2. Bölüm

421 41 52
                                    

Regulus ortak salona girdiğinde Joyce'un uyuyakaldığını fark etti. "Joyce?" sertçe dürtükleyip uyandırdı. 

"Regulus?" sargılı elini gözüne götürdü ve gözünü ovaladı. "Merlin saat kaç olmuş. Nefret ettiğin insanlarla bu kadar vakit geçirmen akıl sağlığın için iyi değil." dedi Joyce.

"Biliyorum. Toplantı o kadar uzun sürmedi zaten. Prefesör Dumbledore ile konuştum. Şu hortkuluk hakkında." dedi Regulus. 

Joyce karışmaması gereken bir konu olduğunu düşündüğü için üstelemedi. "Ah, Severus'u aradım ama yoktu. Kütüphaneye de baktım." konuyu değiştirdi Joyce.

"En son gördüğümde 'Prefesör Slughorn'un yanına gidiyorum' demişti. Dönmedi mi daha?" Regulus ayağa kalktı. "Yatakhaneyi kontrol edeceğim." 

"İstediği kitabını verecektim zaten. Ordaysa ona ver. Bende yatacağım. İyi geceler." 

"Peki. İyi geceler." Joyce Regulus'a kitabı verdikten sonra üst kattaki yatakhaneye çıktı ve uyudu. 

~

Gitmek istemiyordum. Karanlık Lord'a hizmet eden insanlarla aynı yemek masasında yemek yemek istemiyordum. 

"Severus umarım bizsiz yapabilir." Regulus sıkıntılı bir şekilde kompartımana girdi ve oturdu. 

"Çapulculardan sadece Remus Hogwarts'ta kalıcaktır. O da Severus'la uğraşmıyor." dedi Joyce.

"Keşke gitmeme gibi bir seçeneğim olsa. Bazen rahatsız edici oluyorlar." 

"Keşke. En azından sevilen bir çocuksun. Benim işim bin kat daha zor. Babam öldürmese yine iyi." 

Babam öldürseydi daha iyi olurdu. 

"Anladığımdan emin değilim. Ne demek istiyorsun?" dedi Joyce elinde çatal ve bıçağı yavaşça masaya bırakarak. 

Lucius'a baktığında o da şaşırmış görünüyordu. Annesi boğazını sesli bir şekilde temizleyince ona döndü. "Bu ilkbahar reşit olucaksınız ve mezun olucaksınız. Lucius zaten Narcissa Black ile nişanlanacak. Lucius'un dediğine göre bir sevgilin yokmuş." Joyce'un ateş saçan gözleri Lucius'a baktı. Kardeşi önündeki biftekten bir parça kesmeye koyuldu. 

"Ne zamandan beri bu ailede umursanıyorum acaba? Şimdiye kadar asla bana karışmadınız, birden bile hayatıma karışır oldunuz?" Joyce sinirle bağırdı.

"Benim önümde anne bağırma!" Abraxas'ın gür sesi odada yankılandı. 

"Sakin ol tatlım. Sorun değil." Holly tekrar Joyce'a döndü. "Evleneceğin kişinin adını bile duymadan sinirlenme sende." Joyce kim olduğunu öğrenince daha çok sinirleneceğinden adım gibi emindi. 

"Rodolphus Lestrange." Joyce ismi duyunca kan beynine sıçradı. 

"O bir ölümyiyen ve benden 7 yaş büyük!" diye isyan etti Joyce. 

"Aşk evlilikten sonra gelir. Yaş farkı da bir şeyi değiştirmez. Ayrıca o çoktan seninle evlenmeyi onayladı. Geriye kalan tek şey senin reşit olmanı beklemek." Joyce sinirden gözlerine hucüm eden yaşları umursamayarak masadan hızlıca kalktı ve odayı terk etti. 

Hızlı hızlı evde dolaşan evcinlerini görmezden gelerek odasına çıktı. Kapıyı açtığında küçük yaşlarından beri bu malikanede tek iyi geçindiği kişi olan evcini görünce hafifçe gülümsedi. "Terry..." yavaşça yeri süpüren evcini efendisini görünce gülümsedi. "Joyce... Terry senin için odanı temizliyordu. Hoşgeldiniz... Ah, ağlamayın lütfen. Gelin ve ne olduğunu anlatın." Joyce hızlıca kapıyı kapattı ve kilitledi. 

"Terry... beni zorla evlendirecekler!" Terry elindeki süpürgeyi duvara dayadı ve Joyce'un yanına oturdu. "Terry anlamıyor... istediğiniz Malfoy soyadından kurtulmak değil miydi?" Evet, Joyce'un aklında zaten bir evlilik düşüncesi vardı ama istemediği bir adamla evlenmek istemiyordu.

"Evet ama onun sadece adını duydum, bir ölümyiyen ve benden 7 yaş büyük!" Joyce elleriyle yüzünü kapattı. Terry ne yapacağını bilemez şekilde kafasını eğdi. "Terry bir şey yapamadığı için üzgün..." 

"OH, hayır Terry. Senin elinden bir şey gelmez... Bana biraz kağıt ve bir kalem getirir misin?" Terry hızlıca kapının kilidini açtı ve elinde kağıtlarla ve mürekkeple geldi. "Kalem şurada olacaktı... İşte burada." Joyce sandalyeyi çekti ve masasına oturdu. "Teşekkürler Terry. İşine geri dönebilirsin." Terry duvara yaslanmış süpürgeyi alıp odayı süpürmeye devam etti. 

Regulus'a

Regulus, direkt uzatmadan konuya gireceğim. Ziyafette beni evlendirmeye karar verdiklerini açıkladılar. Rodolphus Lestrange. Onu tanıdığını biliyorum. Belki dedim ki... nişanı bozmakta yardım edebilirsin. Ayrıca bildiğin buradan kaçtıktan sonra gidebileceğim bir yer var mı? 

Sevgilerle Joyce.

Çekmeceden bir zarf çıkarttı ve mektubu katlayıp içine koydu. Ayağa kalkıp pencereyi açtı. Kısa bir ıslık çaldıktan sonra Coco isimli siyah ve gri karışımı tüyleri olan baykuşu pencerenin kenarına koydu. "Regulus Black'e." Joyce mektubu Coco'nun ayağına bağladıktan sonra havalanmasını izledi. Gözle görülemeyecek kadar uzaklaştığında penceresini kapattı. Üşüyen elini ve burnunu ısıtmak için elini ağzına götürüp hohladı. 

Yarın tekrardan bölüm atarım fakat pazartesi okul açılıyor o yüzden belli bir günü olmayacak. Okuduğunuz için teşekkürler ve oylamayı unutmayın! 


To The Death ○ James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin