İki gün boyunca uyumuştum, annem bana oldukça sinirliydi. Çünkü bu sene üniversiteye gitmem gerekiyordu ve bir an önce çalışmaya başlamış olmam gerekiyordu. Ama ben sadece uyuyordum, yatağımdan kalktığımda saat gece altıydı. Jisoo beni arayıp uyandırmıştı, kalkıp duşa girdim ve dolabımın karşısında dikildim. Ne giyeceğimi falan asla düşünmemiştim aklımda olan tek şey Jungkook ile kavgamızdı, tam ondan kurtuldum derken kafamı tekrar karıştırmıştı.
Kavgamız gerçekten çok saçmaydı bana aynı eski günleri hatırlatmıştı. Yatağıma oturup yirmi dakika falan hayatımı sorguladıktan sonra mecburen ayağa kalktım. Siyah ve üzerime yapışan bir elbise buldum ve onu kafama geçirdim, saçlarımı taramak için aynanın karşısına geçtiğimde dağılan saçımla bakıştım. Neden böyle duruyordum, yani sanki potansiyel bir içkici gibiydim. Bir tarak aldım ve saçlarımı taradım, yüzüme bir şey sürerken elimi asla korkak alıştırmıyordum. Rujumu sürdükten sonra odamdan çıktım.
"Jennie yaşıyor musun kızım?" dedi annem bana bakarak, "Evet yaşıyorum" dedim ve gülümsedim. "Nereye gidiyorsun?" dedi mutfakta oyalanırken, "Bambam'ın doğum gününe" dedim ve gülümsedim. "Ne zaman ders çalışmayı düşünüyorsun?" dedi bana sert sert bakarak, "Bilmem" dedim bende sessizce. "Bilmem falan yok Jennie! başlıyorsun en kısa zamanda!" dedi benim arkamdan bağırarak.
"Arabayı alıyorum!" dedim ve masanın üzerindeki anahtarı aldım, "Dikkat et!" dedi arkamdan ve bende kapıyı kapatıp çıktım. Lisa'nın yazlık uzaktı o yüzden yola çıktığımda hava daha kararmamıştı. Jisoo'nun evine doğru sürdüm, annesi çok geziyor diye arabasını elinden almıştı. Oraya giderken bu akşam ne yapacağımı düşündüm, eski insanlara bağlı kalmak pek benlik değildi o yüzden yeni insanlarla tanışmak istiyordum.
Evin önüne gelince kornayı çaldım ve onu bekledim, gelmesi on dakikayı bulmuştu. Koşarak ön koltuğa gelince gülümseyerek ona döndüm, "Hoş geldin!" dedim ve onu süzdüm. "Hoş buldum! çok bekletmedim dimi?" dedi ve üstünü düzeltti. "Yok be saçmalama" dedim ve arabayı çalıştırıp yola koyuldum. Başka birini almadan gideceğimizi öğrendiğim de direkt yazlığa sürdüm.
"Bu biriyle buluşacağım" dedi bana dönerek, "Kimmiş o?" dedim bende gülerek. "Bambam'ın bir yerden arkadaşıymış benimle tanışmak falan istiyormuş" dedi salak salak sırıtarak, "Oh ne güzel" dedim ve tekrar yola döndüm. "Gerginim ya niye bilmiyorum" dedi saçlarını düzelterek. "Gergin olmana gerek yok gayet güzelsin" dedim ve onu süzdüm. "Ben hep güzelim" dedi ve gülmeye başladı, yüzümü buruşturdum ve kafamı önüme çevirdim.
"Sen ne yapacaksın?" dedi biraz kendini süzdükten sonra, "Jungkook ile kavga ettik" dedim bende bunun üstüne. "Neden?" dedi ve bana doğru dündü, "Tekrar birlikte olacağımızı düşünüyordu bende istemediğimi söyledim" dedim ve sola döndüm. "Takıntılı piç ya" dedi ve saçlarını düzeltti. "Yeni birilerini bulursun bu gece" dedi ve kolumu sıktı.
"Planım o" dedim ve gülümsedim, "Hallederiz" dedi ve yanağımdan bir makas aldı. Arabayı park ettikten sonra içeriye adımladık, normalde partiyi Bambam'in bilmemesi gerekiyordu ama öğrendiğime göre Yugyeom yanlışlıkla ağızından kaçırmıştı. O yüzden içeriye girdiğimizde Bambam içeride deli dana gibi geziniyordu.
"Lan bu ne güzellik!" dedi ve Jisoo'ya sarıldı. Onlar aralarında konuşurken bende etrafa bakındım, "Yavrum alayım seni!" dedi ve sarıldı bana, "İyi ki doğdun!" dedim bende ona sarılırken. "Gelin içeriye geçelim" dedi ve bize yolu gösterdi, içerinin hepsini tanıyordum o yüzden ortamdan kaybolma hissim artmıştı.
Kendimi güvenli alana yani Lisa'nın yanına attıktan sonra etrafa bakındım. Taehyung yanındaki sarışın kızla bir şeyler konuşuyordu, nedense sinirli gözüküyordu. Ona fazla bakmıştım sanırım aniden bu tarafa dönünce göz göze geldik. Hemen gözlerimi başka yana çevirdim, mal mal bakınırken sarışın bir çocukla göz göze geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
twenty one-taennie
FanfictionJennie eski sevgilisinin en yakın arkadaşı ile gizli bir ilişki yaşamaya başlar.