Önceki bölüm özeti:
İpek ve Sude çatıdayken ufak çaplı bir saldıraya uğrarlar.
Sude'nin aldığı eğitimler sonucu Kadir ve adamlarını kolayca atlatmışlardır.
Sude İpek'i kulübe benzeri bir dağ evine getirerek büyük bir şoka uğratmıştır.
En son İpek ve çelimsiz adam birbirlerine dikkatle bakmaktadır.
3.Bölüm-"Acı ruhu da ele geçirince,geriye bir hiçlik kalıyor azizim."
Çelimsiz adamla birbirimize öylece bakarken sadece şok olmakla meşguldüm.Bu bir tuzak mıydı ?
"Endişelenme,bizden zarar gelmez küçük kız."
Bunu çelimsiz adam söylemişti ve görüntüsünden anlasılacağı üzre benim yüzümden dayak yemişti.
Küçük bir tebessüm ederek arkama döndüm.
"Bana neler olduğunu anlatacak mısınız ? "
Sude beni şaşırtacak bir hareket yaparak gülümsedi.
"Beni takip edin."
Hiçbir şey söylemeden dediğini yaptık.Çelimsiz adamda ona uymuştu.Bu biraz tuhaftı aslında.Ne de olsa o bir erkekti ve ondan büyüktü.Gerçi Sude eğitimliydi,her neyse.
Soldaki kapıdan içeri girdiğimizde burnumu rutubet kokusu doldurmuştu.Bu kokuyu eve girdiğimde de almıştım ama burda daha yoğun olduğu aşikardı.
Ortada duran ahşap masa ve çevresine konulmuş dört sandalyeden birine oturdum.Karşıma çelimsiz adam oturmuştu ve artık ismini öğrenmem gerektiğine kanaat getirdim.
Sude de sağımdaki sandalyeye oturup konuya giriş yaptı.
"Bak öncelikle bizden korkma."
"Korkarım ya da korkmam size ne ! "
Telaşlıydım ve korkuyordum.Tabii bu hem yüzüme hem de sesime yansıyordu.
"Bana bak küçük,seni kurtardığıma pişman ettirme beni ! "
"Yaptığınız iyilikleri hep insanların yüzlerine vurmak için mi yaparsınız ? Ayrıca ben küçük değilim,benimle düzgün konuş çelimsiz ! "
Ne dediğimi idrak edene kadar çelimsiz sandalyesinden hızla kalkıp devirmişti.Korkmadım desem yalan olurdu.İkimizde nefes nefese birbirimize bakıyorduk.Oturduğum sandalyeye iyice sindim.
"Yerine otur Yavuz."
Birbirleriyle bir kaç saniye bakıştıktan sonra çelimsiz-nam-ı değer Yavuz sandalyesini yerden kaldırıp oturdu.
Birbirimize o kadar öfkeli bakıyorduk ki her an birbirimizin boğazına yapışabilirdik.
Aslında neden sinirlendiğimi bilmiyordum sonuçta onlar beni kurtarmışlardı.Sanırım duygu patlaması yaşıyordum.
"Bak...ismini söylememiştin sanırım ? "
Bir an duraksadım.Acaba yalan mı söylemeliydim ?
"Şey,İpek."
Kelimeler daha fazla düşünmeme izin vermeden dudaklarımdan özgürlüklerini ilan etmişlerdi.
"Pekala İpek.Sana olayları anlatırsam biraz olsun kafandaki karmaşadan sıyrılabilirsin."
Başımı onaylarcasına salladım.Aynı zamanda masadaki oyukları inceliyordum.
"Yavuz benim öz kardeşim değil.Yavuz 2-3 yaşlarındayken onun annesi ve benim babam evlenmiş.O zamanlar ben yeni doğmuşum,her neyse.13 yaşımdayken Yavuz her gün eve tartaklanmış,dövülmüş olarak gelirdi.Ailemiz ondan pek bir şey beklemediklerini açıkça belirterek beni yurtdışına askeri bir eğitim için gönderdiler,hatta daha fazlası.4 yıldır oradaydım ve geleli bir ay anca oluyor.Yavuz'u doğum gününde yurtdışına,benim gittiğim yere göndereceğiz."
Anlattıkları inanılmazdı.O kadar değişik bir hayatları vardı ki.Hele Sude bir çok macera yaşamış olmalıydı.
"Peki beni bulmanız bir tesadüf mü ? "
Çelimsiz sıkkın bir şekilde söze başladı.
"Sen ve arkanda koşuşturan adamları düzenli yapmaya başladığım koşuda gördüm.Yüzündeki korkuyu,acıyı iyi bilirim.O an Sude'ye kısaca seni tarif ettiğim ve adresi söylediğim bir mesaj attım.Zaten o da oralarda olduğu için işimiz kolaylaşmıştı.Seni o duvara çıkardıktan sonra bir güzel dayak yedim."
Son cümleyi gözlerini devirerek söylemişti.
"Yani bana acıdınız ? "
Sude ve Yavuz yine kısa bir bakışmadan sonra belli belirsiz kafalarını salladılar.
O an yine iliklerime kadar hissettim acizlik duygusunu.
O an yine sessiz bir çığlık attı ruhumdaki yaralı.
"Kurtuldun ve ağlıyorsun.Umarım sevinç gözyaşlarıdır."
Gözlerimi Yavuz'a çevirdiğimde beni yatıştırmaya çalışan bir adamla karşılaştım.
Ufak bir tebessüm ederek karşılık verdim.
"Biliyorum bu kadar kurtardınız ama ben fazla olmayacaksa bir şey istiyorum."
İkiside sorar gözlerle bakınca devam ettim.
"Beni eğitebilir misin Sude abla ? "
Sude'nin ciddi suratında oldukça içten bir gülümseme belirdi.
"Tabii ki ! Ayrıca bana abla demene gerek yok."
Sonunda kendimi koruyabileceğim düşüncesi o kadar güzel gözükmüştü ki gözüme.Dilim tutulmuştu sanki.
"Ç-çok teşekkürler."
Sevinçten cidden dilim tutulmuştu.Bir insan eğitim alacağına bu kadar sevinir miydi ?
Aslında ben eğitim almayacaktım.Ruhumdaki yaralı çocuğu iyileştirip,özgürlüğüne kavuşturacaktım.
"Ama karşılığında her eğitim günü bana bir anını anlatacaksın."
Bu her ne kadar içimdeki çocuğun camdan kabını buz tuttursa da onu özgür bırakacağımı kendime hatırlatarak buzları eritmeye başlamıştım.
"Peki.Ben nerde yatacağım ? "
O kadar çekingen çıkıyordu ki sesim ikisi de gülümsemişti.
"Gel göstereyim."
Bende gülümseyerek yerimden kalktım.Peşimizden Yavuz'unda geldiğini duyduğumda ona karşı fazla sert davrandığımı fark ettim.
Giriş kapısının sağ tarafındaki odayı göstererek "Burası." dedi.
Adımlarımı ilerletip odaya girdim.Ahşap kapının çıkardığı sesten ürkerek odaya göz attım.
Duvara yaslanmış bir yatak,başucunda komidin ve bir dolap vardı.Yatak kapının çaprazındaydı.Dolapsa kapıyla aynı hizadaydı.
Odadan çıktığımda Sude'nin ve Yavuz'un giriş kapısının karşısındaki odaya girdiklerini gördüm.Tüm cesaretimi toplayarak bende onların peşinden gittim.
Kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde ikisi de endişeli gözlerle bana dönmüşlerdi.Birilerinin sizin için endişelenmesi gerçekten iyi hissettiriyordu.
"Bir sorun mu var tatlım ? "
Sude'ye gerçekten ısınmaya başlamıştım.Soğuk görünümünün altında canayakın bir insan yatıyordu.
"Hayır.Iı şey biraz konuşabilir miyiz ? Özel."
Dedim Yavuz'a bakarak.İkisi de şaşırmıştı ama Sude sağ olsun ne demek istediğimi anlamış ve odadan çıkmıştı.
"Neler oluyor ? "
Merakını bütün bedenim sarmıştı.Yanlışlıkla saçma sapan bir şey söylememek için içimden dua ettim.
"Sen de çelimsizsin,bende.İkimizde aciziz.Yani şey aslında ben özür dilerim,birden çıkışmak istememiştim.Sanırım duygu patlaması gibi bir şey yaşıyordum."
Beni dikkatle dinledikten sonra tebessüm ederek yanıma geldi ve sarıldı.Ne kadar güçsüz dursa da,bana beni boğacakmış gibi hissettirmişti.
"İyi geceler küçüğüm."
"İyi geceler çelimsiz."
Kapıdan çıktığımda elim ayağım titriyordu.İlk defa bana birisi sarılmıştı.
Mutluluktan aptal aptal gülümseyerek bana verilen odaya girdim ve yatağıma uzandım.Aklımda binbir düşünceyle kendimi uykunun huzurlu kollarına teslim ettim.