17

115 5 5
                                    

Sabah uyandığımda yanımda tatlı masum bir Jungkook uyuyordu. Ağzını şapırdattığında gülümsedim ve eğilip dudaklarına kaçamak bir öpücük kondurdum. Gözleri kapalı gülümsedi. Saçlarını okşadım ve ayağa kalktım.

Pijamamın üstünü çıkardım. Dolabıma yaklaşıp tişört aradım. Tişörtlerim nerede aq!? Aramaya devam ettim. Dolabımı alt üst ettim. Birden karnıma dolanan ellerle yerimde titredim. Agagga soğuktu..

Jungkook arkadan bana sarılmıştı. Başını enseme yaşlanmıştı. Omzuma öpücük kondurduğunda yine titredim. "J-Jungkook.. soğukk.." dedim, gerçekten donuyordum.

"Shh ısıtırım seni" dediğinde başımı yukarıya kaldırıp derin nefes aldım. Gözlerimi kapatıp yutkundum. "Seninle uyanmak hep o kadar güzel ki.." dediğinde gülümsedim. Enseme öpücük kondurdu ve saçlarımı kokladı.

"Jungkook, annem zaten seslenecek kahvaltıya" dediğimde sırtımı öptü. "Annen seslenene kadar zamanım var" dediğinde seslice yutkundum. Kasıklarım titreşti. Ayaklarım titredi. Ah siktir!

Sırtımı öpücüklerle süslerken titremeden edemiyordum. Hem hava soğuk, hem de sıcak dudakları tenime değiyor.... Sıcak elleri soğuk tenimde geziyordu. "J-Jungkook...durr!.." dediğimde kocaman bir öpücük kondurdu ve beni kendine çevirdi.

"Yerim Jungkook diyen ağzını!" Dedi ve dudaklarıma sert ve kaçamak bir öpücük kondurdu. "Jungkook! Rollar mı değişti noluyor?? Uke kendine gel" dediğimde kıkırdadı. "Uke azgınlaştı masum seme" dediğinde ağzım açık kaldı. "Seme'n yer bitirir seni minik uke" dediğimde sırıttı. "Küçük Tae'ni istiyorum" dedi ve eli ile küçüğümü okşadı. Gözlerimi sıktım ve ağzımı açıp inledim.

"Oh küçük Tae'de beni istiyormuş.." dedi ve sırıttı sinsi tavşan. "Jungkook olmaz, zaten yarım kalacağız zorlama" dediğimde dudaklarını büzdü. "Tavşancık üzüldü" dedi küçük çocuklar gibi. Min Jae aklıma geliyor..

"Hem Min Ja-ahhh!" Küçüğümü sıktığında sözlerime devam edemedim. "Jungkook! Sinirlerimi zorlama atalarım üstüne görürsün!" Dediğimde sinirle Jungkook kıkırdadı. "Atla hadi!" Dedi arsız, azgın uke. "Hay sikeyim!" Dediğimde tişörtünü kollarından sıyırdı ve yere attı. "Jungkook!" Dedim ağlamaklı sesle.

Önüme geldi ve boynuma sarıldı. Dudaklarını sertce dudaklarıma yapıştırdı. Başım geriye gitse de öpücüğüne karşılık verdim. İkimizde nefessiz öpüşüyorduk. Alt bedenlerimiz bir birine kavuştu. Göğüslerimiz de bir birine yapışmıştı.

Dilimi içeriye sokup üst, alt sonra da yan damağına vurdum. Dili ile buluşunca inledi. Dilini ağzımın içine çekip emdim. Uyuşana kadar. Ateşlendi yani öpücüğümüz. Jungkook bir ayağını kalçama attığı için onu kucağıma aldım. Bacaklarını popomda birleştirdi. Ellerini de boynumda olduğu gibi. Ensemde ki saçlarımı çekiştiriyordu.

Ben poposundan tutup avuçladığımda ağzımın içine boğukca inledi. Başımı geri çektiğimde ikimiz de nefes nefese kalmış derin nefesler alıp veriyorduk. Islak dudaklarımızın arasında köprü vardı daha sonra yok oldu.

Jungkook'u kucağımdan yavaşca yatağa koydum. Gözleri büyümüştü ve duramıyordu. Ben de onu gibiydim zaten. Artık geri dönüş yoktu. Üstüne çıktığımda gözlerimi onun gözlerinden hiç ayırmadım. Ellerimi başının iki yanında tuttum. Boynunu hedef aldığımda benim için yer açtı.

İmza atacaktım. Beni olana imza atacaktım. Az önce öpüştüğümüz için ıslak olan dudaklarımı ora koyduğumda inledi. Dişleyip yalayıp emdim. Sanat eserimi yaptım. Jungkook dört duvar arasında inliyordu.

İmzam bitince onu öpücüklere boğdum. "Ta-Taehyung istiyorum.." dediğinde yutkundum. Göğsünü öpmeyi bırakıp ayağa kalktım. Pantolonumu çıkartarak kapıyı kilitledim. Jungkook bana bakıp seslice yutkundu ve o da kendi pantolonunu çıkardı.

İN THE MİDDLE OF THE NİGHT•TAEKOOK+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin