Şaşırmıştım. Dediğim gibi Yeonjun için arada görüşmemiz gerekirdi ama bu eve gelişi çok nadirdi. Birde dünden sonra gelmesini beklemiyordum.
Yine oluyordu şu kalbimdeki tuhaf şey. Neden onu ayrıldıktan sonra her gördüğümde şu lanet olası acı yine kendini hatırlatıyordu?
Yüzüne dalgın bir şekilde bakarken bunu fark etmiş olacak ki boğazını temizlemiş ve gözlerini kaçırarak "İçeri geçebilir miyim Yeonjun ile konuşmam gerek." demişti.
Ben birşey demeden kenarı çekilmiş ve içeri girmesine izin vermiştim. Yeonjun oturduğu yerden şaşkın gözlerle gelen babasına bakıyordu. O da benim gibi beklemiyordu.
"Yeonjun kahvaltımı ediyorsun pekala kahvaltıdan sonra biraz konuşabilir miyiz?" demişti gülümseyerek. Ben ise onu umursamadan kahvaltımı yapmaya devam ediyordum. Tabiki de ona sormayacaktım? Eski kocama neden kahvaltı teklif edeyim?
Yeonjun benden ses çıkmayınca boğazını temizleyip bana bir bakış atmıştı. Göz devirmiştim.
"Aç mısın sende bizimle kahvaltı etsene?" demişti Yeonjun. "Teşekkürler bebeğim ben Jackson ile ettim aç değilim." ismi bastırarak söylemişti. Bana inat olsun diye bastırmadıysa o ismi, bende Taehyung değilim. Yeonjun'nun yüzüne bakıncada Jackson denen herifin Jungkook'un gereksiz sevgilisi olduğu anlaşılıyordu.
Sırtım ona dönük olduğundan şuan ne yaptığını göremiyordum ama hala ayakta dikildiği kesindi. "Yemeyeceksen geç salonda bekle oğlunu başımızda dikilme." demiştim ona dönmeden.
Gözlerini devirdiğini adım kadar emindim ve bizden uzaklaşan ayak sesleriyle "Her zamanki gibi çok kibarsın Taehyung." demişti.
Elimdekileri kalkıp tezgaha götürürken "Sana özel." diye karşılık vermiştim. Dediğim gibi normal bir konuşmamız olamazdı.
Elimdekileri bırakıncada Yeonjun'a dönüp "Ben odamdayım siz konuşun." demiş sonrasında da yukarı çıkıp odama gelmiştim. Jungkook'un az çok ne hakkında konuşacağını tahmin edebiliyordum ve onun gereksiz sevgilisini oğlumun yanında övmelerini hiç dinleyemezdim.
Yeonjun'u bugün bir konsere götürmek istiyordum. Uzun süredir bu grubu dinlediğini biliyordum ve bende vakit geçirmek için böyle birşey düşünmüştüm. Ne her baba gibi çocuğumu iyi şeyler öğretip onu kötü şeylerden uzak tutmaya mı çalışacaktım? Bir kere hiçbir velet 19 una kadar masum kalmaz ayrıca genç bu tabiki konser kenarlarında sürtecekti.
Dolabımda, normalde her gün giyindiğim takım elbiselerin olduğu kısımları geçmiş ve eski halime uygun kıyafetler seçmiştim. Dar deri pantolonum, üzerime havalardan dolayı geçirdiğim siyah boğazlı kazak, parmaklarıma taktığım gümüş yüzülerim ve üzerime aldığım deri ceketle jilet gibi olmuştum. Kıvırcık siyah uzun saçlarıma hiç dokunmamış, boynuma gümüş çok uzun olmayan bir kolye ve bileğimde gümüş bileklikler geçirdikten sonra aynada son kez kendimi kontrol etmiş ve odamdan çıkmıştım.
Aslında Yeonjun'a daha söylememiştim onunda hazırlanmasıyla 2 saate çıkardık ama canım şimdi giyinip öyle aşağı inmek istemişti.
Aşağı inmiş ve salonda oturan ikilinin bakışlarını bana dönmesini sağlamıştım. Yeonjun şaşkın bir şekilde bana bakıyor ve Jungkook'ta ne kadar belli etmek istemesede baştan aşağı beni süzüyordu, yutkunmuştu. Suratımdaki yan gülümsemeyle yanlarına yaklaşmış ve "Bitmedi mi konuşmanız? Yeonjun ile dışarı çıkacaktık." demiştim.
Jungkook kendini toparlamış ve bakışlarını kaçırarak "Bitti, anlaştığımıza göre en yakın zamanda bende kalacaksın bebeğim." demiş ve sonrasında Yeonjun'nun alnından öpüp gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Daddy | Taekook
Fanfic10 yıl önce parçalanmış bir evlilik ve o evliliğin bir parçası Kim Yeonjun.