Jake: Saat 8di ve ben hala oyun oynuyordum heeseungsa dayanmak için büyük ihtimalle içinde savaş yaşıyordu. Tahminimde bence doğruydu ve büyük ihtimalle dayanamamıştı. Oynadışım tur bitmişti bittiği gibi de elimi çekip bigisayarı saniyesinde kapatmış ve kulaklığı kulağımdan çıkarmıştı.
Sonra ise giyindiğim tişörtü çıkartıp beni kucağına alıp kaldırmış ve yatağa atmıştı. O an o hızlılıkla ne olduğunun farkında bile dğeildim. Ben olayları kavramaya çalışırken heeseung benim şortumuda çıkarmıştı. Şimdi ise beni kaldırmış ve önünde oturtmuştu. Bir şey beklediğinden emindim ama anlamadığım için duruyordum. Anlamamış olduğumu anladığından bana doğru eğildi, sonra o derin sesi ile konuştu "gömleğimi çıkart jaeyun, ondan sonraki işini bence zaten biliyorsun."
Bu derin sesi ile konuşmasına bayılıyordum. Onu delirtecek bir yavaşlıkta gömleğinin düğmelerini açıyordum. Açma işlemim bittikten sonra yere dizlerimin üstüne çömeldim ve pantolonunun kemerini ve fermuarını açtım. Kemeri çıkardığımda gelişi güzel bir şekilde atıp pantolonunu ve iç çamaşırını aşağı indirdim, sonra işimi yapmadan önce bir kez heeseung'ın suratına doğru baktım o ise bana "kaldırdığın şeyi indirmeyide bilmelisin jaeyun." cevabını vermişti. Şaka mı bu adamın her konuşması mı öldürücü olur.
Onun bana söylediği cümleye sırıtarak yanıt verip aletinin başını ağzıma almıştım. Yavaştan daha fazlasını alıp yalıyordum ve dişlerimi sürtüyordum. O ise beni dahada fazlssını almam için zorlayıp beni kendine bastırıyordu. Tekrsr bastırdığında artık aletinin tamamı ağzımın içindeydi ve boğazıma değiyordu. Boğazıma değmesi boğazımı acıtıyordu ve ben hala yalıyordum artık dayanamyıp onu ağzımdan çıkarıcakken vazgeçip onu dahada delirtmek için yutkundum. Yutkunmamla derince inlemiş ve saçlarımı çekmişti sonra ise ağzıma boşalmıştı. Aletini azğımdan çıkarıp onun gözlerinin içine bakarak ağzıma akıttığı sıvıyı yuttum ve dilim ile dudağımın kenarından damlayı yaladım.
O ise bu hareketlerime sırıtarak bakmıştı ve anında beni kaldırıp tekrwr yatağa atmıştı pantolonunu ve iç çamaşırını tamamen çıkarıp üstüme çıktı ve iki elimi tek ile tutup kafamın üstünde birleştirdi sonra ne ara aldığını bilmediğim kemeri ile beni iki elimden yatağa bağladı. Dudaklarıma eğilip bir öpücük kondurdu ve doğrulup bacak aramı yeterince açıxak şekilde bacaklarımı ayrıdı. Sonra bende kalçamı ona doğru kaldırdım. Tekrardan dudaklarıma bir öpücük kondurdu ve aletini deliğine doğru hizaladı. Bana baktı onay almak istiyormuşçasına kafamı onaykar bir şekilde salladım. Aldığı onayla rahatlamış bir şekşlde yavaşça kendini içime itti.
Küçücük bir şeydi ama acıtıyordu. Acı dolu inlememle elimi tuttu ve sıktı sonra ise öptü. "eğer çok daha acırsa durmamı istersen söyle, durarım sevgilim." onun bana sevgilim demesine bayılıyordum. Onun bana sevgilim demesi beni cennete sürüklemeye yeterdi. Biz böyleyken yolumuz beraber cehenneme gidiyor gibiydi ama ben cennete gibi hissediyordum. Onun yaptığı gelgitler ve kalçamı avuçlaması ve ben ellerim bağlı olduğu için pasif kalıyordum o ise beni becererek cenneti ve en olağan dışı güzellikleri tattırıyordu.
Bacaklaeımı beline doladı ve o şekilde hızlanmaya başladı. O hızlandıkça benimde inlemelerim artıyordu. Benim zaten o şekilde tek yapabildiğim inlemekti. Benim işim inlemek ve onu inlemelerimle tatmin etmek onun işi ise tatmin olabilmek ve bana ceza vermek amaçlı beni becermek.
Bana sevgili olduğumuzdan beri onun bana aşık olduğu yaşa geldiğimde en iyi doğum günü hediyesini vereceğini söylğyordu ama onun zaten benimle olması en iyi hediyeydi bana ceza olarak veridğide harika bir hediyeydi.
En son boşalmıştı ama ben yerimde durmuyordum ve onu dahada hırçınlaştırıyordum ve o şekilde sabah kadar bir iki tur daha yaparız gibime geliyordu.
