5

6.4K 389 179
                                    

1997.05.26

Yoongi ile okuldan kaçmıştık yine. Elimizdeki sigaralarlarla, yaza girmeden önce son yağan yağmurlar eşliğinde ara sokaklarda geziniyorduk.

Okulun arka tarafında kalan bu ara sokaklar diğer adıyla benim oyun alanım olan bu yer çoğu liseli hatta daha büyüklerininde uğradığı bir yerdi. Okuduğumuz okul gibi buna benzer birçok lise daha vardı bu çevrede. Doğal olarakta okul çıkışlarında kavgalar, yarışlar ve daha fazlalarına ev sahipliği ederdi bu ara sokaklar. Oyun alanımdı buralar. Tüm eğlencem burdaydı kavgaları izler araya bende karışırdım ya da yapacak birşey bulamaz ben başlatırdım. Eğlencem bitincede küçük hasarlarla oradan ayrılırdım.

Yağmurun kırmızı saçlarımı ıslatmasını umursamıyor, Yoongi'nin söylenişlerini duymamazlıktan gelip yürümeye devam ediyordum.

"Ne diye kaçtık amk, şu havanın haline bak." diye devam etmişti. Ona birşey demiyordum nasıl olsa kediler ıslanmayı hiçbir zaman sevmemişti.

"Geçen gün sürekli yanına gelen kıza ne oldu?" demişti kısa ceketiyle kafasını kapatmaya çalışırken. "Ne olacak amk, bir gece geçirdik sonra siktir olup gitti işte." demiş ve sigaramı içmeye devam etmiştim. Ben bu konuları kafaya takan biri değildim. Kız veya erkek fark etmeksizin okulun yarısı yatağımdan geçmişti. Her biri gelip geçiciydi, biri gelir biri giderdi. Birkaç kez ilişkim olmuştu onlarda ciddi değildi. En fazla 1 ay, sonrası gelmiyordu. Benim için fark etmezdi. Gençtim neden herşeyi tatmak yerine tek birşeyle yetineyim ki?

Kafam Yoongi'ye dönük bir şekilde başka birşey konuşurken bir anda kendimi yerde bulmuştum. Herşey çok kısa bir süre içerisinde gerçekleşmişti. Biri biz yürürken bana çarpmış ve üzerime düşmüştü. Kafasını kaldırıp yüzümüzü aynı hizaya getirmişti. Siktir, o çok güzeldi. Büyük, her an ağlayacakmış gibi duran dolu gözleri, kırmızı küçük dudakları, soğuktan mı emin olamadığım kızaran küçük burnu, ağzını şaşkınlıktan dolayı araladığı için görünen tavşan dişleri, dudağının altındaki beni ve kahverengi kısa, biraz karışmış saçları onu çok güzel yapıyordu.

Koca gözleriyle bana bakarken kendine gelebilmiş ve hızlıca üzerimden kalkıp koşmaya devam ederken "Üzgünüm." demişti.

Ben ise bu saniyelik olan olayların ve o güzelliğin etkisinden çıkamamış halde, Yoongi'nin kafamın üzerinde uzatmış olduğu eliyle yerde yatmaya devam ediyordum.

-

Telefonumun çalmasıyla yerimden fırlamıştım. Siktir sabahın 6'sında ne haltına Yoongi beni arıyordu?

Telefonu kapatıp kafamı tekrar yastıkla buluşturmuştum 3 saat önce yatmıştım ve bugünde işe gitmeyi düşünmüyordum tekrar yatıp uyuyacaktım. Tabi Yoongi'nin devamlı aramları buna izin vermiyordu. Yatakta oturur pozisyona gelmiş ve sinirle telefonu açmıştım.

"Ne diceksen de sonra siktir git Yoongi umarım sabahın 6'sında uykumu bölmek için gerekli bir sebebin vardır?"

"Doğum günün kutlu olsun kardeşim." sesi kısık çıkmıştı. Bugün benim doğum günümdü değil mi? Tamamen unutmuştum.

Yüzümdeki kaslar gevşemiş ve gözlerimi kapatarak iç çekmiştim. "Bugün benim doğum günümdü değil mi?"

"Sen iyi misin?" ses tonu hala kısıktı ve üzgün geliyordu. Bunun dünden dolayı olması yüksek ihtimaldi.

"İyiyim. Beni bilirsin, dündü ve geçti. Şimdi söyle bakalım bana ne hazırladın?"

"Sana kendimi affettirmeye çalışmaktan birşey hazırlayacak vakit bulamadım."

Two Daddy | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin