Medyada; Serra , Selim ve Nihat
Ilk durak Samsun'du. Yozgat ve Corum uzerinden bes bucuk saatlik bir yol olmustu.Bu bes saat boyunca otobusteki cosku hic eksilmemisti. Nisa Tuncla baya yakinlasmisti bu bes saatlik yolculukta. Hatta birbirlerinin telefon numaralarini almislardi. Serra bu kizin hizina gerçekten yetisemiyordu. Tamam güzel kizdi ama tanimadigi insanlara nasil bu kadar çabuk guveniyordu. Bazen onun gibi olabilmeyi cok istedigi oluyordu. Sonra bu fikirden dolayı kendi kendine guldu. Oglen saat 14:30 a dogru Samsuna geldiler ogle yemegi icin Hisar Restoran da karadeniz pidesi yemislerdi. Bir saatlik bu yemek molasindan sonra Bandirma Vapur Müzesi ni ziyaret ettiler. Ardindan Ilk Adim Aniti. Zamanin nasil geçtiğini anlamamislardi. Sonra hoca onlari otobusun hareket saatine kadar serbest birakti. Nihat buralari cok iyi biliyordu. Kizlari da alip guzel bir Samsun turu yaptilar. Her yerde fotograf cektiriyorlardi. Serrada cok mutluydu ve neseli. Bu Nihat in gözünden kacmamisti. Birden Serra nin ne kadar güzel guldugunu farketti. Ona bakan bir cift gozu gorunce normale döndü ve fotoğraf karesinde ki yerini aldi.
Selimlerin tarafta.
Tunc geziye gecikmeli olarak katilacak olan arkadaşını bekliyordu. Nihayet Selim Bey tesrif edebilmisti. Bu bos zamani daha iyi degerlendirebildirdim diye siritirken arabadan inen arkadasina sarıldı.
- Otobüstede gayet iyi degerlendirdigine eminim dedi.
-Ayipsin dostum kacar mi benden hemen bir kizin numarasini aldim bile dedi ve goz kirpti. Ee onu bunu bosverde fikrini degistirmene ne sebep oldu o kadar dil doktuk cocuklarla yok diyordun.
-Okuldan biraz uzak kalsam iyi olur diye dusundum son olanlardan sonra
-Bence okulda daha farkli bir karizman oldu Selimcim. Malum bizim kizlar kotu cocuk severler. Sen fazlasiyla iyisin be dostum.
-Neyse bu konuyu kapatalım dusundukce bile sinirim bozuluyor.
-Tamam o zaman hadi oyalanacak birseyler yapalim. Amisos Tepesi ne gidelim mesela. Hem yemek yeriz dedi.
-İyi olur açım zaten diye karnina vurdu Tunc' un.Nihat kizlar ve Nevzata donup;
-Siz acikmadiniz mi ya ben acliktan oluyorum dedi.
Nisa hemen atladi
-Biran kimse bunu sormayacak sandim hadi yemege gidelim dedi.
Diğerleri de baslariyla bu teklifi onayladilar. Nihat Serra nin yanina geldi.
- Amisos Tepesini gormek ister misin hem yemek yeriz hem de Samsun aksam ışıkları ile oldukca guzel. Tipki senin gibi dedi ve guldu.
Serrada gulmustu. Bunu dusunmustu oluruna birakiyordu. Bekledigi aski belki de hic bulamayacakti. Bu inanci yuzunden Nihati kirmak istemiyordu.
- Cok isterim gidelim hadi o zaman dedi.
Hep beraber Amisos a gelmislerdi. Gerçekten muhteşem bir manzaraydi.Gorulmeye degerdi. Iceri gectiklerinde Nisa nin ufak capli cigligini duydular ve onun gittigi yone baktilar. Nisa otobusteki halay partnerini gormustu ve firsat kaybetmeden solugu yaninda almisti. Tunc onu gorunce ayaga kalkti sarildilar.
Esra gorsen sanki yeni tanismamis da kirk yildir birbirlerini taniyorlar gibi su Nisanin kulagini cekmek lazim dedi. Hepsi guluyordu. O sirada Tunç un karsisinda oturan cocukda Nisa nin isaret ettigi yere bakti. Serra onun donmesi ve goz goze gelmeleriyle gulusunu sonlandırdi. Bu nasil olur diye düşündü. O okuzun burda ne isi var dedi. Nihat ona bakiyordu sararan yuzunu gorunce
- iyi misin diye elini tuttu.
- iyiyim Nihat yoruldum herhalde dedi.
Selim bir an arkasini donunce onu gormustu. Niye ilk ona bakmisti bilmiyordu. Ama bu kız ona cok tanidik gelmisti. Nerden tanidigi hakkinda en ufak bir fikri yoktu. Ama donerken kiz be ne kadar güzel guluyor diye dusundu. Kizin da kendini gordugunu ve gulmedigini farketmisti. Sonra yanindaki cocuk herhalde sevgilisi diye dusundu. Oldukca yakin gorunuyorlardi. Tunc un sesiyle herkes kendine geldi.
- Arkadaşlar isterseniz birlikte yiyelim yemegi biz iki kisiyiz zaten hem daha yakindan tanımış oluruz birbirimizi dedi.Nisa bu teklife memnun bir gulusle
- Hadi cocuklar beraber yiyelim lutfen dedi. Umut dolu gozlerle bakarken
Nihat Serra Esra ve Nevzat birbirine bakti. Esra Nisa nin bozulmamasi icin
-Bu seferlik onu kirmayin ben hesabını sonra soragim ona dedi.
Hepsi onlarin masaya yonelmisti. Nisa çoktan Tunc un yanindaki sandalyeye oturmustu. Nevzat da onların yanina . Esra Selim in soluna Serra sagina oturmustu. Nihat kendine bir sandalye cekmis ve Serra nin diger tarafına oturmustu. Herkes suskundu. Nihat boyle olmasini beklemiyordu içinden bu kadar sanssiz oldugu icin kendine ve bu emrivakisi yüzünden Nisa ya kiziyordu. Bide Serra si bu tanimadigi herifin yaninda oturuyordu. Ici daralmisti dusunmekten. O sırada Selimin Serra ya baktigini farketti ve iyice sinir oldu. O farkeder diye kendi bile bu kadar uzun bakamiyordu ona simdi bu adam gozunu ayırmadan sevdigi kiza bakiyordu. Serra yaninda olmasa kalkip oracikta yumruklardi onu. Selim ise hala kizi cikarmaya calisiyordu. Sonra birden bire elini masanin üstüne dayadi. Serranin kulagina dönüp
-Yeniden merhaba bayan ukala dedi.
Serra onun kulagina fisildayan sesiyle biranda ona dondu.Ama birsey soyleyememisti.
Selim bundan memnun vaziyette
-Ne tesadüf ama degil mi küçük hanim seni gordugume ne kadar sevindim anlatamam dedi alayci bir ses tonuyla
- Ben aynı sevinci paylasmiyorum malesef seninle diyebildi kirik ve saskin sesiyle.
Masadakiler saskindi. Bu ikisi fisir fisir ne konusuyor diye dikkatle bakiyorlardi. Ozellikle de Nihat. Kiskancligi ve meraki daha cok artmisti. Bu adamla daha onceden tanisiyormuydu. Onu icin mi bu kadar huzursuz gorunuyordu az once diye kendi kendine aklindaki sorulara mantikli bir cevap ariyordu. Merakli bakislari farkeden Selim kendince bir bahane uydurdu.
- Yemek seciminde yardimci oluyordum arkadasiniza buraya daha öncede gelmistikte dedi gülerek. Serra tekrar ona baktı
-Bu arada henuz tanismadik ben Selim dedi piskin piskin elini uzatirken.
Serra simdi elini uzatmasa konu iyice buyuyecek herkes aptal bir karsilasmanin altinda baska hayaller kuracakti.Onun bu yaptigini anlamis bir sesle
-Onerin icin sagol. Bende Serra dedi .Ona uzatılan eli tutarken.Umarim begenirsiniz. Yorum yapmayi unutmayin:)) Iyi okumalar. ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BU AŞKA NE AD VEREYİM?
Romanceİkimizin hɑyɑli de ɑynıysɑ ortɑk bir yerde buluşmɑnın zɑmɑnı gelmiş demektir. Meselɑ sen ve ben ɑynı hɑyɑttɑ?