GİRİŞ

39 4 12
                                    

♠️

Ölüyordum.

Kimsesiz çığlıklarım bugün beni terk etmişlerdi. Anlamışlardı ölüyorlardı. Benimle birlikte gömülüyorlardı.

Karanlıkta yürüyordum. Issız değildi burası, ıssız olan bendim. Kendime bile inandıramadığım güzel hayallerimdi ıssız olan, artık onlara da veda etme zamanım gelmişti. Asla var olamayıp solup giden hayallerime... Düşüncelerim beni vazgeçirmiyordu, vazgeçiremezdi. Kararlıydım artık kaldıramazdım.

Çıplak ayaklarım aynı bedenimdeki garip sakinlik gibi, ezip geçtiği taşların acısını hissetmiyordu. Sadece gidiyordu. Sessiz olmaları gerektiği için çıplak kaldıklarını bildikleri gibi acılarına da sessiz kalıyorlardı.

Fark ediyorum, artık bende diğer herkes gibi acımı görmezden geliyordum. Artık ben, bu bedenin sahibi olmak istemiyordum. Bu beden fazla yaralıydı. Çok fazla...

Nefes al. Bu aldığın son nefesler, nefes al ve son kez karşında duran aya bak. Bu onu son görüşün olacak. Bu buradaki son anın olacak.

Nefes al, nefes ver. Bu saatten sonra dönmeyeceksin, hayır aklımdaki sesleri kalbimdeki korkuyu dinlemeyeceksin. Bu saatten sonra tek bir yol var, karşında durduğum yol. Her türlü zindana kapatılmamış mıydın? Neden bu sefer özgür kalmıyorsun? Bu sorularla aldın bu kararı vazgeçemezsin. Vazgeçmek sana yasak! Bu sefer sen kendine bir yol çizdin, sonsuza uzanacak bir yol.

Ağlama. Hayır bu dökülen gözyaşları korkudan değil, hayır korkudan olamaz. Sen hayatında başkalaştırılmış olarak yaşamayacaksın artık. Bu yüzden bu gözyaşlarıma ilk ve son mutluluk gözyaşlarım diyeceğim. İlk ve son... Ürperdim. Titreyen bacaklarımı kontrol edemedim.

Tökezledim.

Biraz daha yaklaştım sona. Titreyen çenemi, buz gibi olmuş parmaklarımı hissediyordum. Zaten benden başka hisseden olmamıştı ki onları, eğer olsaydı burada olmazdım. Eğer fark eden olsaydı korkumu anlatacağımı sığınacağım bir göğüs olurdu.

Yoktu. Olsaydı bu on yedi yıllık zindanımda bir parça gülümseyebilirdim.

Bir adım daha attım ve artık uçtaydım. Gözlerim aşağıdaki boşlukta dolanırken, gözyaşlarım benden önce intihar etmişti. Uçurumdan aşağı düşüp, kaybolan gözyaşlarımdan güç aldım ve kollarımı açarak, gözlerimi kapattım.

Geldiğim bu dünyaya en baştan elveda demek için gelmiş olan o kızdım ben.

Ben Elfida Yalnız, bu dünyaya veda ediyorum, düştüğüm bu boşlukta, yüzümü gözyaşlarım ıslatıyor ve kayboluyordu ama boşluktan düşerken tek hissettiğim ruhumun varlığıydı. O da elimden kısa sürede alındı. Artık hissettiğim tek şey, boşluktan düşerken kaybettiğim tek şeyin ruhum olmasıydı. Sonsuz karanlıktan önce duyduğum son cümle ise;

"Hoş geldin küçüğüm, ruhun tutsak, sen ise kabusa mahkum olacaksın."

♠️

Kayıp Ruhlar-Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin