pain of love day 14

31 5 0
                                    

"Tapılası dudak"

"Hadi junghwan hızlı ol" junghwan hemen test kitabını çantasına koydu ve kalemlerini toplamaya başladı. Ben junghwanın çok gereksiz bir şekilde toplu olduğunu düşünüyorum.
junghwanın aksine hiç toplu değildim. Sıradaki bütün eşyalarım her yerdeydi. Ve niki hiç bir zaman ben dağınık olduğum için kızmadı. Çünkü niki çok sabırlı ve uysal bir çocuktu.

Junghwan koşarak benim yanıma gelince nikiyi düşünmeyi bıraktım ve odak noktamı junghwana verdim şimdi beraber kantine gidecektik. Merdivenlerden yavaş adımlar ile aşağı kata iniyorduk.

junghwan ile yakınlaşalı bir buçuk ay olmuştu.Junghwan çok değişmeye başlamıştı artık eskisinden daha çok gülüyor ve sınıfta ki ler ile kaynaşmaya başlamıştı. Bunda benim payım da çok fazlaydı.

Ve en yakın arkadaşımı bazen çok fena kıskana biliyordum.

Elimde değildi. Junghwan biraz önde ben ise bir kaç adım arkasında yürüyordum. Ben yere bakarak düşünürken, junghwan önde normal bir şekilde yürüyordu. Tam olarak 2.katında merdivenlerini atlatacakken bir öküz bana bütün ağırlığı ile çarpması ve benim junghwanın üstüne düşmem klişesi yaşandı mı??? Evet. Şaka şaka öyle bişey olmadı. Ama merdivenlerden inerken bir çocuk bana çarpacakken junghwanın benim kolumu tutup kendine çekip o kalın sesi ile "dikkat et doyoungie" demesi yaşandı. O an aşırrı yakındık. Aptal kelebekler harekete geçince junghwandan uzaklaşıp hızla kantine yürümeye başladım. Junghwan ise gülerek hemen arkamdan geliyordu.

Junghwan ile kantine girdiğimizde kantin bomboştu ve oldukça şaşırmıştım. Normalde iğne atsak yere düşmeyecek  kadar kalabalık olurdu.

Gözümü kantinde gezdirirken yedamı görmem ile gözlerimin parlaması bir oldu. Bu çocuk nasıl bu kadar mükemmel olabilir.

Hemen yanındaki yoshiye çarptığımda gözümü devirmeden duramadım. Junghwan beni görmüş olacak ki kıkırdamıştı bana bakarak.

Ve sonrasında kafasını yoshiye çevirdi. Ben junghwanın yan profilini incelerken o yoshiye tepkisizce bakıyordu. Bir süre baktıktan sonra bir şeyler dedi ama ben sadece yan profilini incelediğim için dediklerini tam olarak anlayamamıştım. Sonrasında junghwan yüzünü bana çevirince kendime geldim oda benim onu anlamadığımı anlayıp cümlesini tekrarladı

"sanırım artık ona karşı bir hissim yok" dediği şeyi sindirmek zor geliyordu.

"Ciddi misin?? " kafasını salladı ve tapılası bir şekilde gülümsedi.

"Evet ona baktığımda bişey hissetmiyorum" biraz nefes aldı ve cümlesine devam etti "ama sanırım sen hala yedamı seviyorsun"

kafamı salladım oda benim arkama geçip ellerini omzuma koyup beni ittirdi ve yedamların oturduğu masaya doğru yürümeye başladık.

Vardığımızda junghwan konuştu "selam geçler, yanınıza otuabilir miyiz" yedam gülümseyip kafasını salladığında belli etmeden sırıttım.

Dersler hakkında konuşurken ben utangaç bir şekilde yedam ile konuşuyordum, junghwan kafasını yere eymiş yeri izliyordu, yedam benle gülümseyerek sohbet ediyordu. Yoshi ise  ben ile yedamı izliyordu.

Yoshi sohbetten sıkılmış olacakki yedama seslendi "sevgilim telefonumu verir misin?? "

sevgilim kelimesi ile junghwan ile ben aynı anda gözlerimizi kocaman açtık. Junghwan etrafa baktı ama kimse yoktu sanırım yedama söylemişti ama niye. Yedam gülümseyip telefonu verdi.

Ben sadece beraber olmamaları için dua ediyordum yedam gülerken konuştu "bu arada biz yoshi ile çıkma kararı aldık"

işte bu cümle her şeyi bitirdi junghwan şaşkınca bana baktı.

Onun şaşkınca gözleri ile benim dolu gözlerim teması kurunca junghwan bileyimi tuttu beni kaldırdı ve konuştu "hım sizi tebrik ederiz ama bir işimiz vardı onu yapmamız gerekiyor görüşmek üzere"

Tuvalette tüm gözyaşlarım ile ağlıyordum. Junghwan ise sırtımı sıvazlıyordu. Kendimi iğrenç hissediyordum "ya canım acıyor junghwan" dedim biraz nefes alıp tekrar konuşmaya başladım "kalbimi paramparça hissediyorum" dedim ve yüzümü junghwana döndürüp konuştum

"onda olan bende olmayan ne vardı junghwan-" junghwanın narin dudakları cümlemi kesti dicem ama öküz dudakları bir anda yapışınca ne yapacağımı şaşırdım. Sertçe öpüyordu ben ise hala şaşkınlığımı atlatamamıştım.

Deja vu yaşıyordum.

Junghwan dudaklarını oynatmaya başladığında gözlerimi kapattım ve ona ayak uydurdum bir süre sonra ayrıldı ve beni duvara yaslayıp yüzüme yakın bir şekilde konuştu

"ağlamanı dindirmek için değil,bu tapılası dudaklarına aşık olduğum için öptüm"

You And  I Are İn Love -dohwan-✔✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin