BELKİ

VII. SABAH-II

Tekrar evin önüne geldiğimizde,  "Arabanın anahtarı yukarıda, alayım , bekle."  dedim.  Oda "Ben de geleyim. " diyerek takıldı peşime. Yukarıya çıkıp kapıyı açtığımda dün gece tekrar ediyordu sanki. Duvara yaslanıp beni kendine çekti. Ama bu durum dün geceden farklıydı. Sarhoş değildik. Alkolün kabarttığı şehvet yoktu. Şimdi gerçek bir arzu vardı. Bu sefer benden etkilendiği için istiyordu beni. Daha sakin, sonuca odaklanmadan tamamıyla haz anını uzatarak dokunuyor ve öpüyordu. Ben de aynı şekilde karşılık veriyordum.  Ellerim belli noktaları sıkıyor,  okşuyor ve bu durum ona daha da haz veriyordu. Kasıldıkça kasılıyor, bu durumu dudaklarımı fafifçe ısırarak haber veriyordu. Birden eli kemerime gitti ve çok rahat bir şekilde çıkardı. Alışık olduğu bir hareketti. Sonra önümde eğilerek kadınlığının tüm marifetlerini sergilemeye başladı. Bir müddet sonra olduğu yerden kalkıp yatağa doğru yöneldi. Giderken üstündeki fazlalıktan birer birer kurtuluyordu. Yatağa vardığında üstünde sadece iç çamaşırı kalmıştı. Yatağın ucuna oturup eliyle beni çağırdı. Aynı cömertliği benim de ona yapmamı istiyordu. Birleşme anını olabildiğince uzatmak ve zevk kat sayısını artırmak istiyordu. Bu durum benim de hoşuma gitmeye başlamıştı. Yanına yaklaşınca yatağa sırt üstü uzandı. Ben de üstüne eğilerek dudaklarını öpmeye başladım. Ardından boynunda dolaşmaya başladı dudaklarım. O esnada elleri kah sırtımda kah kah ensemde dolaşıyordu, ara ara saçlarımı kavrayıp hafifçe çekiştiriyordu. Zevk aldığını hareketlerinden ve yüz kıvrımlarından anlayabiliyorum. Ben de o daha çok zevk alsın diye bildiğim tüm numaraları kullanıyordum adeta. Sanki bunu yaparken içinde eksikliğini hissettiğim şeyleri tamamlıyor, içimdeki dağınıklığı yerleştiriyordum. Dudaklarım göğsüne indiğinde zevk seslerini daha belirgin almaya başlamıştım. Hem şefkatli hem de hırçın olmamı istiyordu. Biri diğerinin önüne geçmemeliydi. Vücudunun kasılmasından ve seslerden bunu anlayabiliyor, ona göre kontrolü sağlayabiliyordum. Bir şey söylemeden onu anlamam ve ne yapamamı istediğini bilmem hoşuna gidiyordu. Beni bariz şekilde yönlendirmesine ve müdahale etmesine imkan vermediğim için her geçen dakika daha da gevşiyor, kendini bana teslim ediyordu. Göbeğinde bacak arasına indiğimde derin bir inleme duydum. Doğru noktalara yoğunlaştığımda inlemelerin şiddeti artıyordu. İstemsizce başını kaldırıyor, saçlarımdan tutup iyice bastırıyordu. Boşalma anına oldukça yaklaştığını anlayınca birden çektim kendimi. Sık sık nefes alırken yalvarır gözle bana bakıyordu. " Hadi, bitir şu işi!" der gibiydi. Şimdi ona istediği şeyi hemen  vermeyecektim. Oyun vaktiydi. Kızın bu savunmasız ve muhtaç halini görmek beni inanılmaz iyi hissettirmişti. Ardından yanına uzanıp dudaklarına yöneldim. Şehvetle yapıştı dudaklarıma. Elimi bacak arasına götürdüm. İstediği noktada dolaşıyordu parmaklarım. Kasılmalar tekrar başlamıştı. Dudaklarımdan çekmiyordu dudaklarını. Aldığı zevki dudaklarımda hissediyordum. Bir an üstüme gelmek istedi. Buna izin vermedim. Tüm kontrol ben de olmalıydı. Bacak arasına konum alarak üstüne uzandım. Buluşmanın ilk anında yine derin bir inleme duydum. Gidip gelmeler başlayınca tamamıyla beni üstüne çekip bacaklarını belime doladı. Her şeyiyle onun olmamı istiyordu. İnlemelr kısa çığlıklarla dönüşmüştü. Kollarımın üstünde durarak gözlerinin içine bakmaya başlamıştım. Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Şehveti ve aldığı zevki gözbebeklerinde görebiliyordum. Daha da hızalandığımda daha fazla dayanamayıp çığlık çığlığa boşalmıştı. Altımda kıvranıyor giderek kısılan inlemelerin devam ediyordu. Kendimi çektim hemen ve yanına uzandım. Hala nefes nefeseydi. Koluma kendime çekip kolumu başının altına aldım. O da bana dönerek göğsüme yattı. Sık sık nefes alıyordu. Kısık sesle "Sen neden bitirmedim?" diyebildi. " Seni izlemek daha zevkliydi." diyerek kapadım konuyu. Bunu bilerek yapmıştım. Kendini eksik ve kötü hissetsin istiyordum. " Ben her şeyiyle onu tatmin etmiştim ama o bunu başaramamıştı, erkenden teslim olmuştu orgazma." mesajını vermek istiyordum. Bu durum kendini ispatlama çabasına sokacaktı onu ve bu kız bir müddet daha hayatımda kalacaktı. En azından öyle olmasını umuyordum.  Tüm insalar için geçerli olan beğenmeyene kendini beğendirme çabası bu kız için geçerli olacak mıydı bilemiyordum. Ama bu fırsatı kaçıramazdım. Yine aynı şey olmuştu, zihnimde her şeyi planlamıştım. Diğerleri o anın büyüsünü sonuna kadar yaşarken ben o anda bile bir adım ötesinin planını yapmıştım.

Bu kız tahmin ettiğim kadar akıllı değildi. Anlamamıştı bu oyunu, hemen kabul etmiş, suçlu bir çocuk gibi elini göğsümde gezdirmeye başlamıştı. Aklından ne geçtiğini anlamak güçtü ama daha önce böyle bir şeyle karşılaşmadığı kesindi. Bir boşluk arıyordu. Lafı bir şekilde oraya getirip onun değil benim eksikliğim olduğunu söylemek istiyordu. Buna fırsat vermemek için hemen yataktan doğruldum ve " Eee, nereye gidiyoruz?" dedim. Bir müddet boşluğa bakındıktan sonra irkilip " Okula gitsem iyi olacak, şimdi hatırladım bir dersin son devamsızlığını kullandım, sıkıntı  olur." dedi. Her zaman yaptığı şeyi kaçmayı istiyordu. Bu yalana şey beni etkilemedi, demeye çalışıyor, umursamaz tavrıyla beni önemsemediğini vurgulamak istiyordu. Aklına gelen tek fikir buydu. Ben de alaycı bir ses tonuyla " Mecburen gitmene çok üzüldüm, keşke biraz dolaşabilseydik." diyerek kalktım yataktan. Üstümü giyinmeye başladığımda o da kalktı yataktan. " Ben bırakayım." teklifinde bulunmamıştım. Üstünü giyinip yarım ağız " Teşekkürler." diyerek çıktı evden.