisiydi.
Oraya gittiğinde Layla yoktu ama Heeseung vardı. Sinirli bir yüz ifadesi ile Heeseung'a baktı.
Hee: Fazla safsın
Jake: Sence bu komik mi?
Hee: Belki değil ama seni neyle kandırabileceğimi biliyorumya bu iyi.
Jake: Layla benim kırmızı çizgim ona dokunmaya bile kalkışma!
Hee: Merak etme kalkışmam sadece seni yanımda istedim.
Jake: Tamam güzel gördüysem ben artık gidiyorum.
Jake tam arkasınk dönüp gidecektiki Heeseung onu kolundan tutmuş ve kendine çekmişti.
Jake: Ne yaptığını sanıyorsun?
Hee: Hiç bir şey, ama şuan benimle geliyorsun.
Jake: Hayır gelmiyorum.
Hee: Peki.
Heeseung, Jake'i tutan ellerini dahada sıkılaştırmış sonrada sürükleyerek hemen yanındaki arabasına götürmüştü. Jake'i arabaya yerleştirdikten sonra oda bindi ve arabayı sürmeye başladı.
Jake: Sapık mısın sen bırak beni!
Hee: Bağırma bana Jake.
Heeseung'ın öyle bir konuşma tarzı vardıki insanı tereddütte bırakıyordu. Çok tedirgin ediciydi ve korkutucuydu.
Jake: Ne istiyorsun benden?
Hee: Sadece sus. Birazdan konuşacağız.
Jake daha fazla konuşmayaraktan sadece sustu.
Biraz daha yol gittiklerinde Heeseung arabayı bir ara sokğa çekti ve arabadan indi. Jake'in kapısınk açtı.
Hee: Hadi in.
Bir şey demeden indi Jake. Sonra Heeseung arabnın kapısını kapattı. Sonra Jake'e elini uzattı. Boş boş baktı Jake Heeseung'ın eline.
Hee: Ah, peki.
Jake'in elini tuttu ve ilerlemeye başlamışlar. Apartmanda bir daireye geldiler. Heeseung durdu ve kapıyı açtı. Jake'ide iteri itekledi. Sonrada kapıyı kapattı.
Hee: Oyunculuğun gayet iyi, ama ben buna kanmam Jake.
Derin bir nefes verdi Jake.
Jake: Hiç bir şeyi yemiyor musun cidden?
Hee: Evet.
Jake: Mesaj atmanı beklediğimi nereden anladın?
Hee: Her okul çıkışı seni izliyorum ve sürekli telefonuna bir mesaj geldi mi diye bakıyordun ve konuşmaya giriş şeklin çok belli ediyordu.
Jake: İyi
Onu sinir etmek için çok tepkisiz ve ilgisiz davranan Jake'i kolundan çekip duvarla arasına aldı Heeseung.
Jake daha anın şokunu yaşarken ellerini Jake'in bacaklarına doğru yönlendirdi ve dokunup okşamaya başladı. Sonra yavaşça elini Jake'in kalçasına doğru yönlendirdi.
Hee: Sadece görmek değilde dokunması daha güzelmiş.
Jakese cevap vermeyip Heeseungdan kurtulmaya çalışıyordu. Heeseung kafasını onun yüzüne doğru eğdi.
Hee: Bir anlaşmaya ne dersin?
Jake: Olur ne anlaşması.
Hee: Bu tür şeylere çok çabuk kanıyorsun... Ama neyse tek taraflı anlaşma. Senin sözünün burada pek önemi yok.
Jake: Anlaşma böyle olmaz ama.
Hee: Sus ve dinle.
Jake: Hıh, tamam.
Hee: Bir haftada seni kendime aşık edebilirsem sürekli benim yanımda olucakasın. Var mısın?
Jake: İmkansız bir şey, ben öyle kolay kolay birinden hoşlananmam, sevmem ve aşık olmam.
Hee: Cidden bunu bana mı diyorsun.
Jake: Evet
Hee: Seni tanımayan biri buna inanırdı ama ben inanmam. Seni senden bile iyi tanıyorum.
Jake: Kesin öyledir.
Hee: Öyle.
-------------------------------- Bu bölüm için şu kısımdan sonra güzel bir şey yazmayı planlamıştım ama diğer bölüme saklım dedim.
Meraklanın hehehehehhehehe
Ee nasılsınız nası gidiyp hayat.
Ben jake nasılsa öyleyim
Birde bugün j harfli yüzüm aldım JAKEİM İÇİN.
noodle da alıcaktımda ÇOK PAHALIYFI.
20 liraya yakın bir şeydi.
Neyse hadi sizi çok love you 💖🐧
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
