Sanırım başka bi kitap yayınlamak hataydı. Yinede o kitaba yazmaya devam edicem.
-
Jungkook tam karşımda oturup ağzına birşeyler atarken son birkaç senedir yaptığı işten bahsediyordu. Doğru kahvaltıdaydık.
Geniş kıyafetlerinin ardında kaybolmuş vücudunu biraz daha masaya yaklaştırmış ve anlattıklarına iyice dalmıştım. Ben ise tam olarak ne yaptığımı bilmiyordum. Onu dinlemiştim ama bir süre sonra güzelliğine dalmış dediklerinden kopmuştum.
Onu anlamak diğer insanlar için zor olabilirdi ama benim için değildi. O en başından beri kendini başkalarına karşı saklamıştı. Bakışlarını, bazı zamanlar anlattıklarını ya da duygularını anlamazdınız. Kendini çok güzel saklardı. Hep saklamıştı, daha doğrusu saklamak zorunda kalmıştı.
Yinede bana farklıydı. Bana kendini bir kez göstermişti ve sonrasında ayrılsak bile konuşmasada bakışlarını hiç saklamamıştı. Dışardan baktığınızda onun ne kadar tuhaf olduğunu düşünebilirdiniz belki ama o da böyleydi. Kendini belirli kişilere açar ve bundan mutlu olurdu.
O günün üzerinden 1 hafta geçmişti ve bizde konuyu kapatmaya karar vermiştik. Ne kadar belli etmesede mutluydu. Genelde ikimizde bunu pek belli eden insanlar değildik ama dediğim gibi birbirimizi hep anlardık.
Konu onun arkadaşlarına geçmiş ve yüzüne küçük bir gülümseme gelmişti. Ben yokken onun yanında birileri olması iyiydi. En azından kendini yalnız görmemiştir.
Açık bir alanda oturuyorduk kahvaltı için onu uzun zamandır Yeonjun ile beraber sürekli gittiğimiz bir yere götürmüştüm. O da sevmişti. Önündekilerden yiyor bir yandan konuşmaya devam ediyordu.
İlişkimizi saklama konusuna gelirsek açıkcası bu iş pek hoşuma gitmiyordu. Yoongi'nin bildiğini Jungkook'a söylememiştim. Yoongi'de kimseye söylemezdi. İlişkimizi saklamak bilemiyorum saçma gelen kısımları vardı. Yeonjun'a yapacak olduğumuz açıklama konusunda haklı olabilirdi ama onun dışında bir sorun olduğunu düşünmüyordum. Hala neden saklama gereği duyuyordu ki sonuçta?
Belki abimden çekiniyor olabilirdi ama bu da yeterli açıklamayı vermiyordu bana. Sonuç olarak bütün tanıdıklarımıza söylediğimizde bunu düzgün bir şekilde karşılayacaklarına emindim. Acaba fazla mı düşünüyordum bu konuda? Demek istediğim ben artık ortada saklanması için düzgün bir sebep görmüyordum.
Yeonjun için düzgün bir açıklamayı da sonrasında iyice düşünüp söylerdik. O benim karşıma geçmiş bişiler yerken bişiler anlatırken sinirlenemiyordum bile.
"Beni dinliyor musun?" sanırım yakalanmıştım. "Dinliyorum sen anlatmaya devam et." neyse ki devam etmişti. Bu sefer gerçekten odaklanmıştım tabi tanıdık bir ses duyana kadar. Kim olduğunu anlayamamıştım bu kalabalıkta çünkü bizim dışımızda birçok masa doluydu. Sonra tekrar tanıdık bir gülüş.
Ses cidden tanıdıktı ama çıkmıyordu işte. Düzgün duyamıyordum. Jungkook'ta olan odağım çoktan kaybolmuştu ve ben gözlerimi masalarda gezdirmeye başlamıştım. Uzun bir süre bütün masaları gezdi gözüm ve sonrasında gözüm bir masada takılı kaldı. Kesinlikle Yeonjun ile sürekli geldiğimiz bir yere getirmemeliydim, bunu şimdi anlıyordum.
Yeonjun, yan masamızın 2 masa arkasında oturup karşısındakine gülerek birşeyler anlatıyordu. Dışardan nasıl gözüktüğümü göremesemde düşününce karşımda olanlara anlam vermediğim bir yüz ifadesi vardı kesinlikle.
Yeonjun oturduğu yerden kalktı ve yine benim duyamadığım birkaç şey söyleyip önündeki masaya yaklaşıp karşısındaki kişiyi öptükten sonra tekrar yerine oturdu. Nedir benim bu dışarıda insanları yakalamam anlayamıyorum ki bir kere de başkası görsün. Demek benim oğlumun sevgilisi var ve bana söylememiş bir de babasından gizli onu yemeğe götürüp öpüyor. Neyse benimde ondan farklı bir durumum olmadığından birşey diyemiyordum şimdi.
Jungkook heralde onu dinlemediğimi yine fark edip konuşmaktan vazgeçmiş önündekileri yemekle meşguldü. Bende herkesin yapacağı gibi oğlumun öpüştüğü kişinin yüzünü görmeye çalışıyordum, bana ters oturuyordu.
Çocuğu görmeyine vazgeçmiş ve o kadar mesafe olsa da Yeonjun'a odaklanıp neler dediğini anlamaya çalışmıştım. Belki oradan bişiler duyup kim olduğunu öğrenebilirdim.
Yeonjun önündekine gülerek birşeyler anlatmaya devam ederken bir anda gözleri bana dönmüştü, beklemiyordum. Beni görmesiyle konuşmayı kısa süreliğine kesmiş ve birbirimize tuhaf bir şekilde bakmıştık.
Önce ben gözlerimle onun önündekini işaret etmiş ve kaşlarımı çatmıştım. Sonrasında o bana gözleriyle Jungkook'u işaret etmiş ve kaşlarını çatmış ardındanda anlamadığım bir şekilde sırıtmıştı. Neden sırıtmıştı ki bu şimdi? Yoksa o görmüş müydü Jungkook'u?
Aklıma gelenle kafamı Jungkook'a çevirmiş ve onu kontrol etmiştim. Herşeyden habersiz benim önümdekileri yiyordu. Ona söylersem şuan bizi burdan kaldırma ihtimali vardı ama buradan kalkarsak daha da belli olurduk.
Oğlum bana sırıtarak bakmaya devam ederken belli ki kendilerinin yakalanabileceğini düşünmemiş ve sevgilisinin yan dönmesine izin vermişti. Oydu, o gün oğlumun yanında gördüğüm çocuktu. Yeonjun benim nereye baktığımı fark edip tuhaf şeyler yaparak sevgilisinin tekrar ona dönmesini sağlamıştı ama geçti, çoktan görmüştüm ben onu. Sırıtma sırası bana gelmişti demek.
Jungkook'a tuvalete gideceğimle ilgili birşeyler demiş ardındanda Yeonjun'a bakarak tuvalete gelmesini işaret ederek yerimden kalkmıştım. Ben içeri girdikten kısa bir süre sonra Yeonjun gelmiş ve herkesin çıkmasını bekledikten sonra kapıyı kapatmıştı.
"Demek proje üstünde çalışman gerekiyordu." demiştim sırıtarak. Sabah bana okula gidip projesini halletmesini gerektiğini söylemişti ve gördüğüm kadarıyla da çok güzel halleriyordu.
Açıklama yapacak gibi olsa da sırıtmış ve "Sende şirkete gideceğini söylemiştin. Ne zamandan beri babam sizin şirkette çalışıyor?" demişti, güzel yerden vurmuştu. Şaşırmak yerine böyle eğlendiğine göre sanırım bazı şeyleri saklayamamıştık.
"Ne zamandan beri biliyorsun?"
"Ne önemi var? Bana neden söylemediniz?" bir anda ciddi olmamız tuhaftı ama arada böyle ciddi halimize döndüğümüz olurdu.
"Kızmaz mıydın?" sorumla tuhaf bir şekilde yüzüme bakmaya başlamıştı. "Neden kızayım ki? Babamla tekrar beraber olmanız beni sevindirir." demişti. Bu cevabıda aldığıma göre bu konu üzerinde daha fazla düşünmeme gerek yoktu ona birkaç şey daha söylemiş sonrasında Jungkook'un yanına dönmüştüm.
Masadakiler çoktan toplanmış Jungkook ise telefonuna bakıyordu. Beni görünce kaldığı yerden anlatmaya devam etmişti. Yeonjun'da kendi masasına geçmiş, arada bir bize baksada önündeki kişiyle sohbetine devam ettikten sonra karşısındaki kalkıp oğlumu son kez öptükten sonra gitmişti.
Tabi benim oğlumda çok iyi biri olduğundan beni Jungkook ile yalnız bırakmak yerine Jungkook'un arkasında durmuş ve adamı korkuttuktan sonra bir anda yanımıza oturmuştu.
Jungkook'un şuan nasıl olduğunu tam anlatabilceğimi sanmıyorum ama baya kızarmıştı. Hepimiz sessizce oturuyor Jungkook bir bana bir de oğluma bakıp yüksek ihtimalle kafasında ne diyeceğini toparlamaya çalışıyordu. Bende o sırada bakışlarımla Yeonjun'u göndermeye çalışıyordum.
"Burada ne yapıyorsunuz?" bakışlarımı umursamamış ve sırıtarak Jungkook'a dönmüştü, zorlayacağı belliydi. Jungkook bana bakarak sanki birşey dememi istiyor gibiydi normal olarak. O yakalanmış sayılırdı. Bende Jungkook'un daha fazla kızarmasına izin vermeden "O biliyor." demiştim.
Yeonjun biraz devam etmek istediğini belli edercesine tuhaf sesler çıkarmış ve arkasına yaslanmıştı. Jungkook'ta şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. Bana gelecek soruyu tahmin ettiğimden hemen "Ben söylemedim." demiştim.
Yeonjun yaslandığı yerden "Sokak ortasında öpüşmeniz gizli sayılmaz." demişti. Sokak ortası öpüşme dediğinde en başından beri bildiğini anlamıştım. Konuyu bizden çekebilmek için kendisinin sevgilisini sormuştum ve biraz gerilsede anlatmıştı. Bizden biraz daha önce başlamışlar ve iyi gidiyormuş. Biraz daha sevgilisiyle ilgili konuşmuştuk ve sonrasında ne kadar Yeonjun'nun yüzünden anlaşıldığı üzere soruları varsa da sormamayı tercih etmişti, sanırım şuan gerilmemizi istemiyor gibiydi. Fakat eminim eve geçtiğimizde bütün sorularını bana soracaktı.
-
-Nicole
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two Daddy | Taekook
Fanfiction10 yıl önce parçalanmış bir evlilik ve o evliliğin bir parçası Kim Yeonjun.