pain of love day 3

40 8 1
                                    

"İlk düşünce"

O kadar sıkılmıştım ki öfleye öfleye nefesiz kaldım. Ders çalışmaktan çok sıkılmıştım. Junghwan ise benim çözemediğim 23.soruya bakıyordu. Bana bol bol soru çözmemi istiyor ama bilmediğim şeyin sorusunu nasıl çözüyüm ki. Üfleyerek ayaklanıp kahve çöpümü atmak için küçük çöp kovasının yanına gittim çöpü attıktan sonra junghwanın yanına gidip kimseyi rahatsız etmeden fısıldadım "sıkıldım ben" bana karşılık olarak oda fısıldadı "derse odaklanırsan sıkılmazsın" 100. Kere üfledik ten sonra arkama yaslandım junghwan bana yan yan baktıktan sonra kitaplarını toparlamaya başladı aynı zamanda fısıldayarak konuşmaya başladı "tamam hadi gidelim" yüzümdeki sıkılmış ifade sönüp gülümseyerek toparlanmaya başladım.

...

Sırtımızdaki 029382929 kg çantayla eve gidiyorduk. Yakında fıtık olucam. Sınava 2 yıl olduğu halde biz şimdiden baya çalışmaya başladık. Junghwan da hepimizden daha çok çalışıyordu. Sonunda yokuş bitmişti. Bir oh çekip junghwana baktım yere bakarak yürüyordu. "Bir sorun mu var" benim sesimi duymasıyla gözlerini kırpıştırıp bana baktı göz göze gelmemizle beraber konuşmaya başladı "yok sorun yok sadece biraz yoruldum." gülümseyerek cevap verdim. "Bu aralar aralıksız ders çalışıyorsun" tam ağzını açıp cevap verecekken konuşmaya devam ettim "kendini yormadan çalış şimdiki yaşının tadını çıkarmayı unutma geri geldiği zamanda çok çalışıcaz ama şimdilik kendine bakmayı unutma" hafifçe gülümseyip kafa salladı.

...

Dersten sıkılıp arkama yaslandım hemen önümde oturan junghwana baktım bana bakıp gülümsedi bende karşılık verip pencereye döndüm ve dışarıyı izlemeye başladım. Dışarıda sarmayınca kafamı sıraya koyup gözümü kapattım uyuma gibi bir planım yoktu amaç göz dinlendirmekti ama yorgunluktan bilincim kayboldu

...

Koluma hissettiğim baskıyla bilincim yerine geldi gözlerimi zar zor açıp beni uyandıran kişiye baktım junghwan meraklı bir şekilde bana bakıyordu göz göze gelince oh çekti ve konuşmaya başladı "bayıldın sandım biraz daha uyanmasaydın öldün sancaktım " hafifçe gülüp konuşmaya başladım"hadi dışarı çıkalım" kafasıyla onaylayıp ayağa kalktı

Dışarıda mutlu mesut gezerken uğursuzun yüzünü gördüm hemen buradan uzaklaştırmalıydım junghwanı
"Hey junghwan üşüdüm ben hadi sınıfa çıkalım"junghwan şaşırmış bir şekilde bana baktı"hava çok güzel üşüyücek bir hava yok ki" karşı çıkarak konuşmaya başladım"belki canım üşümek istedi sanane hadi yukarı çıkalım" üfleyerek cevap verdi "üfff tamam hadi çıkalım"

...

Bu gün bütün derslerde uyukladığım için junghwandan azar işitiyorum şuan. "Biliyorsun sınava 1 yıl kaldı ve sen derslerde uyuyorsun" öfleyerek yavaş yavaş yürümeye devam ediyordum junghwan ise bir kaç adım ilerde yürüyordu. Bir anda durup yüzüme bakmaya başladı bir anda durması ona çarpmama neden oldu. İkimizde anlımızı ovuşturuyorduk."önüne baksana, gerçekten bu gün aklın yerinde değil"başımı üzgünce aşağı eğdim. Junghwan tekrardan yürümeye başladı bu sefer ikimizde aynı doğrultuda yürüyorduk. Junghwanın evine yaklaşmıştık. "Umarım yarında bütün gün uyumazsınız neyse hadi bay bay"
El sallayarak eve doğru yürümeye başladım.

You And  I Are İn Love -dohwan-✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin