Buranın fazla zamanı kalmadı desem size.
Sınavlarım bitti ve önceki gibi buraya düzenli bölüm atmaya devam edicem.
Oylarsanız sevinirim.
-
Bir ay olmuştu ve biz beklediğimden daha iyi gidiyorduk. Her gün buluşamasakta telefonla konuşuyorduk. Cidden liseye tekrar dönmüş gibiydik. Tabi bu görüşmelerimiz diğerlerinden habersiz yapılıyordu, Yoongi hariç. Ona en başından beri herşeyi söylüyordum ama Jungkook'un bundan haberi yoktu.
Neyse şimdi ise onun yanına gidiyordum. Bugün dışarda işle ilgili bir görüşmesi olacağını söylemişti. Bende oraya gidiyordum, tabi onun bundan haberi yoktu.
1 haftadır düzgün görüşememiştik ve işi bittikten sonra onu bir yerlere kaçırma düşüncesi çoktan aklımda yer edinmişti. Görüşmesinin nerede olacağını öğrenmiş ve onun yanına gidiyordum. Mekanda bir köşeye oturup onu bekleyecektim sonrasında belki orada birlikte birşeyler yerdik.
Arabayı yakında bir yere park etmiş ve biraz yürüdükten sonra mekana girmiştim. Güzel bir yerdi. Genel olarak hep çift kişilik masalar bulunuyordu ortamda insanların sessiz ve birbirine karışan konuşmaları duyuluyordu.
Gözlerim bir süre Jungkook'u aradı, bu sırada kapıda öylece duruyordum. Onu bulmam biraz zor olmuştu çünkü arkası bana dönüktü ve sanırım önündekine birşey anlatıyordu. Kapının önünden ayrılarak sessizce ilerlemiş ve Jungkook'un beni görebileceğim onlarında çok arkalarında kalan yan masalarından birine oturmuştum. Oturduğum gibi beni görmüştü.
Gülerek ona bakmış ve ellerimi masanın üzerine koymuştum. O ise benim aksime tuhaf ama biraz da korkmuş gibi bakıyordu. Nedenini pek anlayamıyordum, onu görmek için buraya gelmem korkunç birşey miydi?
Çok sürmemiş önündeki adama tekrar dönmüştü fakat daha farklıydı rahat değilmiş gibi sürekli oturduğu yerde hareket ediyor ve bana bakmıyordu, daha doğrusu bakmak istemiyor gibiydi. İşi ile ilgili bir sorun olduğunu düşünüp umursamamış ve telefonumu alarak Yeonjun'nun attığı birkaç şeyi kontrol etmeye başlamıştım.
Pekala Jungkook varken telefonla uğraşmak hoş değildi bundan dolayı tekrar ona dönmüştüm. Onu izliyordum. Konuşmasını, gülmesini, ne olduğunu bilmediğim bardağının içindeki şeyi içtikten sonraki tuhaf yüz ifadesini hepsini izliyordum ve bu kesinlikle telefonla uğraşmaktan çok daha iyiydi.
Uzakta olduğum için ne konuştuklarını anlamasam da karşısındaki adamın baya bişi anlattığını görebiliyordum. Jungkook'un gergin olduğunu düşünmeyi bıraktım belki de bana öyle gelmiştir sonuçta iş ortamındayken onu pek bilmezdim.
Bakın cidden sakince, aşırı sakin bir şekilde mesajlarımı kontrol edip arada bir de Jungkook'u kontrol ederken bir anda sinirden elimdeki telefonu fırlatacak dereceye gelmem benim suçum değildi. Sırtı bana dönük olan Jungkook'un karşısındaki herif elini Jungkook'un, bakın tek benim dokunabileceğim Jungkook'un elini tutmuştu. Anlatabiliyor muyum?
Telefonun elimden fırlatmamla çıkan sesten dolayı herkes sesin geldiği tarafa, bana dönüp bakmıştı ve işte o zaman Jungkook gözüme kadar yansımış sinirimi gördüğü gibi elini kendine çekmişti.
Tek isteği sevdiği adamla yemek yiyip sonrasında biraz daha vakit geçirmek için bekleyen bir adamı neden sinirledirmeye gerek vardı? Asıl sorulması gereken o herif neden Jungkook'un elini tutmuştu?
"Elimden düştü." diyip herkesin önüne dönmesini sağladıktan sonra endişeli bakışlarını bir kere bile benden çekmeyen Jungkook'tan ayırmamıştım gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Daddy | Taekook
Fanfiction10 yıl önce parçalanmış bir evlilik ve o evliliğin bir parçası Kim Yeonjun.