8 / Kimden Yana?

5.5K 823 157
                                    


Başından beri burada olanlar ve 8. Bölümü önceden okuyanlar için önemli duyuru;

İki hafta kadar önce yayımladığım 8. Bölümü içime sinmediği için kaldırdım ve düzenledim, bir sonraki bölümde yazacaklarımla birleştirdim ve olması gereken uzun haliyle yayımlıyorum. Okuduğunuzda tanıdık gelen kısımlar olacak, bölüm açılmıyor veya önceki bölümü tekrar okuyorsunuz sanmayın💫

 Okuduğunuzda tanıdık gelen kısımlar olacak, bölüm açılmıyor veya önceki bölümü tekrar okuyorsunuz sanmayın💫

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Güneşin batmasına yalnızca bir saat kadar kaldığından, içimdeki huzursuzluk da gittikçe artıyordu. Onu, tesadüfen ormanda bulunduğuma ikna etmek zor olacaktı belki. Ancak ilk karşılaşmamız düşünülürse, benim de yalnız kalmaktan hoşlandığımı ve kendi kendime konuşarak rahatlamak için bir alan bulmaya çalıştığımı bilen tek kişi de oydu.

Sınıftan çıktığım an derin bir nefes alarak kendime kafamda odaklanabileceğim bir şey seçtim hemen. Güzel bir anı, içimi ferahlatan bir görüntü. Etrafta Karam'a bilgi götürmek için can atan casuslar olduğuna emindim ve sırf korkum yüzünden faka basmak istemiyordum.

Gözlerimi bir kez kapattım ve zihnimde canlanan kesit, son kez huzurla yediğimiz o aile yemeği oldu.

Annem, onun tam solunda oturan babam ve ikisine doyduğumu iddia edip duran ben. Gülüyorduk, kahkahalar atıyorduk hatta. Bir süredir güçlerim kimseye zarar vermiyordu. Annemin ağlamaları kesilmişti ve babam ona yeniden sıcak davranmaya başlamıştı. Anneme göre içime giren her neyse beni terk etmişti. Ancak bu koca bir yalandı.

Yalnızca birkaç hafta süren sessizlik ve huzur, parkta oyun oynamak isterken bir çocuğu salıncaktan indirip, karşı kaldırıma fırlatışımla son buldu. İsteyerek yapmamıştım, korkuyordum. Ellerim titriyor, annem koşarak bana doğru geliyordu. Küçücüktüm. Etrafta bunu benim yaptığımı gören kimse yoktu. Annem yine de beni oradan aldığı gibi eve götürürken hıçkırıklara boğuluyor, benim ona verilmiş bir ceza olduğumu tekrar edip duruyordu. Hayatımda ilk kez terk edilmiş gibi hissetmiyordum ancak bu duyguyu annem tarafından ilk kez tadıyordum.

Ormanın girişine gelmiştim.

Odaklanmaya devam ederken bir yandan da Karam'ı ilk gördüğüm ağacın dibine kaydı bakışlarım. Orada yoktu. Şans bu ya, belki de bugün ormana gelmeyeceği tutacaktı. Belki de birden gündüz adamı olmaya karar vermişti ve Afra'nın planı, biz daha uygulamaya koyamadan suya düşmüştü.

''Ne işin var burada Çaylak?''

Karam'ın sesiyle öyle bir irkildim ki arkamdaki dereye düşmekten son anda kurtuldum. Parmakları kolumu yakaladı ve beni kendine doğru çekti. Buna rağmen aramızda hala büyük bir mesafe vardı.

''Benden bu denli korkuyor olman güzel. Sonunda doğru yolu buldun.''

Kolumu hırsla parmaklarının arasından kurtardım ve ''Senden korkmuyorum.'' dedim tek nefeste. ''Sürekli karşıma çıkıp duran, peşimi bir türlü bırakmayan sensin. Belki de sen benden korkuyorsundur. O yüzden de gözünün önünden ayırmak istemiyorsundur.''

ASLANLAR VE DİĞERLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin