5/ Hâlâ Nefes Alabiliyorsak

8 1 5
                                    


Beşinci Bölüm


Bir takım sesler duyuyordum. Konuşma sesleri... Göz kapaklarımı aralarken konuşma sesleri daha yakınımdan gelmişti.

“Uyanıyor.” Demişti bir kız sesi. Gözlerimi açtığımda karşımda direkt siyah saçları yüzünün iki yanından salınmış esmer bir kız gördüm. Beklemediğim veya hazırlıksız yakalandığımdan kendimi panikle geri çektim ve bu bacağımın acımasına l, kaburgalarımın sızlamasına neden oldu.

“Paniklenme.” Dedi kız. Sesi öyle naifti ki, Peri masalında bir peri sesi gibiydi.

“Nasıl paniklemesin dibine girdin kızın.” Dedi Katre ve o kızı yanına çekti. O sırada görüşüm daha da açılırken karşı tarafta kalan tekli koltukta oturan Yiğiti gördüm. Öyle tiyatro izler gibi izliyordu.

“Uykusunu alsın diye uyandırmadım, sizin yaptığınıza bakın.” Handan hanım elini bir peçeteye kurularken baş ucuma geldi. Kafamı hafif kaldırıp Handan hanımın yüzüne baktım.

“Pardon meleğim ama merak ettim.” Dedi kız. Handan hanım iç çekerken, Katre’de ikili koltukta yerini almıştı.

“Her neyse, tanışın sonra yemeğe gelin. Herkes masada olacak.” Dedi Handan hanım ve geri gitti. Gözlerimi açar açmaz gördüğüm kız Katre’nin yanına oturdu.

“Vay saçların çok hoş ama fazla kuş yuvası gibi duruyor.” Dedi siyah saçlı kız. Bunun üzerine ellerim saçıma gitti ve kabarıklığını gidermek ister gibi kıvırcık saçlarıma bastırdım.

“Kendini tanıtmak için mükemmel yol Berfu.” Demişti Katre. Ben onlara tekrar dikkatle bakarken, tekli koltukta oturan Yiğit’ten alaylı ve kısık bir gülme sesi geldi.

“Tam bir şamata tiyatrosu, Sakat Yavru Kedisi ve Tanışma Seansı.” Dedi ellerini hava da manşet haber anlatır gibi tutarak sonra Katre’nin göz devirmesine, Berfu’nun şaşkın bakışlarına takılmadan kalktı ve büyük ihtimal yemek masasına gitti.

“Sen onu takma diyeceğim yine.” Dedi Katre. Berfu, Katre’ye destek verdi ve kendini tanıttı. “Ben Berfu, burada o deli ve Katre ile beş senedir buradayım. Umarım güzel anlaşırız.” Dedi Berfu.

“Umarım... Bende Elfida.” Dedim ve yemek masasına gitmemiz gerektiğini bildiğim için doğruldum. Berfu ayağa kalktıp yanıma geldi koluma girdi. Katre koltuk değneklerimi verince Berfu’nun kolundan çıktım. İkilinin yönlendirmesi ile masaya gittik. Masada en başta Karmen hemen diğer basinda Handan hanım ve sağ, sol taraflarında üçer üçer duran sandalyelerden, Karmen’in yanında Yiğit oturuyordu. Handan hanımın yan tarafına oturdum ve Berfu’nun Yiğit’in yanına oturmasını onun yanına da Katrenin oturmasını izledim. Çoktan tabaklara konulmuş, sıcak olduğu çıkan dumanlardan belli olan çorbaya baktım. O an acıktığım hissettim. Hastanede midem pek yemek almamıştı, bir hafta boyunca yediğim yemek iki dolu yoğunu geçmezdi.

“Hadi canım yemeğe başla.” Dedi Handan hanım ve elime samimice bir iki kere okşadı. Yemeğe başlayan üçlüye sonra Karmene baktım. O da yemeye başlamıştı ama gözlerinin bende olduğu belliydi. Gözlerimi Karmenden çektim ve kaşığı elime alıp sıcak çorbaya soktum. Biraz karıştırıp, azcık üfledikten sonra içtim. Yutkunurken, üzerimde bir çift bakış hissettim. Ağırca gözlerimi hissettiğim yere çevirdim ve bana bakan kişiyi gördüm. Yiğit... elimdeki kaşığa ve çorbaya bakıp bana saliselik bir bakış atıp yemeğine dönmüştü.

“Şey yanlış anlamazsan nasıl bu hale geldin?” dedi Berfu. Masada çıkan kaşık sesleri kesilmişti. En azından Yiğit’in ki dışında herkesin ki kesilmişti. Berfu’ya döndüm.

Kayıp Ruhlar-Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin