16

124 4 2
                                    

Dün Jungkook, kardeşim ve ben çok eğlenmiştik. Babamın bu yaptığı iğrençliği ne anneme, ne minik kardeşime söylerdim. Söylemem de. Sadece sorsalar onu unutun diyerim ve biter. O zaten iyi baba değildi. Unuta bilirdik, gerek yok bize. Tabi anneme üzülüyordum. Eşsiz, yalnız kalacaktı...

Jungkook'la sarılarak uyumuştuk. Çok güzel idi. Her zaman onunla geçirdiğim zamanın hepsi güzel ve eğlenceliydi. Min Jae odasında yine. Ah neyse. Kardeşime öncesinden daha çok ilgileneceğim. Annem yemeği hazırladığı için bizi çağırdı.

"Geliyoruz anne!" Dedim ve Jungkook'un yanağından öpüp gülümsedim. "Gidelim Jae'ni sürükleyelim" dediğimde gözleri irileşti. Kıkırdadım ve çenesini öptüm.  Elimi uzattığımda elime sonra da bana bakıp gülümsedi. Ellerimizi iç içe geçirdim.

Odamızdan çıkıp Min Jae'nin odasına gittik. Kapıyı tıklattım. "Evet?" Dediğinde sırıtarak kapıyı açıp içeriye girdim. "Ne var?" Dediğinde Jungkook'a göz kırpıp elimi çektim. Min Jae'ni kucağıma alıp kaldırdım. Boynuma koyup kıkırdadım. "Aptal napıyorsun!?" Dediğinde Jungkook ve ben aynı anda kahkaha attık.

"Yemeğe Kim" dediğimde kafama vurdu. "Ayaklarım var kendim yürüyebilirdim aptal!" Dediğinde başımı kaldırıp ona baktım. Yüzümüz yakındı. Aklınızdan bile geçirmeyin. Öpüşmeyecektik! Minik kardeşim o sadece şakalaşmıştık ve bitti.

"Abin seni sevdiği için taşıyor, seni yere fırlatmadan sus gidelim" dediğimde umursamaz bir bakış attı. "Çoook seviyorsun evet" dedi ve ofladı. Onun bu tavrına güldüm.

Koşarak merdivenlerden düştüm. Kahkahalarla anneme hücum ediyorduk. Jungkook'da gülerek arkamızdan geliyordu. Annem kaşlarını çatmış bize anlamaz bir bakış atmıştı. "Geldik işte" dediğimde başını iki yana salladı.

Masaya yaklaştığımızda Min Jae'ni düşürdüm. Yavaşca sandalyesine koydum. Jungkook bana bakıp gülümsedi. Gülümsedim ve göz kırptım. Annem yemekleri masaya getirirken biz oturduk. Annem de oturduğunda yemeye başladık.

Sessizliği bozan kişi annem oldu.. Bize bakınca, bizi incelediği için ikimiz de yemeyi durdurmuş anneme şaşkın gözlerle bakmıştık. "Anne, bir şey mi oldu?" Dediğimde gözlerini bizden çekmiş başını silkelemişti. "Yok, bir şey yok.." dedi ve yemeye devam ettik. Annem yine düşündü sonra Jungkook'a döndü.

"Jungkook" dediğinde çatalı ağzımda tutup dikkatle anneme baktım. Jungkook yemeyi bırakmış anneme baktı. "Efendim?" Dediğinde annem bana baktığında Jungkook'a baktım. "Sadece bir anne olarak merak ediyorum.." dediğinde kaşlarımı çattım. "Neyi efendim?" Dediğinde Min Jae üçümüzü de inceliyordu. Bana baktığında başını 'noluyor?' dercesine salladı. Omuzlarımı silktim.

"Dün konuşmamızdakı çocuk kim?" Dediğinde bana döndüğünde yutkundum ve çataldaki yemeğimi yedim ve yemeye baktım. "Tanımazsınız" dedi rahat bir tavırla. "Adını söylesen?" Dediğinde gözlerimi sıktım. Boku yedim. Min Jae bu halimi görmüş anneme dönmüştü.

"Annez Jungkook kendisi biliyor napıyor. Sen neden karışıyorsun?" Dediğinde Min Jae'ye baktığımda göz kırptı. İlk kez beni kurtardı. Sağol canım kardeşimm..

Jungkook kollarını göğsünde birleştirdi ve başını olumlu anlamda salladı. Annem iç geçirdi ve başını salladı. Yemeye devam ettik.

Min Jae odasına gittiğinde annem boşkabları masadan kaldırıyordu. Jungkook ilk kez nasıl müziğe başladığını anlatıyordu. Sandalyede oturmuştuk. Ben onu izlerken o masaya bakarak anlatıyordu.

"Hiç bir zaman bu güne geleceğimi bilemezdim.." dedi iç geçirerek ve başını kaldırıp bana baktığında gözlerimiz orta yolda çakıştı. Öylece kaldık. Doğru diyordu. Bende bu güne geleceğimizi bilmiyordum. İlk kez aşık oldum ve şimdi ki günümüz çok değerliydi...

Gözlerimiz derinlere giderken Jungkook'un gözü arkama kaydı. Öksürdüğünde arkama baktığımda annemin işi durdurup bize baktığını gördüm. Ben ona baktığım gibi hemen işine devam etmişti. Jungkook bana kaş göz işareti yaptığında başımı onu onaylarcasına salladım. Ayağa kalktığımızda annemin sesini duydum.

"Taehyung, konuşmamız gerek" dediğinde yutkundum. Jungkook omzuma pat pat vurdu ve merdivenlerden yukarıya çıktı. "Taehyung, gel benimle" dediğinde iç geçirip arkasından gittim. Tuvalete neeee!?!?

Kapıyı kilitlediğinde yutkundum. Bu ne sikim aq!?!? "Anne?" Dedim şaşkınlıkla. "İstemiyorum duysunlar" dedi ve yüzü düştü. "Oğlum, bana gerçeği söyle.. Jungkook'un sevdiği erkek kim?" Dediğinde ofladım. Bıktım lan ben! "Anne! Ben nereden bileyim!? Git Jungkook'a sor ya!" Dediğimde annem kollarını göğsünde birleştirdi.

"Neden tutturdun ya!? Napacaksın Jungkook'un sevdiği erkeği??" Dediğimde başını salladı. "Tamam! Annene söylemiyorsan o zaman ben de açık söylerim" dediğinde kaşlarımı çattım. "Jungkook'la aranda ne var?" Dediğinde tükürüğüm boğazımda takılıkaldı. "Ne!? Anne, Jungkook'un sevdiği erkek var. Benimle sadece arkadaş. Bu nasıl bir soru??" Dedim rol yaparak.

"Bana yalan söylediğine pişman ederim seni!" Dediğinde ofladım. "Yalan değil!" Dediğimde kapıya yumruk vurdu. "Sizi dün kapıdan duydum! Ve sen hâlâ yalan söylüyorsun!" Dediğinde ağzım açık kaldı. O yüzden mi biz merdivenlere çıkarken kapı kapanma sesi duyduk. Tabii ya!

"Bizi gizli şekilde dinledin mi gerçekten??" Dedim ciddi bir sesle. "Evet!" Dediğinde yüzümü buruşturdum. "Bu çok ayıp anne!" Dediğimde annem güldü. "Sanki senin yaptığın ayıp değil" dediğinde ellerimi ceplerime yerleştirdim. "Ayıp değil! Lanet olsun! Kabullenin artık ya! Ben kızlardan nefret ediyorum anne anla artık bunu! Neden önceden hoşlandığım yoktu sanıyorsun??"

"Seni mutlu etmek için kızlarla konuşmaya çalıştım. Ama olmadı. İlk defa aşık oldum bunu da bozma ya!" Dedim bıkmışcasına. "Baban öğrenirse?" Ofladım. "Öğrensin! Artık babam değil" dedim ve kapıya gidecektim ki kolumdan tuttu. "Ne demek babam değil!? Delirdin mi!?"

"Hayır! Babam bizi kandırdı. Onu kafede biriyle gördüm. Şimdi izin ver gideyim" dediğimde annem şok yaşadı. Kapıyı açıp çıktım. Annemi bırakıp gittim. Merdivenleri çıktım ve Jungkook'un merdivenlerde oturduğunu gördüm. "Ah şükür!" Dedi ve ayağa kalktı. "Noldu? Burda durdu dinleyim dedim annen seni sürükledi amk!" Dediğinde kıkırdadım.

"Ne olacak? Bizi bildi" dedim rahat bir tavırla. "Ne!?" Dediğinde başımı onu onaylarcasına salladım. "Bizi? Yani?"

"Evet bizi bildi. Her şeyi bildi" dediğimde ağzını kapattı. "Ah çok özür dilerim Tae!" Dediğinde gülümsedim. "Özür dileme, geçti. Birlikteyiz" dediğimde gülümsedi. Onu kucağıma kaldırdığımda omuzlarından tutup dudaklarıma yapıştı.

Bacaklarının altından tutnuştum. Geri çekildiğinde alınlarımızı birleştirdi. "Seni seviyorum" dediğinde gülümsedim. "Ben daha çokk" dedim ve kıkırdadım. Dudaklarıma kaçamak bir öpücük kondurup geri çekildi. Kollarını ensemde birleştirip başını omzuma koydu. Böyle çok tatlıydı...

**
Nasıl?? Abi kardeş çok güzel anlaşıyorlar, gözlerim yaşardı.🤧 Annesi daha bilmiyor ki iki oğlunun ikisi de gay;))) Neyse ben kaçar<33

-ZeynepXx

İN THE MİDDLE OF THE NİGHT•TAEKOOK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin