Selamlar canlarım! Nasılsınız, umarım iyisinizdir. Beni soracak olursanız, idare eder jwjwıskwkdek
Keyifli okumalar size. Lütfen oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. Sizleri seviyorum ❤️
💋
"Nesi var doktor? Durumu nasıl?" diye sordu Arnoldo gerginlikle.
"Kan kusmuş," dedi Neşe hıçkırarak. Gözleri kızarmıştı. "İyi mi?"
"Öncelikle şuan durumu iyi," dedi doktor ve yanındaki hemşiresine elindeki malzemeyi uzattı. "Ama zehirlenmiş. Biraz daha geç kalınsa onu kaybedebilirdik. Zehri kanından attık fakat kendine geldiğinde yorgun ve halsiz olacaktır. Ayağa pek kalmamaya çalışsın, dinlensin."
Ahmet Charlie oturduğu yerden hızla kalktı. "Zehirlenmiş mi? Bu nasıl olur?"
"Yediği bir şey dokunmuş olabilir mi?" diyen Violet'ti.
"Nic," dedi Arnoldo.
"Bert ile Serenity'nin dairesine kahve içmeye gitmişlerdi," diye açıklamaya koyuldu Nicolas. "Kahveden olabilir."
"Ama biz de içtik," dedi Neşe, kendisini ve Ahmet'i göstererek. "Gayet iyiyiz."
Arnoldo sert bir nefes verdi, "İyisiniz çünkü yalnızca Rosealine'in kahvesine zehir atıldı."
"Kim buna cüret edebilir?" diye adeta kükredi Ahmet Charlie.
"Kim olacak? Bert ile Serenity olmalı." dedi Violet.
Neşe, "İnanamıyorum ya," deyip sinirle Gül'ün başından kalktı ve, "Gösteririm ben o şerefsizlere!" diyerek kapıya ilerledi.
Onu Ahmet Charlie ile Arnoldo da takip etti fakat Violet ve Nic hızla önlerine geçerek onları durdurdu. "Saçmalamayın isterseniz," dedi Nic ve Arnoldo'ya dik dik baktı. "Sen nereye? Kim olarak hesap soracaksın adamlardan."
Neşe kendisini tutan Nic'in kolları arasında debelendi, "Bıraksana beni be!" diye bağırdı.
"Bi'dur!" dedi Nic de ona ters ters bakarak.
Ahmet Charlie, Neşe'yi tuttu ve hızla yanına çekti. "O iki gerizekalı, Gül'ü zehirlemenin hesabını vermeliler. Çekilin önümüzden."
Neşe de onu onayladı, "Evet. O zehri götlerine sokacağım."
Arnoldo ise, "Size gerek yok ben hallederim," dedi.
"ABİ!" diye kızdı Violet. "Deli misin ya?Adamlar seni tanımıyor bile."
"Umrumda değil."
"Benim umrumda! Bir plan kurduk ve bunu mahvetmene izin veremem. Hepiniz sakin olun," deyip usulca Arnoldo'nun koluna girdi Violet. "Bence asıl yapmamız gereken Gül'ün uyanmasını beklemek. Hem şuan gidip hesap sorsak bile Hector'un kulağına gidebilir ve doktor ile hemşirenin hesabını veremeyiz. Adamları gizlice soktuk buraya. Gül'ün uyanmasını bekleyelim, o ne yapacağını bilir."
"Nic, doktor ile hemşireyi geri götür," dedi Arnoldo hala bir tık bile sakinleşmemişken. Şuan Bert ile Serenity dua etmeliydi ki Violet buradaydı ve asıl amaçlarını ona hatırlatıyordu. Yoksa ikisinin de canını almıştı.
Nic onun dediğini yaptı ve gizlcie saraya soktuğu doktor ile hemşireyi odadan çıkardı.
"Can güvenliğimiz yok resmen," diyen Neşe kendini bir koltuğa bıraktı. "Her an öldürülebiliriz."
Kolundaki Violet'in saçlarını okşadı Arnoldo, "Hiçbir şey yiyip içmeyin," diye uyardı. "Ben size yiyecek içecek getiririm."
"Gerek yok. Ben avlanırım," dedi Charlie. "Gül de aç hissetmemeleri için bir büyü yapar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PABUCUMUN KANI
VampirosBen Gül Rosealine. Mükemmel bir hayata, mükemmel bir işe, mükemmel dostlara ve mükemmel bir aileye sahiptim. Ta ki, en yakın arkadaşım Neşe Sandra ile çıktığımız kamp yolculuğunda arabamın bagajında bir ceset bulana ve o cesetin Vampir Kral olduğunu...