yedi

146 13 3
                                    

Bir haftalık ders çalışma rutinim ardından şuan Yugyeom'un dedesinin evine gelmiştik. Dağ tepesinde bir yer olsa da havuzu vardı, dün gece gelmiştik ve bu gece de parti gibi bir şey yapıyorduk. Zaten on kişi gelmiştik buraya Bambam bir on kişi daha çağırmıştı üstüne, herkes gelmeye başlarken bende salona indim.

"Jennie müzikleri ayarlayalım gel" dedi ve kolumdan tuttu Chaeyoung, müzik açma yerinin orada ayna vardı bende son kez kendime bakacaktım. Chaeyoung bir şeyler açarken bende aynaya yöneldim, altımda deri etek üstüme de siyah dantelli bralet giymiştim. Saçlarımı Lisa dalgalı yapmıştı birde bana Euphoria Maddy makyajı patlatmıştı. "Bu güzel mi?" dedi Chaeyoung bana dönerek, Dua lipa açmıştı. "The Weeknd aç!" dedim ve yanına gittim, "Doğru lan!" dedi ve karıştırmaya devam etti.

"Aşırı iyi oldu!" dedi ve bana belimden sarıldı Chaeyoung, eve girenlere baktığımda Jungkook ve çakma bir sarışını gördüm. Kolunu kızın omzuna atmıştı, göz göze geldik ve ışık hızında bahçeye ışınlandı. "Vay orospu!" dedi Chaeyoung ve mutfağa doğru yöneltti beni, "Utanması yok" dedi ve buzdolabından su çıkardı kendine. 

"Boş ver mal" dedim ve bir tane bira açtım. "Haklısın" dedi ve gülümsedi, "Ben ava çıkıyorum görüşürüz sonra yavrum" dedi ve yanağımdan makas alıp gitti. Biramı alıp bende salona geçtim, tanıdık var mı diye bakmadım. Bahçe de sigara içen Jisoo ile göz göze geldim, insanların arasından geçtim ve onun yanına gittim. 

"Ne oldu?" dedim ve ona baktım, "Sıkıldım" dedi ve sigaradan bana uzattı. İçinden bir tane alıp bahçeye baktım, "Bende çok sıkıldım" dedim ve sigarayı yaktım. Taehyung ile göz göze gelince onu dinlememeye başladım, benden gözlerini çekmeyince ne olduğunu merak ettim. Bana doğru yürüyüp yanımızda durdu, "Selam Jisoo" dedi ve yanımdaki kıza döndü. "Selam Nasılsın?" dedi ve gülümsedi Jisoo, "İyiyim bende" dedi ve bana döndü. "Jennie bana mutfağı gösterir misin?" dedi ve önünden yürümem için bana hareket yaptı. 

Bir şey demeden ilerlemeye başladım, peşimden geldiğini bildiğim için arkama bakmadım. İçeri girdim ve ona döndüm. "Ne oldu?" dedim ve ona baktım, "Bambam'in partisinde yiyiştiğin çocuk Taeyong mu?" dedi aniden bana yaklaşarak. Bunu demesiyle mal gibi donup kaldım, "Bir şey söyle!" dedi ve yaklaştı bana. "Sanırım oydu hatırlamıyorum" dedim ve bende ondan uzaklaştım. "Söyledi orospu evladı anlattı, adını vermedi ama fiziğini anlattı oradan anladım sen olduğunu" dedi ve bana sinirli bir şekilde baktı. "Bağırma bana amına koyayım!" dedim ve buzdolabına yöneldim. 

Bir tane bira alıp açtım ve kafama diktim. "Kusura bakma gerçekten çok sinirliyim o orospu evladına" dedi ve ona dönmemi sağladı. Tezgaha yaslandı ve bana baktı, "Önemli değil nerede gördün onu?" dedim ve bende karşı tezgaha yaslandım. "Dün akşam bir parti de" dedi ve yüzünü buruşturdu.

"Buraya gelecek mi acaba?" dedim ve birayı içtim. "Gelirse öldürürüm o piçi kimse elimden alamaz" dedi ve aniden yine sinirlendi. "Saçmalama" dedim ve sakinleşmesini sağladım. "Bir şey soracağım ama kızma" dedim ve kafamdakileri sorma kararı aldım. Kafasını tamam anlamında salladı, "Neden umurunda yani sadece merak ediyorum" dedim ve yüzüne baktım.

"Seni beğeniyorum ve sana bir şey olmasını istemiyorum" dedi o da gözlerime bakarak, "Beğeniyorsun" dedim bende sorarcasına ona bakarak. "Evet yalan mı söyleyeyim?" dedi ve bana baktı, "Söyleme ama bu kadar dürüst olman beni şaşırttı" dedim ve gülümsedim. O da bana gülümseyerek baktı, "Bundan sonra böyle" dedi sırıttı. Biraz durdum ve ona baktım neden böyleydi bilmiyordum. Ona karşı bir şey hissedip hissetmediğimi bilmiyordum, kendimi sorgulamamıştım hiç çünkü nedense buna ihtiyaç duymamıştım. Bunun doğru olup olmadığı umurumda değildi, hoş biriydi ama ilişki içinde olmak beni zaten geriyordu.

"Ne yapacaksın bu gece?" dedi ve bana baktı, "Sızana kadar içeceğim" dedim bende ona bakarak. "Bunu yapman doğru değil" dedi bana bakarak, "Yani tek başına yapman beraber yapıyoruz artık" dedi ve gülümsedi. "Bu gece burada mı kalacaksınız?" dedim, elindeki bardağı tezgaha koydu. "Evet hadi gel gezelim" dedi ve beni kolumdan tuttu, sorgulamadan peşinden ilerledim. Ne yapacağımız umurumda değildi. Çünkü sadece eğlenmek istiyordum, kendimi üst kattaki balkona çıkarken buldum. 

Tanıdığım fazla insan yoktu o yüzden rahattım, "Buradaki kimseyi tanımıyorum" dedim ona dönerek. "Bende o yüzden boş ver" dedi ve masanın üstünden bardaklara içki almaya gitti, balkon bahçeye bakıyordu o yüzden eğilip oraya baktım. İnsanlar dans ediyordu, "Kime bakıyorsun?" dedi ve yanıma geldi. "Dans eden insanlara" dedim ve ona döndüm, elindeki bardağı bana uzattı. "Ne yapacağız?" dedim ona dönerek, "Bilmiyorum hiç düşünmedim" dedi ve gülümsedi. 

"Fotoğraf çekmeyi sever misin?" dedim ve elimdeki biten bardağı salladım, "Severim" dedi ve kaşlarını kaldırdı. "Hadi o zaman gel" dedim ve ilerlemeye başladım, evin alt katına inip arka bahçeden küçük bir eve gidiliyordu. Hızlı hızlı oraya adımladık, "Çok korkutucu tanıdık" dedim ve arkama baktım. "Biraz öyle" dedi ve kolumu tuttu, ağacın yanından geçtik ve kapıyı açmaya yöneldim. 

İçeride bir koltuk vardı sadece ama dün akşam burada Bambam'ın otuz tane fotoğrafını çekmiştik. "Hadi beni fotoğraf çek" dedim ve arkadaki ışıkları yaktım, gülümsedi ve telefonunu çıkardı. "Nasıl poz vermemi istersin?" dedim ve ona baktım, "Normal düz dur ben halledeceğim" dedi ve bana bira yaklaştı. "Robot gibi durayım mı?" dedim bende mal gibi ona bakarak, "Dur Jennie" dedi ve çekmeye başladı. Mal mal bir kaç poz verdim, "Oturayım bari salak gibi dikiliyorum" dedim en sonunda. Telefonunu cebine attı ve bana doğru adımladı, nasıl poz vermem gerektiğini göstereceğini sandım ve bende ona baktım.

Gelip karşımda dikildi, "Böyle güzel duruyorsun" dedi ve gülümsedi. Ne yaptığını anlamadım fakat karşımda dikildiği için gülmemi tutamıyordum, "Teşekkürler" dedim ve bir adım arkaya attım. Fakat bana bir adım daha yaklaştı, "Seni öpebilir miyim?" dedi ve iyicene içime girdi. Ne diyeceğimi bilemedim ve öylece yüzüne baktım. Sadece kafamı sallamakla yetindim, bu hareketi beklermiş gibi bana yaklaştı ve dudaklarıma kapandı.

Çok yavaş bir öpüşme değildi, sanki bedenlerimiz birbiriyle buluşmuştu. Ellerimi boynun sardım ve o da ellerini belime doladı, sanki bu anı uzun zamandır bekliyormuş gibiydim. Arkadaki koltuğa adımladım, o da bunu bekliyormuş gibi geriye adımladı. Fakat koltuğa oturmadık, hızlıı hızlı öpüşürken telefonun gelen bir sürü mesaj ile benden ayrıldı. "Bir saniye yavrum" dedi ve cebinden çıkardı ve açtı. "Şimdi içeriye gidiyoruz" dedi bana bakarak, "Neden?" dedim ve ona mal gibi bakakaldım. "Taeyong gelmiş onun anasını belleyeceğim" dedi ve ilerlemeye başladı, ne dediğini tam idrak edemeden peşinden fırladım.

"Saçmalama Taehyung!" dedim ve peşinden koşturdum, "Jennie bana bak!" dedi ve aniden bana döndü. "Sadece konuşacağım sende Jisoo'nun yanında duracaksın bu kadar" dedi ve başımı öptü. "Emin misin? bak dövmek yok" dedim ve ona baktım, "Tamam hadi gel" dedi ve kolumu tuttu. Bahçeye girince Taeyong'u gördüm biraz beni kesti ve önüne döndü, "Selam" dedim ve Jisoo'nun yanında durdum. "Neredesin kaç saattir?" dedi ve bana döndü, "Geziniyordum" dedim bende ve Taehyung'a baktım.

Biraz konuştular fakat Taehyung'un yüzünü görüyordum, iyicene stres olmaya başlamıştım. Taehyung tam arkasını dönüp bana doğru gelecekti ki onun bir şey demesiyle arkasını dönüp Taeyong'a bir tane geçirdi. Bunu beklemediğim için aniden oraya uçtum, karşı tarafta kızlarla flört eden Bambam bile oraya fırladı. On saniye de onları ayırıp Taehyung'u mutfağa çektik, ne olduğunu anlamaya çalışarak Taehyung'a döndüm.

"Hani dövmeyecektin?!" dedim ve ona baktım, "Tutamadım kendimi" dedi saçlarını düzelterek. "Özür dilerim" dedi ve bana karşı bir adım attı, diğerlerinin geldiğini görünce ondan uzaklaştım. "Ne yapıyorsun abi? ne oldu?" dedi Yugyeom ona bakarak, "Kusura bakma valla tutamadım kendimi gebertecektim orospu evladını" dedi ve Yugyeom'a döndü. "Sorun değil be alışığız zaten ama ne oldu herkesin yanında dövmezdin sen insanları" dedi ve bana baktı.

Yugyeom maldı o yüzden bir şey anlamazdı ama Bambam burada olsaydı cidden sıçmıştık, ardından Yugyeom herkesi odalarına götürdü, Taehyung ile konuşma fırsatı bulamadım zaten istemiyordum da o yüzden yatağıma gidip uzandım. 


twenty one-taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin