5

471 70 38
                                    


Jisoo nine kutudan birkaç fotoğraf ve resim daha çıkartmıştı. Beni en çok utandıran yaptığı resimlerdi.

"Bu çok güzel, bakın."

"E Jisoo nine yuh!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"E Jisoo nine yuh!"

"Abartma Min, bu yine masum."

"Ne?"

"Jisoo nine!" Aynı anda bağırdığımızda ikisi de kıkırdadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Jisoo nine!" Aynı anda bağırdığımızda ikisi de kıkırdadı.

"Bu kıyafetleri baloda mı giymiştiniz?" Kafamı olumlu anlamda salladım. "Aynı anda ama farklı yerlerde kütüphaneye gideceğinizi söyleyip kalkmıştınız. Aklıma da bu geldi işte."

"O tamamen tesadüftü." Bize inanmayan gözlerle baktılar.

"Gerçekten tesadüftü."

"He he, inandık."

"Niye tatlı bu?" Minho şakınca bana baktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Niye tatlı bu?" Minho şakınca bana baktı.

"Sana bu tatlı mı geldi?"

"Evet, ne olmuş?" Elini çeneme götürdüğünde elini ittim.

"Ay siz devam edin, yabancı yok karşınızda, biz bizeyiz. Hadi hadi, devam edin." Jennie nineye uyarıcı bir şekilde baktım.

"Jen nine."

"Buyur kuzum?" Ben ona bakmaya devam ederken  kaş göz yapmaya başladı.

"Her neyse."

"Bu sahne yaşanmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bu sahne yaşanmıştı."

"Oov... Jisoo, geleceği görüyorsun hayatım."

"Şey... Ben gitsem iyi olacak." Ayağa kalktığımda hepsi aynı anda bana baktı.

"Aa neden?" Jen nineyi dinlemeyip Jisoo nineye döndüm.

"Tamam tatlım, git sen." Gülümseyip kapıya doğru bir adım attığımda biti kolumdan tutmuştu.

"Bekle. Ben de ge-" Jisoo nine Minho'nun sözünü kesti.

"Asıl sen bekle Minho. Seninle konuşmamız gereken şeyler var. Hanji, sen git tatlım."

"Teşekkür ederim." Oradan çıkıp evime doğru ilerledim. Bu günlük bu kadar macera bana yeter de artar bile.

Eve vardığımda yatak odama gittim ve kendimi yatağa atıp bir çığlık attım. Neden diye sormayın lütfen, ben de bilmiyorum çünkü.

(Minho)

"Ne? Ben mi onu rahatsız ediyorum?" Jen nine tek kaşını havaya kaldırdı.

"Evet?"

"Sanki çocuğu taciz ettim ya! Alt tarafı bir öpücüktü!"

"O öpücüğün onun üstünde yarattığı şeyi tahmin bile edemezsin Lee Minho! Ah tanrım, aynı annene benziyorsun." Anlamayan gözlerle ona baktım.

"Annem mi? O ne alaka şimdi?"

"Annen senin kadın versiyonun. Gençken asiydi, umursamazdı, insanları parmağında oynatırdı... Şimdi bakıyorum da, aynı Jennie'ye benziyormuş." Jen nine dudaklarını büzdü.

"Ayıp ediyorsun hayatım."

"Hey hey hey! Konudan sapmayın. 'Jisung kuzumu rahatsız ediyorsun annesi kılıklı şey. Çocuğa dokunma' ne demek? Bana bunu açıklamak zorundasınız." Aynı anda göz devirdiler. "Göz devirmeyin bana." Jisoo nine değneğini çıkarıp bana doğru salladı. "Jis nin-" ağzım yok olduğunda göz devirdim.

"Biliyorum, sana bunu 27. kez yapıyorum fakat küçüklüğünden beri asla susmuyorsun. Ben de bir canlıyım, değil mi? Elbette sabrımın sınırları var!"

"Jis, sakin ol tatlım."

"Bak kuzenine, hiç dırdır yapıyor mu bize? Hayır! Biraz ona benzesen ne olur ki? Bir yerin mi eksilir?"

"Jisoo, sakin ol canım."

"Sakinim ben!" Jisoo ninenin çok sinirlendiğinde olduğu gibi saçları havalanmıştı ve gözleri kırmızıya dönmüştü.

"Tamam, sakinsin, tamam." Jennie nine Jisoo ninenin elini tuttu. "Geçti, sakinsin, tamam." Jisoo nine yumuşamış, saçları ve gözleri eski haline dönmüştü. Hızla bana döndü.

"Bu seferlik seni affediyorum." Değneği tekrar sallayıp ağzımı eski haline getirdi.

"Teşekkür ederim."

"Jisung'da da özür dile sıpa." Göz devirdim.

"Ama ben bir şey yapmadım ki."

"Olsun, yaptın. Sen anlamdın."

"Tamam ya, dilerim." Asla diyemeyeceğim.

"Sana inanmıyorum pis domuzcuk." Alt dudağımı ısırıp bakışlarımı kaçırdım. "Görünüşe göre de güvenmemekte haklıyım. Bana bak domuzcuk, o vampirden özür dileyeceksin. Duydun mu beni?" Ofladım. "Oflama nineye."

"Ama Jen nine, özür dilersem alay konusu olacağım." Omuz silkti.

"Bizi ilgilendirmez. Tekrar söylüyorum domuz, o iyi bir vampir, onun duygularıyla oynamayı aklından bile geçirme." Göz devirdim.

"Jis nine, o kadar şerefsiz miyim ben?" Tek kaşını havaya kaldırdı.

"Evet?"

"Belki. Ama onun duygularıyla oynamam ben. Öyle bakmayı da kesin, sadece ona özel falan değil." Aynı anda göz devirdiler.

"Onu seviyorsun, seni aptal! Jis, bebeğim bu salaklığını kimden almış? Sen baya zekisin, ben zaten zeka fışkırıyorum"

"Aynen canım, fışkırmış fışkırmış kalmamış." Kıkırdamıştım.

"Ayıp ediyorsun tatlım." Jis nine göz devirdi.

"Her neyse. Kısacası onu seviyorsun ve özür dilemek zorundasın."

"Tamam ya, dileriz."
__________________________________

Nasilsiniz ballarimmmm





Mahperi / minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin