"Tren geliyor."

123 20 45
                                    

Jimin teyzesinin kucağından başını kaldırıp gözlerini salonda gezdirdi. Herkes film izliyordu ve saat sabah beş olmak üzereydi.

Hoseok'un bu sabah değilde yarın sabah geleceğini öğrendiğinde onu beklemeyi bırakmıştı. Koltuktan kalktı ve derin bir nefes aldı.

"Uyuyacağım ben."

Annesi hemen Jimin'e dönüp "İyi geceler, oğluşum." dediğinde ona bakıp göz kırptı.

Salondan çıkmadan önce Jeongguk'un Yoongi'ye sarılmış, kucağında Bam ile uyuduğunu görünce içten içe gülümsemek istemişti.

Tuhaf bir şekilde aklından Taehyung'la o şekilde uyudukları ve kucağında da köpekleri olduğu bir görüntü geçiyordu. Bunu hayal etmesi tuhaftı ve Taehyung için bir köpekle aynı evde bile yaşardı.

Sonuçta Taehyung kendinden büyük köpekler istemiyordu, minik, yumuşacık tüylü ve sakin yavru köpekleri seviyordu kendinin tam aksine.

Farkında olmadan gülümserken merdivenlerden çıktı ve yavaşça odaya girdi.
Gece lambası yanmaya devam ediyordu ve Taehyung mışıl mışıl uyuyordu. Ya da uyuyormuş gibi yapıyordu.

Jimin yatağa doğru ilerlerken Taehyung'a dikkatlice bakıyordu. Her zamanki gibi duvara dönük yatıyordu ve ayıcığı kollarının arasındaydı. Hava sıcak olmasına rağmen örtüsünü üstüne örtüyordu bazen yaptığı gibi.

Yatağa oturduktan sonra elini yavaşça Taehyung'un saçlarına uzattı. Nazikçe okşayıp yumuşak saçlarını karıştırırken gülümsedi.

"Sana hâlâ biraz sinirliyim ama olsun, kalbimi kırdın tete." diye fısıldadı.

Elini saçlarından çekip yavaşça yatağa yattı ve Taehyung'a sarıldı. Onu kendine çekerken elini beline sardı, yavaşça okşamaya devam ediyordu.

Taehyung belindeki el yüzünden son derece gerginken aynı zamanda yüzünün kızardığını hissedebiliyordu. Hızlı nefes alıp vermemek için kendini tutarken hareket etmemeye çalışıyordu. Jimin farkında değildi ama Taehyung'u çok 'tuhaf' bir duruma sokmuştu.

Taehyung kabullenmemeye, öğrenmek için uğraşmamaya ve umursamamaya devam ettikçe adı 'tuhaflık' olarak kalacaktı.

Kalp atışlarının hızı yeteri kadar kendini belli ediyordu ama bu konuda rahat olmaya çalışıyordu, Jimin'i tanıyordu ve bunu anlamayacağını biliyordu.

Tabii asıl anlamaması gerekenin ne olduğunu kendisi de bilmiyordu. Öylesine kalp atışlarını mı yoksa kendinin bile ne olduğunu bilmediği tuhaflığı mı, hiçbir fikri yoktu. Tek bildiği kalbi hâlâ deli gibi atmaya devam ediyordu ve asla durmuyordu.

Onu düşüncelerinden kurtaran hareketle kendine gelirken rahtlamaya çalıştı. Jimin bir ayıcığa sarılır gibi Taehyung'u kendine çekmişti ve nefesini boynunda hissetmesini sağlıyordu.

Bu şekilde uyumaya çalışmak onu fazlasıyla zorlayacaktı.

---

"Günaydın, güzeller güzeli brom."

Jimin elindeki tepsiyle odaya enerjik bir şekilde girmişti. Taehyung ise sesini duyduğu anda kendini örtünün altına çekip kendince saklanmaya çalışıyordu.

"Bebeğim? Acıkmadın mı yoksa?"

Jimin'in sorduğu soruyla gözleri kocaman açılırken ellerini yüzüne kapattı ve derin derin nefes almaya başladı. Neredeyse her sabah böyle uyandırılmasına rağmen o an bir daha uyanamayacakmış gibi hissediyordu.

my love, broHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin