1. YENİ BİR BAŞLANGIÇ

100 14 13
                                    

Yeni dünyama hoş geldiniz! Sizi içeride bekliyor olacağım. İçeri de buluşmak dileğiyle. Hoşçakalın!

Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.

BİRİNCİ BÖLÜM

Gerçek sevgi.

Bu yaşıma kadar verdiğim en büyük savaş gerçek sevgi görebilmek içindi.

Ama olmamıştı.

Olamamıştı.

Tanıştığım kişilerin eline hemen kalbimi vermezdim. Zaman geçince de vermezdim. Aslında isteyerek de vermezdim. Mantığımdan ayrı bir yolda ilerleyen duygularımı yönetemezdim. Sadece olurdu. Nasıl olduğunu anlamazdım. Farkına varmazdım. Bu yüzden çoğunlukla mantığımla yola çıkardım. Her şeyi mantığımla yapardım. Mantığımla severdim. Duygularımla yola çıkacağım tek bir kişi bile yoktu. İzin vermezdi buna mantığım. Vermesine de lüzum yoktu.

Kendi cinayetimi işleyecek olsam bile ilk önce düşmanımın hak ettiği muameleyi yaşaması için kendi cinayetimi erteleyebilirdim.

Soğuktan donup ölecek olsam bile gururundan gıkını çıkarmayan, lüzumsuz muhabbet kurmayan ama ağzını açtığında da illaki kalp kıran, nerede ne yapacağını bilen donup kalmak yerine soğukkanlılığını daima koruyan, söylediği her şeyin her zaman arkasında olan kendini sonuna kadar savunan, kocaman bir fırtına çıksa bile daha önce esen ufacık bir rüzgârdan ders çıkarmış ayakları yere sağlam basan kızdım.

Şimdi esen ufacık bir rüzgârdan dolayı mı yerle bir olacaktım?

Katlandığım her şey boşa mıydı?

Boşa mı kürek çekmiştim bunca yıl? Her şey uçup gider miydi bunca yılın hatırası üzerimden?

"Neslinas Hanım hazırsanız çıkmamız gerekiyor," diye aşağıdan seslendiğini duydum, benimle en yakından ilgilenen Behçet abinin. Bugün yeni başlangıçlar yaptığım ilk gündü. Üniversite birinci sınıf olmuştum. Yeni bir okul, yeni bir ortam, yeni bir başlangıç. Yine yeni yeniden.

Neslinas. Adım buydu. Annemin ölmeden önce doğduğumda kucağına verdiklerinde kulağıma fısıldadığı adım. Hiçbir anlamı olmayan adıma yakışan birçok anlamı olan bendim.

                                      🦋

Altıma bej kargo pantolon üzerime de siyah uzun kollu büzgülü crop giymiştim. Pantolonumla uyumlu olması için kahverengi converse giymiştim. Hazırdım. Aşağıya inmem gerekiyordu ama ben yatağımın üzerine oturmuş yeri izliyor, bugün yaşanacakları düşünüyordum. Dayanabilir miydim? Kendimi kontrol etmek zorundaydım. Odamın kapısı yavaşça aralanırken kafamı kaldırıp gelenin kim olduğuna baktım.

"Kuzucuğum niye inmiyorsun aşağıya?" Gelen Çiçek halamdı. On beş yıldır benimle olan dadım. Çiçek hala bana bakmaya başladığı zaman üç yaşındaydım. Benimle ilgilenecek annem yoktu. Babam da ilgilenmezdi, işlerini bahane ederdi her seferinde.

KELEBEĞİN YARA BANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin