...
"Gel bakalım, Yiğidim." Daha fazla konuşmasına izin vermeden telefonu kapattım. Öncelikle hemen gidip aynaya baktım.
Kuzulu kırmızı pijamam ve onun üstünde siyah crop giyiyordum. Mevsim sonbahar olduğu için üstümde de süt kahvesi, kısa bir yelek vardı. Ev modundaydım. Dengesiz hava şartlarına karşı uygun bir kombindi.
Tepeden topuz yaptığım ama çoktan bozulmuş kahveren saçlarımı açarak omuzlarımdan sarkıttım. Tamamdım herhalde yahu!
Geriye doğru gelip yatağıma geçerek onu beklemeye başladım. Sargılı elimi incelerken hafif sızısı, hiçbir şey yapmadığımdan dolayı beni kendine yoğunlaştırıyordu.
Ayağa kalkarak Yiğit gelene kadar babamlara bir göz atmaya karar verdim. Oturma odasındaki televizyon sesi ile oraya girdim. Babam ve kardeşim Eren gülüşerek konuşuyorlardı.
Tekerlekli sandalyesinde oturan babamın, dikdörtgen çerçeveleri altındaki gözleri ile kardeşime, televizyondaki yeşil çam filmi ile alakalı bir şeyler anlattığını sıcak bir tebessümle izledim.
Aklıma, her an Yiğit'in odama gelmesi ihtimali geldiğinde içeri girdim hızla. Arkadan yaklaşarak babamın esmer tenine bir buse kondurdum. "Oo küçük Hanım sonunda yanımıza teşrif edebilmiş." Gülerek çıkan sesi ile tebessüm ettim.
"Aa aşk olsun babacığım! Gören de hiç çıkmıyorum sanacak."
"Çıkıyorsun sanki ablada." diyen ergen kardeşim Eren'in yerde duran kıçına yumuşak bir tekme gönderdim. "Sen konuşma bebe."
Babamın yüzüne tekrar döndüğümde önündeki küçük sehpada duran boş bardağı farkettim. "Çayını tazeleyeyim mi?" dediğimde gülümseyerek başını iki yana salladı. "Yanık elle nasıl dolduracaksın güzel kızım?"
Dudaklarımı büzerek aklıma gelen elimi düşündüm.
Öfkeyle ona baktığımda alttan yine Eren'in sesi yükseldi. "Baba ablam keçileri kaçırdı galiba. Eliyle kavga edecek sanırım." Gülen ve dalga geçen sesi ile kıçına bir kez daha tekme fırlattım.
"Ya abla ya!" diye acıyla kıçını ovuşturduğunda güldüm ve babama doğru; "Ben odama geçiyorum, bir şey olursa çağırırsınız." dedim.
Başlarını salladıktan sonra hızla odama geçtim. Telefonumdan yükselen ses ve camımda gördüğüm yüz ile hızla gözlerimi büyüttüm.
İçeriye girip hızla kapımı kilitledim. Daha sonra cama yaklaşarak kulpu aşağıya indirdim.
"Dondum kızım burada." Soğuktan dişleri takırdayan Yiğit'e mahcup bakışlar attım. Elinde ayakkabılarını tutarak içeriye atladı. Ayakkabılarını ters bir şekilde cam kenarına bırakarak yanıma doğru geldi.
Üstündeki paltoyu çıkararak yatağımın üstüne bıraktı. Boğazını saran haki yeşili kazak ile cidden çok yakışıklı duruyordu. Ellerini birbirine sürterek yüzüme baktı.
Bana bakarak gözlerini kıstı ve üstüme doğru yürümeye başladı. Bende nedensiz bir şekilde geriye doğru adım atarken arkamdaki koca kitaplığa sırtımın değmesi ile yutkunarak mavi gözlerimi kahverengi gözlerine çevirdim.
Bir elini yan tarafıma koyduğunda diğer elini de uzattı. Ben bedenimi kasarak dururken o arkamdan bir kitap aldı.
Kitap aldığını gördüğümde şaşırsam bile, o diğer elini yanımdan çekmedi. Gövdesi, onun karşısında küçük kalan bedenimi örterken yüzüme doğru artan kan basıncını hissediyordum.
"Hmm... Milena'ya Mektuplar."
Evet, evet elindeki kitap buydu. Gülümseyerek yüzüme baktığında geri çekilerek yüzüme düşen gölgesini yok etti.
Arkamdaki, odamın bir duvarını kaplayan kitaplığımı şaşkın gözleri ile süzdüğünde kalın dudaklarını araladı. "Kitap okuduğunu biliyordum ama bunu beklemiyordum."
"Başka arkadaşım yok." dedim gülümseyerek. Bu sefer çatılan kaşları ile bana doğru döndü. Daha sonra buraya geliş amacı aklına gelmiş olacak ki asker adımları ile buraya doğru geldi. Elindeki kitabı kenara bırakarak beni yatağa oturtturdu. Yanıma da o oturduğunda yüzüme hiç bakmadan sargılı elimi, koca avucunun arasına aldı. Son derece odaklanmış dururken çok sevimli görünüyordu.
Bu hali beni kocaman ve içten gülümsetirken, o da başını kaldırmıştı. Kaşları havaya kalktı hızla. Gülüşüm yüzümde donarken yutkundum.
"Söylesene Beril." dediğinde ona cevap verirken beklenmedik bir şekilde sesim titredi.
"N-neyi?"
"Sen herkese böyle güzel mi, gülersin?"
...
AĞLICAM YA BENDE YİĞİT İSTİYORUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abi Ceset! (texting)
ChickLit0543*******: Hallettiniz mi cesedi? 0543*******: Dikkatli olun, yakalanmayın. Beril: eskimedi mi bu aminakoyim Kendi kendine yaşamaya çalışan, deli dolu bir kız olan Beril, telefonuna gelen mesajlardan sonra kendini bir çıkmazın içinde bulur. Her...