4. Bölüm

371 40 48
                                    

Joyce 2. kattaki bozuk kızlar tuvaletine girdi ve suyu açtı. Su yeterince ısınınca boyalı kıyafetlerini çıkardı. Kafasından bir tas su döktü ve vücudunu temizledi. 

"Merhaba. Uzun zaman sonra birilerini gördüğüme sevindim." Mızmız Myrtle gelmişti. 

"Burada dolaşan hayalet olmalısın sen." dedi Joyce. Yalnız kalmak istediği için kimsenin gelmediği bu tuvalete gelmişti ama anlaşılan ona asla rahat yoktu. 

"Evet. Hmm? Biri geliyor." Myrtle gözle kaş arasında kayboldu. Joyce kimsenin gelmemesini umarak kafasından aşağıya bir tas su daha döktü. 

Kapı hızla açıldı ve biri girdi. Bu James'ti. "Ah, şey..." Joyce ona dönüp bakmadan uzun saçlarıyla göğüsünü kapatmaya çalıştı. "Sapık mısın? Defol git." dedi Joyce hiç bir duygu belirtisizi göstermeden. 

"Profesör Mcgonagall seni çağırmıştı..." James'in nutku tutulmuştu. Daha önce onun bu kadar güzel olduğunu fark etmemişti. 1. Yıllarından beri ona hiç bu gözle bakmamıştı James. "Gelemeyeceğimi söyle." dedi Joyce. 

"Peki..." James biraz daha onu izledi ve tuvaletten çıktı. Myrtle kıkır kıkır tekrar ortaya çıktı. 

"Senden gözlerini alamadı. Ağzının suları aktı resmen. Kesin aşık." Myrtle Joyce'un etrafında döndü. 

"Saçmalama. Beni bu hale getiren o." dedi Joyce boyalı kıyafetlerini göstererek. 

"Herkes sevdiğiyle uğraşır." dedi Myrtle. Joyce sadece gözlerini devirdi. Yıllardır en ufak sevgisini göstermemişti. Aşık olmasına imkan yoktu. 

Tamamen temizlendikten sonra boyalı kıyafetlerini bir büyüyle temizledi ve giydi. Tuvaletten çıkarken Myrtle'ın sesini duydu. "Tekrar gel!" Joyce onu duymamazlıktan geldi ve koridora çıktı. James'i görünce yürümeyi bıraktı. James yere bakarak ona doğru yürüyordu.  

James Joyce'u görünce durdu. Aralarındaki bir kaç adımlık mesafeyi kapattı. "Joyce... ben çok özür dilerim-" 

"Bırak James. Empati duygusundan yoksun olduğun kesin. Sadece beni rahat bıraksan olmaz mıydı?" dedi Joyce James'in sözünü keserek.

James Joyce'un ona ilk defa adıyla seslendiğini fark etti. "Dinle. Severus ve Regulus'la konuşurken kulak misafiri oldum." Oh hayır Joyce onun bilmesini kaldıramazdı. "Ve... yardım etmek isterim. Tabi özür amaçlı." 

Joyce bıkkınlıkla nefes verdi. "Nasıl yardım etmeyi düşünüyorsun? Babama gidip Joyce'u evlendirmeyin mi diyeceksin. Ayrıca aklın şimdi mi başına geldi. Onca yıl bana zorbalık yaparken özür dilemeyi hiç düşündün mü? Sana hiç bir saygısızlık etmeme rağmen beni düşman belledin." Joyce yılların birikmişliğini atıyordu. "Sırf- sırf kardeşimin sana olan düşmanlığı yüzünden." 

James Joyce'un haklı olduğunu fark ettiğinde suçluluk hissetti. Ona bulaşmadığı sürece Joyce onun yüzüne bile bakmıyordu. "Ben özür dilerim..." 

"James özür dilemeyi kes. Sadece beni rahat bırak. Lütfen." Joyce James'in bir şey demesini beklemeden yanından geçti ve yürüdü. 

"Mcgonagall seni çağırıyordu..." James arkasından seslendiğinde adımlarını hızlandırdı. 

Profesörün odasının önüne geldiğinde kapısını çaldı. İçeriden gelmesi için onay aldıktan sonra yavaşça kapıyı açtı. 

"Bayan Malfoy. Sizi bekliyordum." Önündeki sandalyeyi gösterdi oturması için. "Bir Slytherin olmana rağmen neden burada olduğunu merak ediyorsundur. İlk sebebi James'in üstüne boya dökmesi. Onu cezalandırdım için rahat olsun. 1 hafta boyunca Bay Flich'e yardım edecek. İkincisi ailenden profesör Dumbledore'a bir mektup geldi." Joyce konu ailesine gelince yerinde kıpırdandı. Devam etmesi için kafasını salladı.

"Doğum gününden sonra 1 haftalık izin istemişler. Dumbledore bu konuyla benim ilgilenmemi istedi." Joyce derin bir nefes aldı. Bu işin şakası yoktu. Reşit olduktan hemen sonra evlenmemi sağlayacaklardı. 

"Profesör lütfen izin verdim demeyin." Joyce'un boğazında bir düğüm oluşmuştu ve sesini her an ağlayabilirmiş gibi çıkıyordu. 

"İzin verdim." Joyce'un tutmaya çalıştığı minik göz yaşları aktı. "İzni geri alamaz mısınız profesör?" yalvaran gözlerle profesör Mcgonagall'a baktı. 

"Bana bir neden verirsen tabi ki." dedi Minerva. Çekmeceden bir peçete kutusu çıkardı ve Joyce'a uzattı. 

"İki gün önce kardeşimi ve beni ziyafet düzenliyoruz diye çağırdılar. Yemekte Lestrange ailesinden Rodolphus'la nişanlandıracaklarını söylediler. O bir ölümyiyen ve benden 7 yaş büyük profesör! Lütfen izin vermeyin beni buradan zorla götüremezler." joyce bir peçete çıkarttı ve göz yaşlarını sildi. 

"Pekala. Sen şimdilik yatakhanene git. Bunu konuyla alakalı bir şeyler yapmaya çalışacağım." 

"Teşekkürler profesör." Joyce peçete kutusunu masaya bırakıp yatakhanesine gitti. 

Minerva mommy bişeyler yap. Oy vermeyi unutmayınn!!! 

To The Death ○ James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin