5. Bölüm

355 34 20
                                    

Y/N: 3. Bölümde Snape'in eşini değiştirmiş bulunmaktayım. Eğer bu bölüm yayınlanmadan 3. Bölümü okuduysanız dönüp bakabilirsiniz.

James biraz daha Lily'e bakmaya devam edersen ben ve Sümsükus seni lanetleyeceğiz." dedi Remus sabırsızca. Arkadaşının aşkını derinlere gömdüğünü sanıyordu. 

James onunla konuştuğunun bile farkında değildi. Gözlerini güzelliğini yeni fark ettiği güzelden alamıyordu. "Dünyadan James'e... Merhaba..." Sirius son kelimeyi uzatarak söyleyip elini dikkatini çekmek için salladı.

"Sorunu ne? Aşk iksiri falan mı verdiler buna?" Dedi Peter yumurtasını yerken.

"Bilmiyorum. Ah! Sahi antreman vardı. Çatalak! Çabuk kalk. Bir de kaptan sen olacaksın." Sirius son kez iki tane domates attı ağzına ve James'i cekiştirdi.

~

Mart ayına geldiklerinde tüm son sınıflar sınavlara çalışıyordu. Kütüphaneler son saatlere kadar dolu oluyordu. Buna Joyce ve James'te dahildi. Tabi tüm Çapulcular. 

Yine kütüphanedeydi Joyce. Elindeki Sihir Tarihi kitabına dalmıştı. Önünde oturan James'te ona. 

Sirius James'in ayağına masa altından tekme atınca acı dolu bir inlemeyle Sirius'a döndü James. "Sorunun ne senin Pati?" 

"Aşık arkadaşımı dürtmesem kızın içine düşecekti de ondan." dedi Sirius hınzır bir gülümsemeyle. Bir kaç hafta sonra James'in sürekli Joyce'u izlediğini fark etmişlerdi. James'e sorduklarında inkar etse de biliyordu o da kendini. "Kütüphanede konuşmak yasak Pati." James de ona bir tekme atınca Sirius daha yüksek sesle inledi. Joyce başını kaldırıp yanında oturan Sirius'a baktı ve tekrar kitabına döndü. Kütüphanedeki her yer doluydu. Bu yüzden yerini değiştiremiyordu. 

Sonunda kütüphanenin kapanma saati gelince herkes yavaş yavaş toplanıp çıktı. Joyce çantasını toplarken yanında kafasını kitabına gömmüş horlayan Sirius'a baktı. Sonrada önünde ki James'e. 

İkili göz göze gelince James gözlerini kaçırdı. Sirius'un uyuduğunu sonunda fark edince nu dürttü. O sırada Joyce çoktan kütüphaneden çıkıyordu. 

Slytherin ortak salonuna geldiğinde Joyce'un gözleri Regulus'u aradı ama yoktu. Joyce arkasından kapı açılınca arkasına döndü. Gelen Severus'tu. 

"İyi geceler Joyce. Regulus yok mu?" dedi Severus.

"Hayır kütüphanedeydim. Az önce geldim bende. Büyük ihtimalle uyuyordur." dedi cevaben Joyce. "Biraz daha çalışacağım, benimle çalışmak ister misin?" 

"Bende çalışacaktım. Şu masa boş." Severus sandalye çekip oturunca Joyce da karşısına oturdu. 

"Doğum günün... yaklaşıyor." dedi Severus sessizce. Joyce yutkundu. O da bunun farkındaydı. Endişesi ve korkusu gün geçtikçe artıyordu. 

"Biliyorum, Severus. Sadece sınavlara odaklanmaya çalışıyorum." dedi Joyce. 

Bir kaç saat daha çalıştıktan sonra saat gece yarısını geçmişti. Birbirlerine iyi geceler dileyip yatmışlardı. 

~

Joyce'un iki gün sonra doğum günü vardı.

Joyce'un gerginliği Regulus ve Severus'a da yansımıştı. "Joyce. Daha zaman var! Mcgonagall bir şey yapacağını söylememiş miydi? Kahvaaltıdan sonra odasına git." dedi Alice bir çırpıda. 

"Gideceğim zaten ama... ya bir şey yapamazsa?" En sıkıntılı nefesini verdi Joyce. 

"Okuldan gitmene izin vermez. Hem son sınav 10 gün sonra illa ki bunu bahane olarak kullanacaktır." dedi Regulus desteklercesine Alice'i. 

Sıkıntıdan neredeyse hiç bir şey yemeyen Joyce Mcgonagall'ın yemekten kalktığını görünce o da kalkmıştı. Hızlı adımlarla profesöre yetişti. "Joyce, bende senle konuşmak için erken kalkmıştım. İçeri gel." Joyce yaşlı kadının dediğini yaptı ve içeri girdi. 

"Çatalak. Bak kardeşim, 14 Şubatta sevgililer gününde açıl dedik, bir bok beceremedin. Bari sınavlar başlamadan yap dedik yine beceremedin. Kız iki güne nişanlanıyor ulan!" Sirius son cümlesini sesini yükselterek söylemişti. Çapulculara James anlatmıştı Joyce'un durumunu. 

"Of ne yapabilirim? Beni her türlü reddedecek." dedi James. 

"Nişanlanmak istemiyor olsaydım evet derdim. Denize düşen yılana sarılır taktiği." dedi Remus sosisini ağzına atarken. 

"Oha çok mantıklı! Bir özgüven geldi lan!" diyerek yerinde dikleşti James.

"Afferim lan. İşte böyle ol git kap gel kızı. Hadi koçum!" dedi Sirius bağırarak James'i zorla ayağa kaldırırken. 

James elini saçından geçirip büyük salondan çıktı. Bir kaç dakika sonra Peter geldi. "James nerde?" 

"Aşkını itiraf etmeye gitti." dedi Sirius çok normal bir şeymiş gibi ve ağzına bir zeytin attı. 

"Hadi be! Tüh kaçırmışım dramayı." dedi Peter ve tabağına bir şeyler aldı. 

Bu kadar yeter diyorum. Sonraki bölüm ne zaman gelir bilemiyorum. Oya basmayı unutmayın! Seviliyorsunuz <3

To The Death ○ James PotterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin