Kaçış

53 4 2
                                    

-5 yıl önce-
Uğraşlarıma rağmen çıkamadığım duvara bir kez daha lanet ettim.
Son bir umut tekrar zıpladım.Çıkamamıştım ama aynı zamanda inememiştimde.
İlk boşluktaki ayaklarıma sonra da arkama döndürdüm büyük bir ihtimal şaşkınlıktan ve korkudan şekilden şekile giren suratımı.
Çelimsiz,kahverengi saçlı ve aynı renk göz rengine sahip olan oğlan beni zorlukla tutuyor gibi gözüküyordu.
Kim olduğunu soramayacak kadar acelem olduğundan bu fırsatı değerlendirdim.
Çevik bir hareketle duvarın üstüne çıktım ve atladım.Hızla tekrar koşmaya başladım.Ya yakalanırsam korkusuyla etrafımdakileri yok sayarak hızımı arttırdım.
Yüzümde hissettiğim acıyla inledim.Gerçekten de gözüm kimseyi görmüyordu ki benim yaşlarımda bir kıza çarptım.
Uzun kahverengi saçlara sahip,hafif elaya çalan gözleriyle uyum sağlamıştı kumral tenine.Ne yalan söyleyeyim oldukça güzel bir kızdı.
"Hey sen iyi misin ? "
Benim çarpmama rağmen onun bunu sormasına şaşırmıştım ama buna bile zamanım yoktu.Beni bulurlarsa canımı okuyacaklardı.
Belli belirsiz kafamı sallayıp koşmaya devam edecektim ki bir el bana engel oldu.
"Kaşın...patlamış ve dudağında iyi gözükmüyor."
Elini yüzüme yaklaştırınca ürkekçe geri çekildim.Bir iyilik meleğim eksikti,o da olmuştu.
"Bak umrumda değil tamam mı ? Sen kendi işine bak."
Kabalığıma şaşırmıştı sanırım.Onun aksine yanındaki iki kız bana küçümseyerek bakıyorlardı.
"Hadi Sude,boşver şu aptalı."
Çakma sarışın,isminin Sude olduğunu öğrendiğim beni oyalayan kızın dikkatini çekmeye çalışıyordu.
Sude yüzüme dikkatli bir bakış attıktan sonra kolumdan tutup sürüklemeye başladı.
"Lütfen bırak beni."
Neredeyse ağlayacaktım.Korkuyordum.Onlardan,insanlardan,Kadir'den.
"Nolur bırak,daha fazlasına dayanamam."
Durup bir kaç saniye yüzüme baktı.Sert değildi ama yumuşakta değildi.

"N'olur bırak beni."
Bir tekme daha.
"Ben size ne yaptım ? "
Saç diplerimde bir acı hissettim.
"Senin bir şey yapmana gerek yok.Doğman başlı başına yeter."
Yanındaki küçük kıza döndü.Kız baştan aşağı turuncu giymişti.
"Bak yavrum ne kadar da acınası görüyor musun ? "
Benden bahsediyordu.Bir kahkaha patlattı.
Eskiden küçük kız bu sözlerden ve bu kahkahadan hiç bir şey anlamazdı.Şimdiyse,babasına eşlik ediyordu.Değişen neydi peki ?
Zaman mı,insanlar mı ?

Aklıma gelen bir anlık hatırayla içim titremişti.Başımın ağrıdığını yeni yeni hissetmeye başlamıştım.
Sokaklar soğuktu,titriyordum,korkuyordum ve başım ağrıyordu.
Başka bir ara sokağa daha saptıktan sonra dümdüz yürümeye başladık.Her yer çöp kokuyordu.
Etrafıma burnumu elimle kapatarak bakıyordum.Kısa sürede karşımıza bir merdiven çıkmıştı.
"Çık."
Korktuğumdan mıdır nedir ikiletmeden dediğini yapmıştım.
Yıkık dökük bir evin çatısıydı burası.Soğuk havanın yerini,iç gıdıklayan bir esintiye bırakan bir yer.
Üstümde ceket dahi yoktu.Benim hiç bir şeyim yoktu zaten.
Sude bir şey demeden başka bir merdivenle evin içi diye tahmin ettiğim yere indi.Bende ön uca gelip oturdum.O kadar çok koşmuştum ki bacaklarım sızlıyordu.Ama ne yapayım,kaçmıştım bir kere.
Sude elinde bir kaç tıbbi malzemeyle tekrar yukarı çıkmıştı.Yanıma oturmasıyla irkildim.
Elini yine yüzüme doğru yaklaştırınca refleks olarak geri çekildim.
"Kim ürküttü seni bu kadar ? "
Sesindeki ablavari tavrı bir nebze olsun içimi rahatlatırken,hala bir yanım korkuyla yanıyordu.
Elindeki pamuğa dikkatle bir şeyler döküp yeniden yüzüme yaklaştı.Bu sefer geri gitmemek için kendimi zorlamıştım.
Yaralarımın üstüne bastırınca bir yanma hissettim.Bu çok acıtmıştı.
"Anlatmaya başlasan iyi edersin.Görülen o ki anlatacak çok şeyin var."
Bu sözler her bir organıma iğne misali batmıştı.
Aceleyle yerimden kalktım.Ya beni tekrar onlara verirse ?
"Hey ne oldu ? "
Yüzüne baktığımda kaşlarını çatmış cevap bekliyordu.
"Şey,şeye ihtiyacım var."
"Ne,neye ? "
"Gitmeye."
Dedim ve arkamı döndüm.Bir adım dahi atamadan olduğum yere çivilendim.Nasıl bu kadar hızlı ulaşmıştı yanıma ?
"Hiç bir yere gitmiyorsun."
Sesindeki ton iyice korkmama malum olmuştu.
"Lütfen...kaçmayı başarabilmişken beni tekrar onlara verme."
"Onlar kim ? "
"Nefretimle yanmamı sağlayanlar."
Anlamamış bir ifadeyle yüzüme bakıyordu.
"Ne diyorsun anlamıyorum ? "
Açıklayıp açıklamamakta kararsız kalmış,utana sıkıla etrafıma bakınıyordum ki tanıdık bir yüz gördüm.
Gördüğüm yere hızla kafamı döndürdüm.Sude'nin omzundan pek göremiyordum ama gördüklerim yeterde artardı bile.Kaçtığım için intikam hırsıyla kaplanmış bir çift göze sahip Kadir.
Ya öldürülecektim,ya da hiç tanımadığım adamların koynuna zorla girecektim.
Eminim ölüm şu an size bile hiç olmadığı kadar çekici geldi.
İlk bölüm olduğu için kısa oldu.Kurguda yardımcı olan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.Aynı zamanda okuyucularımada teşekkürler.

TURUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin