iki

244 17 3
                                    

"Bir, iki ve üç iç!" diye anırınca Bambam, elimde tuttuğum tekila'yı dikledim. Gerçekten midemin amına koymuştum, bardağı masaya bıraktım. Elimi saçlarıma götürdüm ve önümden çektim, "Yeter artık Jennie gel şuraya" dedi Jisoo kolumdan tutarak. "Saçmalama yeni başladım" dedim ve  iğrenç bir şekilde güldüm.

"Hayır yürü elini yüzünü yıkayacağız" dedi ve kolumdan tutup beni sürükledi, Tuvaletin kapısını açtı ve beni içeriye fırlattı. Yüzümü yıkamak için eğildim ve saçlarımı yüzümden çektim, yüzümü yıkadım ve havlu ile kuruladım. "Neden bu kadar içtin? saat daha on!" dedi ve karşıma geçti, "Saatin kaç olması beni ilgilendirmiyor" dedim ve salak salak gülümsedim. 

Sinirle nefes verdi ve kolumu nazikte tutup beni yürüttü, bizimkilerin yanında dikilen yeni insanlar görünce sinirim bozuldu. Jisoo ile yanlarına gittik, "Selam!" dedi ve uzun boylu çocuklara sarıldı. Bambam'in yanına geçip dikildim, "Nasılsın?" dedi bana bakarak "Sence?" dedim ve gülümsedim. Koluma vurdu ve kolunu omzuma attı, "Jennie bak bu benim Tayland'dan arkadaşım Song hoon" dedi ve eliyle beni gösterdi.

"Selam!" dedim ve bende çocuğa el salladım, "Memnun oldum" dedi ve gülümsedi. Aramızda saçma sapan bir bakışma geçti ve önümüze döndük. "Bir yere otursak ya niye dikiliyoruz?" dedi Yugyeom ve arkamızdaki koltukları gösterdi, "Ben içki almaya gidiyorum" dedim ve Bambam'in kolunun altından çıktım. "Bende seninle geliyorum" dedi ve Song Hoon denilen çocuk, ondan böyle bir şey beklemediğim için şaşırdım. "Olur" dedim ve salak salak gülümsedim, onlar oturmaya gidince bizde ilerledik.

"Biraz sıkıcı burası" dedi ve mal mal güldü, "Haklısın cidden çok sıkıcı" dedim ve bende ona baktım. "Böyle yerlerde falan nasıl eğleniyorlar?" dedi tekrar bana bakarak, "Arkadaş çevren varsa güzel bence" dedim ve yürümeye devam ettim. "Haklısın Bambam ile burası aşırı iyi olabilir" dedi ve gülümsememi sağladı. İçki alınan yere gelince ona döndüm, "Ne içelim?" dedi bana bakarak, "Karar veremedim" dedim ve içkilere bakındım.

"Ben senle bize bir bira alayım" dedi ve ilerledi, onu beklerken etrafıma bakındım. Karşı da dikilen Taehyung'u görünce birden yüzüm düştü, kendimi kötü hissettim. Bakışları resmen beni yerine dibine sokuyordu, "Al bakalım" dedi ve elime bardağı tutuşturdu. "Teşekkürler" dedim ve gülümsedim, "Nereye gidelim?" dedi ve karşımda dikilmeye başladı. "Bilmem nereye gitmek istersin?" dedim çünkü şuan aklım yerinde değildi. 

"Havuzun oraya gidelim mi?" dedi ve bana gülümsedi, "Olur hadi" dedim ve peşine takıldım. Beraber dışarıya doğru adımlarken bir yandan Taehyung'a bakmaya çalışmıştım. Adını bizimkilerden öğrendim, "Bu insanlar kim?" dedi ve bana döndü çocuk. "Bilmem hepsi boktan insanlar" dedim ve onlara baktım. "Bizimkilerine yanına mı gitsek?" dedim ve çok sıkılmıştım, "Olur hadi" dedi ve ilerledi. Bizimkiler bizi görünce salak salak sırıttı, "Neredeydiniz?" dedi Jisoo iğrenç yüz ifadesi ile. 

"Ananın amında" dedim ve yanına oturup kulağına fısıldadım, "Salaksın" dedi ve sırıttı. Song Hoon denilen çocuk ve arkadaşları yanımızdan gidince mal mal etrafı izlemeye koyuldum, Aniden yanımıza gelen Jungkook ile bütün moralim sikilmişti. "Selam nasılsınız?!" dedi ve bizimkilere selam verdi. Hepsi bir ağızdan bir şey derken bende onu kesiyordum, "Ne yapıyorsunuz?" dedi ve Yugyeom ile konuşmaya başladı. 

Her şey o kadar sıkıcıydı ki mutfağa gidip salak salak gezinme kararı almıştım. "Ben geliyorum birazdan" dedim ve ayaklandım, "Jennie nasılsın?" dedi ve bana döndü. "İyidir sen?" dedim ve yanından ışık hızı ile geçip yok oldum, onunla göz göze gelmek, konuşmak benim için travma sebebiydi. Lise de olanları atlatamıyordum, mutfağın kapısını açtım ve içeriye bakındım. Mutfağı genişti ve bahçeye açılıyordu, içerisi biraz kalabalıktı.

Dolabı karıştırdım ve bir şey bulamayınca geri kapattım "Hay amına koyayım" dedim ve arkamı döndüm. "Yine buradasın" dedi tezgaha yaslanmış olan Taehyung, göz göze geldik ve ben bir şey demeden kapıya baktım. "Konuşmuyor musun benimle?" dedi ve önüme geçti, "Neden konuşayım tanımıyorum seni" dedim ve yüzüne baktım.

"Tanımıyor musun? yalan söyleme" dedi ve sırıttı, "Ne istiyorsun? o gece bana bok gibi davrandın" dedim ve ondan uzaklaştım. "Hala aynı şekil düşünüyorum" dedi ve o da bir adım benden uzaklaştı. "Tamam o zaman konuşma benimle" dedim ve çıkışa adımladım, "Jeon hala senden hoşlanıyor" dedi arkamdan.

Aniden yerimde durdum, ve ona döndüm. "Saçmalama" dedim ve karşısında durdum, "Konuştuk senin hakkında" dedi ve bana baktı. "Konuşmayın benim hakkımda istemiyorum" dedim ve sıkıntı ile nefes verdim. "Aramızda bir daha asla bir şey olamaz" dedim ve yüzümü buruşturdum.

"Emin misin?" dedi ve aynı sırıtışını yaptı, "Neden şuan seninle konuşuyorum? çok saçma gerçekten" dedim ve mutfaktan çıktım. Salondaki insanlara bakıp eve gitmek istediğimi düşündüm, kapıya adımladım ve dışarıya baktım. Koşarak eve gitmeliydim, kapıyı kapatıp dışarıya adımladım. Evin önünde dikilirken Jisoo'ya mesaj attım, yola doğru adımlayınca arkama bakma hissi oluştu içimde.

Jungkook çaprazımda arabasına doğru adımlıyordu, beni görmemesi için sakin ve hızlı bir şekilde yürüdüm. Arabayı otogardan çıkarttı, ne kadar hızlansam da araba yanımda durunca bok gibi hissettim. "Jennie! atla bırakayım seni!" dedi ve bana seslendi, "Gerek yok ya yürürüm ben!" dedim ve gülümsedi. "Hadi gel konuşalım hem biraz" dedi ve durdu, mecburen arabaya bindim.

"Nasılsın?" dedi ben arabaya bindikten sonra, "İyiyim sen?" dedim ve yerimde rahatsızca kıpırdandım. "Seni merak ediyordum" dedi sola dönerken, "Neden?" dedim ve ona baktım. "Sanırım seni unutamadım" dedi ve utanarak sırıttı, önüme dönüp sakince nefes verdim. "Ben seni unuttum" dedim ve tekrar ona baktım, "Benden nefret ediyorsun değil mi?" dedi gözlerime bakıp.

"Evet, beni aldattın" dedim ve ona döndüm. "Çok üzgünüm" dedi sesinden üzgün olmadığını anlıyordum, "Artık üzgün olmana gerek yok" dedim ve camdan dışarıya baktım. "Aramızda tekrar bir şey olmayacağını sende biliyorsun" dedim hafiften ona bakarak, "Biliyorum ama durduramıyorum kendimi" dedi ve camını açtı.

"O zaman biz bir ilişki yaşarken de bana değer verecektin Jungkook sana kırgınım biliyorsun" dedim ve ellerime oynamaya başladım. "Evet çok pişmanım" dedi ama hala pişman olmadığından emindim. "Ama arkadaş olabiliriz" dedi ve iğrendiğim surat ifadesi ile baktı, "Üzgünüm ama eskiden seviştiğim bir insanla arkadaş olamam" dedim ve ona döndüm.

"Eski bir tanıdıksın artık sen benim için" dedim ve gülümseyip önüme döndüm. "Sen nasıl istersen?" dedi ve arabayı evimin önüne park etti, "Bıraktığın için teşekkürler" dedim ve arabadan indim. Bir şeyler demişti ama dinlemeden evime adımladım, kendimden nefret ettiğim bir gece yaşadım.

twenty one-taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin