1.3

10.9K 534 113
                                    

Beril: SAABAAAH ŞERİFLERİNİZ HAYROLSUUUN EFENDİİM

Beril:

Beril: SABAH SABAH OKUL MU OLUR YA!?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Beril: SABAH SABAH OKUL MU OLUR YA!?

Beril: Neyse gideyim de göreyim

Beril: hâlâ uyanamadın mı, mafya beyciğim

Beril: ay neyse okula geldik gittiiiim

...

Yiğidim: günaydın

Yiğidim: git de dersini işle küçük kız

Yiğidim: ayrıca mafya beyciğim falan🤨

Yiğidim: neyse bu gece telefona bakacak vaktim olmayacak

Yiğidim: beni bulamayınca çok ağlama

-Yiğit'in ağzından- (Ay ben bi heyecanlandım)

Attığı fotoğrafı birkaç kez inceledim. Mavi gözleri, çilleri, o kadar güzeldi ki... Acaba saçları nasıl kokuyordu?

Düşünceler kafamda itiş kakış bir hâl alırken hızla telefonumu ters çevirip sertçe masaya bıraktım.

Burnumdan solurken, çalışma odamın kapısının tıklatılmasıyla "Gel." diye seslendim. Gece boyu hiç uyumamıştım ve sesimden uyku akıyordu. Uykusuz gecelere alışkındım fakat yinede yorgunluğumu gizleyemiyordum. Hem dostum, hem de sağ kolum olan Erkan'ın sarı kafasını görmemle tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım.

Ulan hep verdiği yanlış numara yüzünden gelmişti bunlar başıma. Zaten kendi sorunları kendine yeten biriydim. Kalbimin aptal aptal atması, telefona bakarken gülümsemek gibi saçmalıklar da nereden çıkmıştı?

"Abi şu or- öhm, yani şu şerefsizi getirmişler depoya." Küfürünü tutmasıyla sırıttım.

Beril'i taciz eden şeref yoksununu getirmişlerdi ve bende bunu bekliyordum. Ayrıca Beril'in peşine onu rahatsız etmeyecek şekilde bir adam takmıştım. Ona zarar gelsin istemiyordum.

"Hadi, gidelim de görelim bakalım nelerden hoşlanırmış?" Erkan'ın sırıttığını gördüm.

Tanıyordu abisini.

...

Bu Yiğit'e ısınamıuom ben aq

Abi Ceset! (texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin